İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen 140'ı tutuklu 205 sanıklı İstanbul KCK Davası'nın...

ELÇİN YILDIRAL

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen 140'ı tutuklu 205 sanıklı İstanbul KCK Davası'nın beşinci duruşmasına devam edildi. 6 tutuklu sanığın katılmadığı, 8 tutuksuz sanığın ise hazır bulunduğu dava sanık avukatlarının 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan 6352 sayılı yasanın geçici 1. ve 2. maddelerine itirazı ile başladı.

‘İBARE MUĞLAK’ GEREKÇESİ

“Yasanın 1’inci maddesinin birinci fıkrasında 31/12/2011 tarihine kadar, basın yayın yoluyla ya da sarih düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenen ve adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı” şeklinde bir ibare bulunduğunu söyleyen avukat Baran Doğan, ibarenin muğlak olduğunu savundu. Bir örnekle muğlâklığı ifade eden Doğan, “Bir köşe yazarı basın yayın yoluyla X şahıs ‘geri zekâlıdır’ derse bu yasadan yaralanacak ama yüzüne karşı derse yararlanamayacak.  Geçici 1’inci madde,  Anayasa’nın ‘Kanun önünde eşitlik’  ilkesini düzenleyen 10. Maddesi ile ‘Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar’ ilkesini düzenleyen 38. Maddesine aykırıdır.  Maddenin gerekçesi de yok. Üst sınır 5 yıl olan bütün cezalar yasa kapsamına alınmalı” dedi.

‘YARGIÇLARIN AKIBETİ BELLİ DEĞİL’

Yasanın geçici ikinci maddesini de ele alan Doğan, bu madde ile Özel Yetkili Mahkemeler’in (ÖYM) kaldırıldığını ancak yargıçların akıbetinin belli olmadığını ifade etti.  Yargıçların adil yargılamanın bir unsuru olduğunu söyleyen Doğan, “Heyetinizin akıbeti ne olacak? diyerek,  yargıç güvencesi ile ilgili bir düzenlemenin olmadığına dikkat çekti. Düzenlemenin “eşitlik”  ilkesine aykırı olduğunu ifade eden Doğan, “Dilimize pelesenk olmuş ‘Üniter Devlet’in en önemli unsuru hukuktur. Hukuku eşit uygulamazsanız, devleti siz parçalamış olursunuz” dedi. 6352 sayılı yasanın geçici 1. Ve 2. Maddelerinin mahkeme heyeti tarafından Anayasa Mahkemesi’ne iptali için başvurulmasını isteyen Doğan, müvekkillerinin de mağdur olmaması için tahliyelerini talep etti.

TALEPLER CUMA GÜNÜ KARARA BAĞLANACAK

Sanık avukatları hasta müvekkilleri İhsan Yilez’in hastaneye sevkini de isterken, Zeki Ayık’ın da Adli Tıp’a sevkini ve tahliyesi talebinde bulundu.  Mahkeme Başkanı Ali Alçık, talepleri 13 Temmuz Cuma günü karara bağlayacağını söyledi. Duruşma iddianamenin okunmasıyla devam etti.

Davutoğlu: Ersanlı’nın terörist olduğuna ben inanmıyorum

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fransa’nın başkenti Paris’teki “Suriye’nin Dostları” toplantısından dönerken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Milliyet gazetesinden Aslı Aydıntaşbaş, Ahmet Davutoğlu’na KCK soruşturmasında tutuklanan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yla ilgili görüşlerini sordu. Davutoğlu, “Büşra Hanım, 28 Şubat’ta da çok demokrat bir tavır almış bir akademisyendir. Terörist olduğuna inanmıyorum. Ama bu durumu bir bakan olarak kabullenmiyor olmam, bana yargıya müdahale hakkı vermiyor. Yargı ayrı bir süreç. Eleştirenler kimi yerde ‘Neden müdahale ediyorsunuz’, başka davada ise ‘Niye müdahale etmiyorsunuz’ diyor” dedi.

Yargıya müdahale edilemeyeceğini söyleyen Bakan Davutoğlu, “Bazıları bu tutuklamaların hükümet kararıyla olduğunu, iktidarın ‘toplayın bu insanları’ dediğini sanıyor. Sonuçta yargı bağımsız. Böyle ise Hakan Fidan neden ifadeye çağrıldı? O konuda da ben tutumumu en başta ortaya koydum” diye konuştu.

İfade özgürlüğünden yana olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:

“İlk bakan olduğumda önüne AİHM’de ifade özgürlüğü davalarını getirdiler. Mesele Sayın Mustafa Erdoğan’ın yazdığı bir makale. Bir akademisyen olarak aynı makaleyi ben de yazmış olabilirdim. Bu tür davalarda savunma dahi yapılmaması talimatını verdim. AİHM’de artık ifade özgürlüğü konularında savunma dahi yapmıyoruz. Ancak maalesef ifade alanında yanlış yargı kararları ve süreçler nedeniyle de milyonlarca dolar tazminat ödüyoruz.”

Ersanlı: Bana ne yargı paketinden!

KCK tutuklusu akademisyen Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın dün Radikal gazetesinde röportajı yayımlandı. Başına gelenlerin, BDP’nin içindeki hem Türk, hem kadın, hem de akademisyen olarak yer almaktan kaynaklandığını belirten Ersanlı, 3. Yargı Paketi ile beraber tahliye umudu olup olmadığı sorusunaysa “Hakkında yakalama kararı çıkarılmış bir akademisyen olarak fazla bir şey bekleyemem. Ne çıkacağımı, ne çıkmayacağımı düşünüyorum. Paketten bana ne!” diyerek yanıt verdi.

Avukatlardan, Çalışkan’a mektup

Silivri’de süren KCK Davası’nın genç avukatları, Radikal Gazetesi yazarı Koray Çalışkan’ın 7 Temmuz günü Radikal’de yayınlanan yazısına kamuoyuna açık bir mektup ile yanıt verdi. Yazısında KCK sanık avukatlarının bazılarının mahkemede iddianamenin tamamının okunmasını istediğini, oysa bunun tutukluluk sürelerini uzatacağı için kötü bir talep olduğunu yazan Çalışkan’a cevap veren avukatlar, mektupta özetle şöyle dedi:

“Dostlarımızın, iddianamenin tamamının okunmasının sorguları geciktireceği ve tahliyeleri engelleyeceği savı Türkiye mahkemelerinde Kürt Halkına karşı uygulanan hukuku bilmedikleri anlamına gelmektedir. Sanki müvekkillerimizin sorgusu yapılsa ve avukatlar tahliye talebinde bulunsa hepsinin tahliye olacağı yönünde bir havanın yaratılması Türkiye'de siyasal iklimi, Kürt Siyasetine karşı yaklaşımı, siyasal iktidarın yargı üzerindeki etkisini gözardı ederek hayalci, romantik yorumlardan başka bir şey değildir.”