Ecevit, 'Güneş Motel' hükümeti denen hükümetin b

Reha MAĞDEN yazıyor

Ecevit, 'Güneş Motel' hükümeti denen hükümetin başında; Adalet Partisi'nden 11 milletvekili transfer etmiş.
Sene 1978. Toplum, 'kurallar çiğnenerek' kurulan bir hükümetin gerilimini, anamuhalefet partisi konumunda olan Süleyman Demirel'in liderliğindeki Adalet Partisi ve onun doğal mütteffikleri olan Alpaslan Türkeş 'başbuğluğundaki' Milliyetçi Hareket Partisi ve 'sünni islam'ın siyasal önderi' konumundaki Necmettin Erbakan'ın Milli Selamet Partisi'nin topyekün 'provakasyonlarıyla' yaşıyor.
Sene 1978, Aralık 24. Daha önce 8 Eylül'de Bahçelievler katliamı olmuş. İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı raporda, Bahçelievler Katliamı zanlılarının Maraş katliamından iki gün önce orada olduğu belirtilmiş. Bu arada Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, hükümete sürekli sıkıyönetim ilanı çağrısı yapmaktadır.
İki yıl sonra Çorum katliamı da olacaktır. 5 Temmuz 1980'de... Yani darbeden iki ay önce... 24 Aralık 1978'de resmi rakamlara göre 111 kişinin, içinde çocuk ve kadın olan, öldürüldüğü günün akşamı; Ankara'da Karadeniz bölgesinden anamuhalefat partisine mensup bir milletvekilinin ağabeyinin evinde, eğlenceli bir gece düzenlenir. Dansöz oynatılmakta şarkılar söylenmektedir. Gecede anamuhalefet partisi lideri olduğu da söylenerek, yandaş mebuslar geceye davet edilir. Biri, "Utanmıyor musunuz, 100 kişi öldürüldü, bu neyin eğlencesi," der.

Eğlence devam eder. Ertesi gün sıkıyönetim ilan edilir, istenildiği gibi.
Eğlence yapanların umudu, hükümetin düşmesiydi. Nitekim katliamdan iki gün sonra 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. 14 Ekim 1979'da seçim yapıldı ve AP, MHP ve MSP'nin desteğiyle tek başına iktidar olarak 'örtülü' 3. MC hedefine ulaştı.
Ama toplumun 'kaderi' yürüyor, Çorum, Sivas, Maraş, Yozgat dörtgeninde, MHP öncelikli provokasyonlar bitmek bilmiyordu.
Demirel, hükümetini kurmuştu ya, Maraş'ta ölen 111 kişinin kanı da yerde kurudu!
Daha derin 'işler' de vardı. Sıkıyönetim 'hukuken' değil, ama 'gayrıresmi' olarak genişliyordu.
Tarih hatırlar; unutmayacaktır!
Susmamak da budur!

Hiçbiri tesadüf değildi!
MGK toplantılarında Demirel, Evren başta generallere soruyordu: "Bütün yetki sizde, neden kanı durdurmuyorsunuz?"
Evren'in cevabı şuydu: "Biz başarıyı AP'ye yedirmeyiz!"
Bu arada, AP'nin gençlik kollarından MHP'li ülkücülere 'gayrıresmi' yollar ve özel ilişkilerle para akıyordu...
Sonunda 5 Temmuz 1980'de Çorum katliamı oldu. Demirel, onlarca kişinin öldürüldüğü katliamdan sonra, "Çorum'u bırak Fatsa'ya bak" dedi.
Fatsa'da bir yerel yönetim modeli vardı ve başında halktan birisi 'Terzi Fikri' (Sönmez) halkla birlikte ilçeyi yönetiyordu.
Çok geçmedi, Demirel iktidarından 11 ay sonra, "Biz başarıyı AP'ye tahvil ettirmeyiz" diyen Genelkurmay Başkanı Kenan Evren 'Emir Komuta Zinciri' içinde darbe yapıyor.
Başta Demirel'in işaret ettiği Fatsa olmak üzere bütün ülke kana bulanıyor. Mahkemelerde 'terör'ün tarafı olarak yargılanan MHP ve liderini savunan avukatlar, 'Kadromuz içeride, ideolojimiz iktidar' diyor.