İzmir’in Karaburun ilçesinde, geçimini kıl keçileri ile sağlayan köylüler, dağlarda kurulan Rüzgâr Enerji Santralları’ndan (RES) dert yanıyor. RES’ler yüzünden otlak kalmadığını, bu nedenle yaşadıkları yerleri terk ettiklerini söyleyen çobanlar, her yıl hayvanlarını otlatacak alanlar aradıklarını, keçilerin süt veriminin düştüğünü ve hayvanların düşük yaptığını belirtti. Köylüler, bu durumun devam etmesi halinde hayvancılığı bırakmak zorunda kalacaklarını vurgulayarak, […]

Keçiler otlaksız kaldı

İzmir’in Karaburun ilçesinde, geçimini kıl keçileri ile sağlayan köylüler, dağlarda kurulan Rüzgâr Enerji Santralları’ndan (RES) dert yanıyor. RES’ler yüzünden otlak kalmadığını, bu nedenle yaşadıkları yerleri terk ettiklerini söyleyen çobanlar, her yıl hayvanlarını otlatacak alanlar aradıklarını, keçilerin süt veriminin düştüğünü ve hayvanların düşük yaptığını belirtti. Köylüler, bu durumun devam etmesi halinde hayvancılığı bırakmak zorunda kalacaklarını vurgulayarak, endişelerini aktardı.

tüm dağlara RES!

İzmir’in koyları ve dağları ile ilgi çeken ilçesi Karaburun’da yaşayanlar, Yarımada’da RES kurulması için verilen üretim lisanslarına tepkili. Karaburun Kent Konseyi’nce hazırlanan rapora göre, 415 kilometrekarelik Karaburun’un yüz ölçümünün yüzde 71’i, 6 firmaya RES proje sahası olarak tahsis edildi. Bunun da Yarımada’nın neredeyse tüm dağlık alanlarını kaplayacak ölçüde olduğu belirtiliyor. Yarımada’da RES yatırımı planlanmayan tek bölge ise yüzde 13’lük alana yayılan Bozdağ (Akdağ) kütlesi. İlçede bu kadar çok RES projesine onay verilmesi, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayanların tepkisine neden oldu.

Özellikle Karaburun Yarımadası’nın simgesi haline gelen kıl keçisinin yetiştiricileri, kurulan rüzgâr türbinleri nedeniyle otlak bulma konusunda büyük sorun yaşıyor. Kıl keçilerinden elde ettikleri kopanisti, tulum peynirini satarak, geçimlerini sağlayan köylüler, kurulan RES’ler yüzünden hayvanların sütünün azaldığını, gebe kalan keçilerin de çok fazla düşük yaptığını kaydetti.

Bölgede 9 yaşından beri çobanlık yaptığını anlatan 60 yaşındaki Yusuf Arıcı, Karaburun’un Yaylaköy Mahallesi’nde yaşadıklarını, burada hayvanlara rahatlıkla baktıklarını; ancak RES’ler kurulduktan sonra oturdukları yeri terk ederek, daha merkezi konumda olan Karareis Mahallesi’ne göç ettiklerini söyledi. 4 yıldır kış aylarında bu mahalleye, yaz aylarında ise ilçeden daha uzakta olan Bozdağ Mahallesi’ne giderek, hayvanlarını otlatabilecek meralar aradıklarını dile getiren Arıcı, “Bizim geçim kaynağımız hayvancılık. Bir taraftan birileri hazine arazilerini kiralıyor. Diğer taraftan RES’ler kuruluyor. Meralarımız kısıtlandı. Bizim köyümüz 15- 20 aile hayvancılık ile geçimini sağlıyor. 7- 8 sürü var, bu sürülere bakanların 14- 15 okuyan çocuğu var. Bu hayvanlar olmasa biz bu çocukların geleceklerini nasıl kurtaracağız? Otlak alanlar sürekli daralıyor, meralar kısıtlı. O nedenle köyü terk ettik” dedi. Arıcı, böyle devam ederse hayvancılığı tamamen bırakacaklarını söyledi.

köyü terk ettiler

Yusuf Arıcı’nın amcasının eşi olan ve kıl keçisi yetiştiriciliği ile geçimini sağlayan 59 yaşındaki Necla Arıcı ise RES’lerden çıkan tozların otlara ve ağaçlara bulaştığını, bunu yiyen hayvanların da hastalandığını söyledi. Arıcı, “Bizim hayvanlarımız hasta oluyor. Meralar azaldı. Şimdi meraları kiralıyorlar. Bizim hayvanlarımızı otlatacak alanlarımız kalmadı. Biz de mecburen ekmek parası için evimizi, yurdumuzu terk ediyoruz. Yaylaköy’den Karareis’e geldik. RES’ler çalışıyor. Yağmur yağmadığı zaman çok fazla toz oluyor. Dağlara RES’leri diktiler, ahırlarımızın önüne kadar direk diktiler. Biz nereye gidelim? “ dedi.

Evli ve 2 çocuk babası Özgür Aynalı da çocukluğundan itibaren yaptığı bu işin, şimdilerde çok zor hal aldığını, dağların bir kısmını taşocaklarının diğer kısmını ise RES’lerin kapladığını söyledi. Çevrede bulunan mermer ocağından taş kestiklerini ve oradan çıkan tozun da hayvanları etkilediğini vurgulayan Aynalı, şunları söyledi: “Toz ota bulaşıyor, hayvan bunu yiyince zehirleniyor. Eğer bunu fark etmezsek hayvan ölüyor, fark edersek ilaçlar ile kurtarıyoruz. RES’ler otlak alanları çok fazla azalttı. Gidebileceğimiz yer neredeyse kalmadı. Bulduğum yere geliyorum, burada da siteler var. O sitelerde yaşayanlar rahatsız oluyor, şikâyet ediyor. Çok sıkıntıdayız. İzmir dışından geliyorlar, dağlara RES kuruyorlar, taşocağı açıyorlar. Bu nedenle hayvanlarımızdan gerekli verimi alamıyoruz. Sütleri çekiliyor, gebelikte azalmalar oluyor.”