Osman Kavala’nın avukatı Deniz Tolga Aytöre, Kavala ve Barkey’in görüştüğü iddiaları ile ilgili soruları yanıtladı. Aytöre, Barkey hakkındaki yakalama kararının, Kavala ile görüştükten sonra çıkarıldığına dikkati çekti

Kavala'nın avukatı: Barkey hakkındaki yakalama kararı, Kavala tutuklandıktan sonra çıkarıldı

Gezi Parkı eylemlerini finanse ettiği gerekçesiyle tutuklanıp, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken beraat eden, fakat beraat kararının ardından bu kez de CIA'de bir dönem danışmanlık yapan Henry Barkey ile görüştüğü gerekçesi ile yeniden tutuklanan Osman Kavala’nın avukatı Deniz Tolga Aytöre, Barkey hakkındaki yakalama kararının Kavala tutuklandıktan sonra çıkarıldığını söyledi.

Independent Türkçe'den Can Bursalı’nın sorularını yanıtlayan Aytöre,Henry Barkey'le Kavala arasında iddia edilen görüşmelere ilişkin konuştu.

Aytöre’nin Kavala ve Barkey ile ilgili sorulara verdiği cevaplar şu şekilde:

'BARKEY’İN TUTUKLAMA KARARI, KAVALA İLE KARŞILAŞTIKTAN SONRA ÇIKARILDI'

-Osman Kavala, 2017 yılının sonunda tutuklandı. Tutuklama gerekçesi 15 Temmuz 2016'nın öncesinde ve sonrasında Henry Barkey'le yaptığı iddia edilen görüşmeler ve HTS kayıtlarıydı. 15 Temmuz'un organizasyonuyla suçlanan Henry Barkey'le görüşmek 3 defa tutuklanma gerekçesi olabiliyorsa, müvekkiliniz size göre neden iddia edilen görüşmelerini yaptıktan hemen sonra tutuklanmadı?

Öncelikle iki konuyu açıklığa kavuşturmakta fayda var. Osman Kavala'nın Henry Barkey ile Karaköy Lokantası'ndaki ayaküstü selamlaşması dışında tespit edilen herhangi bir görüşmesi bulunmamakta. Kaldı ki, AİHM 2. Ceza Dairesi, 10.12.2019 tarihli Osman Kavala kararında, "Baz istasyonları örtüşmesi ve lokanta selamlaşmasının tutuklama ve suçlamalar için makul şüphe içermediği" sonucuna ulaşmıştır. Sonuç olarak bu eylemler hangi yasa maddesi ile çerçevelenirse ya da adlandırılırsa adlandırılsın, AİHM kararı kapsamındadır ve bu eyleme dayanan tutuklama kararı hak ihlalidir.

Sorunuza gelince... Neden Osman Kavala'nın bu eylemlerden hemen sonra tutuklanmadığını soruyorsunuz. İşte tam da anlatmaya çalıştığımız husus budur. İddiaların somut verilerden ne kadar uzak olduğu, Osman Kavala özelinde kişiselleştirilen bir soruşturma ve yargılamalarla karşı karşıya bırakılığımız, tutuklama kararlarının keyfiliğinden de açıkça anlaşılmaktadır. Aslında burada daha da trajik olanı, kendisiyle karşılaştığımız için tutuklandığımız Henry Barkey hakkındaki yakalama kararı, Osman Kavala tutuklandıktan yaklaşık bir ay sonra çıkartılmasıdır. Sanırım bu örnek, soruşturma ve yargılamaların ciddiyetini ortaya koymaktadır.

-Osman Kavala'nın Henry Barkey'le bir lokantada yemek yediği iddia ediliyor. Tutuklanma talebiyle casusluk ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlamalarından mahkemeye sevk edildiğinde de bu yemekten bahsediliyor. Ancak Kavala bir karşılaşma olduğunu, Barkey'in başka biriyle yemek yediğini belirtiyor. Barkey'le yemek yiyen kişi Kavala değilse kim olduğu neden tespit edilmiyor?

Bir yanlışı düzelterek başlayalım. Bugüne kadar Osman Kavala hakkında yürütülen hiçbir soruşturma ve kovuşturma aşamasında Osman Kavala'nın Henry Barkey ile yemek yediği şeklinde bir tespit bulunmamaktadır. Tespit, Karaköy Lokantası'ndaki ayaküstü selamlaşmadan ibarettir. Neden tespit diyorum; çünkü o tarihte Osman Kavala'nın Henry Barkey ile yemek yemediği ve bu iki kişinin değişik masalarda değişik kişiler ile birlikte olduğu hususları, lokantanın güvenlik kameraları, rezervasyon dökümleri, lokantanın yetkilileri ve çalışanlarının ifadeleriyle aynı gün belirlenmiştir. Bu nedenlerle bu kişilerin tanık sıfatı ile dahi bilgilerine neden başvurulmadığı ya da isimlerinin neden sır gibi saklandığı sorularının muhatabı soruşturma makamlarıdır.

-Yargı içinde çeşitli gruplaşmalardan bahsediliyor. Bu gruplaşmaların Osman Kavala'nın tutuklanmasında etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Bakınız güç savaşlarında yargının özel bir cazibe merkezi olduğu aşikardır. Ancak biz hukukçular böyle bir şeyin doğruluğuna inanmak istemeyiz ve tüm yargıyı töhmet altında bırakacak bu tür genelleme ve yakıştırmalardan uzak durmaya çalışırız. Kaldı ki ben bir ornitolog (kuş bilimci) değil, hukukçuyum.

-Avukatlık kariyerinizde üç farklı suç iddiasında aynı delillerin gerekçe gösterildiğine şahit olmuş muydunuz?

Hayır olmadım. İnanın Osman Kavala hakkında yaşananlar, her gün biraz daha 'Çaresizleşen ve Kişiselleşen Yargılamalar' adlı ders kitabına girecek nitelikte. Örneğin, gizlilik kararı olduğu biz müdafiilerin hiçbir belge alamadığı dosyaların belirli medya kuruluşlarınca servis edilmesi ya da 'Amerikalı yabancı ülke casusu Henry Barkey'in aslında Türk vatandaşı olması gibi ironik ve trajik algı yönlendirmeleri, Osman Kavala'dan çok yargı sistemimizin özgürlüğüne yönelik.