Kayyum şimdi de ‘yuva’ya el attı!
Boğaziçi’nde kayyum yönetimi bu sefer de Okul Öncesi Eğitim Birimi’nde tepki çeken değişikliklere gitti. Birçok öğretmeni işten atan kayyum, öğretim programını da değiştirdi.
Umut SERDAROĞLU
Kayyum idaresi tarafından 2021 yılından bu yana yönetilen Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan sorunlar bitmek bilmiyor. Akademisyenlerden öğrencilere izlediği politikalarla birçok kişi tarafından tepki gören rektörlük şimdi de Okul Öncesi Eğitim Birimi’nin içini boşaltmaya çalışıyor. Okulda çalışanların çocuklarının eğitim aldığı eğitim yuvasında pek çok değişikliğe imza atıldı.
Bu yılın başında Birim Sorumlusu ayrılma niyeti olmamasına rağmen yönetim tarafından emekli edildi. Ardından erken çocukluk eğitimi konusunda uzman olmayan ve yetkinlikleri tartışmalı kişiler göreve getirildi. Birim sorumlusu ayrıldıktan sonra önce sosyal hizmetler mezunu, ardından Kastamonu Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği mezunu olan iki kişi yönetime getirildi.
Yönetimde yapılan değişikten bir süre sonra Yuva Yönetim Kurulu ve Okul Öncesi Eğitimi Bölümü öğretim üyelerinden oluşan Eğitim Komisyonu feshedildi. Ardından rektörlük tarafından yeni kurul üyeleri atandı.
‘FENOMEN’ KADRO
Okul Öncesi Eğitim Birimi’nde görevli öğretmenlerin yerine “sosyal medya fenomeni” yönetici ve öğretmen kadrosu getirilmesi de tepkileri iyice artırdı. Rektörlük tarafından sözleşmeli öğretmenlere tazminatlarının hazır olduğu, kadrolu öğretmenlere üniversite içindeki birimlere veya kurumlar arası geçiş yapmaları söylendi.
Daha önce tamirat, tadilat, bakım ve onarım, ilaçlama, detaylı temizlik için eğitime ara verilen ağustos ayında Yuva bu sene açık tutuldu. Bakımın yapılmamasının sağlık açısından zararlı olduğu bilgisi verilmesine rağmen bu uygulamadan vazgeçilmedi. Ağustos ayında eğitimin devan etmesi nedeniyle öğretmenlerin izinleri iptal edildi.
‘DEĞERLER EĞİTİMİ’
Rektörlük, 17 Temmuz 2023 tarihinde velilere yönelik bir toplantı düzenledi. Toplantıda çocuklara ebeveynlerden ve çocuklardan izin alınmadan uzman olmayan kişiler tarafından psikometrik testler uygulandığı ortaya çıktı. Yapılan veli toplantısında bu testlerden bahsedilerek “mevcut programla çocuklar bir şey öğrenmiyorlar” gerekçesiyle yeni bir programdan bahsedildi.
Yeni programda yer alan “derslerin” isimleri incelendiğinde tüm gelişim alanlarına değil, sadece akademik bilgiye odaklanıldığı görüldü. Bu dersler arasında din eğitimine yönelik uygulamalara yer verildiği bilinen “değerler eğitiminin” de yer alması tepkilerin artmasına yol açtı. Toplantıda çocukların üniforma giyeceği bilgisi de verilirken veliler çocukların tek tipleştirilmesine yönelik değerler eğitimi ve üniforma giydirilmesi gibi uygulamalara tepki gösterdi.
ÖZELLEŞTİRME ÇABASI
Yapılan değişikliklere tepki gösteren Okul Öncesi Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mine Göl Güven değişikliklerin satış zihniyetine dayalı özelleştirme ile markalaşma stratejisi olduğunu söyledi. 1973’ten bu yana faaliyette olan Okul Öncesi Eğitim Birimi’nde ilk defa böyle bir değişiklik yapıldığının altını çizen Göl Güven şöyle devam etti:
“Okul Öncesi Eğitim Birimi’nde son günlerde olup bitenler, tüm Boğaziçi Üniversitesi mezunlarını ve çalışanlarını endişelendiriyor. 50 yıl içerisinde Boğaziçi Üniversitesinde çocuğu Yuva’da eğitim almamış tek bir çalışan yok. Bir eğitim kurumu yerleşkesinde hem üniversite hem de erken çocukluk eğitimini aynı anda bu kadar uzun süre boyunca veren başka bir örnek Türkiye’de yok. Kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi Yuvası kamu çalışanlarına ve çocuklarına hizmet veren bir birimdir Satış zihniyetine dayalı özelleştirme ile markalaşma stratejilerine kanmamız, çocuklarımızın diğer yerleşkelerde açılması planlanan ücretli okullar için model oluşturma çalışmasında yetkin olmayan insanların elinde pilot bir çalışmaya terk edilmesi düşünülemez.”