Boğaziçi Üniversitesi son günlerde yeni sarsıntılarla çalkalanıyor. Görevden alma, ilişik kesme, sansür derken baskının boyutu giderek katlanıyor. Akademisyen Can Candan’a göre, itiraz edenler hedefte.

Kayyuma itiraz cezalandırılıyor
Boğaziçili akademisyenler 402’nci kez sırtlarını Rektörlük binasına döndü. (Fotoğraf: Ali Aktaş)

Dilan ESEN

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaklaşık bir buçuk yıl önce Boğaziçi’ne yaptığı ‘kayyum rektör’ atamalarının ardından akademik katliam başladı. Önce Melih Bulu’nun daha sonra ise Naci İnci’nin rektör olarak atanmasıyla Boğaziçi’nin adeta nefesi kesildi.

‘Kayyum rektör’ Naci İnci, öğrencilere baskı kurmaya, okulda kadrolaşmaya, akademisyenlerin işine son vermeye ve görevden uzaklaştırmaya devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde Naci İnci’nin bugüne kadar yaptığı icraatlarına bir yenisi daha eklendi. Son olarak da Ekonomi Bölümü’nün seçilmiş başkanı Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, İnci yönetimi tarafından görevinden üç ay süreyle uzaklaştırıldı.

İnci’nin son günlerde yaptıklarının bir kısmı ise şöyle:

•Adrese teslim kadroyla atanan akademisyen usulsüzce senatoya alındı.
•Emeritus akademisyenlerin dersleri engellendi.
•Ünversitenin yemekhanesine zam yapıldı.
•Mezun kartları iptal edildi. İptal gerekçesi ise belirtilmedi.
•Akademisyen Can Candan’ın okulla ilişiği kesildi. Candan, Boğaziçi'nde akademisyen olan eşi Ayfer Bartu'yla kampüse girmek istedi ancak okula alınmadı.
•Sinema Kulübü’nün filmleri sansürlendi, açık hava gösterimleri iptal edildi.
•Atatürk Enstitüsü’nün seçilmiş müdürü görevden alındı.
•Naci İnci öğrencisini öğretim görevlisi yaptı.
•Mithat Alam Film Merkezi yöneticileri Zeynep Ünal ve Elif Ergezen’in görevine son verildi.

 Can Candan Can Candan

SALDIRI ALTINDA

Rektör İnci tarafından mahkeme kararlarına rağmen Boğaziçi’yle ilişiği kesilerek okula alınmayan Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Film Çalışmaları Programı Öğretim Görevlisi ve belgesel sinemacı Can Candan ile son günlerde yaşananları konuştuk. Boğaziçi Üniversitesi’nin çok ciddi bir saldırı altında olduğuna dikkat çeken Candan, şunları dile getirdi: “51 yıllık Boğaziçi Üniversitesi 20 aydır siyasi iktidar tarafından organize edilen, kurumsal özerklik, akademik özgürlükleri ve demokratik katılımcı işleyiş ilkeleri hedef alınan çok ciddi bir saldırı altında. Bizler de Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri olarak diğer üniversite bileşenleri olan öğrencilerimiz, mezunlarımız, çalışanlarımız ile birlikte bu kamu üniversitesini korumak ve verilmekte olan kamu zararlarını önlemek için 20 aydır mücadele etmekte ve ‘Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz’ demekteyiz.”

İTİRAZ EDEN HEDEFTE

Son yaşananların da bu saldırının devamı niteliğinde olduğuna değinen Candan, İtiraz eden, sözünü sakınmayan akademisyenler bir yıldır hedefte. Yarı zamanlı ve emekli hocalar dersleri kapatılarak okuldan uzaklaştırılıyor; tam zamanlı hocalar disiplin soruşturmaları, cezaları ve görevden almalar ile bezdirilmeye çalışılıyor. Burada hedeflenen 2016'daki KHK’lerle üniversite tasfiyelerinde yaşandığı gibi sözünü sakınmayan, yanlışa yanlış diyen, biat etmeyen akademisyenlerin üniversitelerden uzaklaştırılarak yerine biat edenlerden, siyasi iktidarın suyuna giden, sesini çıkarmayanlardan oluşan bir üniversite yaratmak. Bunda yeni bir şey yok. Biz de başından beri ilkelerimize arkamızı dayayarak kamu yararı için sorumluluğumuz olanı yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.”

ÜNİVERSİTEYİ KORUYACAĞIZ

Tüm Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri ile birlikte doğruyu savunmaya devam edeceklerini aktaran Candan, üniversiteyi korumayı da sürdüreceklerini söyledi ve “Akademisyen olarak kendimize, öğrencilerimize ve topluma karşı sorumluluğumuz bunu gerektiriyor” dedi.