Google Play Store
App Store

Erdoğan’ın yüzde 50+1 sistemini hedef alması tartışma yarattı. AYM’ye bireysel başvuru hakkını da tartışmaya açan iktidar sistem tıkanınca çark ediyor.

Kendi getirdiği sistem tıkanınca çark ediyor
Fotoğraf: AA

Haber Merkezi

Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 şartının değişmesinin ‘‘isabetli olacağını’’ söylemesi Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. “50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur” diyen Erdoğan, “Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar?” ifadelerini kullandı.

Ekim 2019’da AKP hükümetlerinde uzun süre bakanlık yapan Faruk Çelik’in, cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50+1 oy oranı zorunluluğunun yüzde 40+1’e çekilmesi önerisi konusunda, Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, siyaset gündemini değiştirmişti. AKP’de yüzde 50+1 konusundaki en önemli yakınma konusunun ittifakları zorunlu kılması olduğu biliniyor. Benzer bir öneri Cemil Çiçek tarafından da yapılmış, bu öneri Bahçeli tarafından sert bir dille eleştirilmişti.

Küçük ortak Devlet Bahçeli ise 50+1’de ısrar ediyor. Kasım 2021’de yaptığı çıkışlarda 50+1’den dönülmesinin mümkün olmadığına değinen Bahçeli, “50+1 sistemini eleştirenlere anlayış göstereceğimizi beklemek abesle iştigaldir” açıklaması yapmıştı.

Yüzde 50+1 sistemi, 21 Ekim 2007’deki referandumla kabul edilen Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi yöntemiyle uygulanmaya başlandı. Bu sistemde çok sayıda parti bir aday etrafında bir araya gelerek ittifak yapabiliyor. Öte yandan iktidarın uygulamaya koyup sonradan hedef tahtasına çevirdiği uygulamalar bununla sınırlı değil.

BİREYSEL BAŞVURU HAKKI

AKP iktidarı 23 Eylül 2012’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru hakkı getirdi. Bu tarihten Kasım 2023’e kadar yaklaşık 520 bin bireysel başvuru yapıldı. AYM, bu başvuruların 400 binden fazlasını sonuçlandırdı. Ancak AYM’nin milletvekili seçilen Can Atalay için verdiği hak ihlali kararının Yargıtay tarafından çiğnenmesiyle başlayan yargı krizinin ardından AYM’nin yetkileri törpülenmeye çalışılıyor. Bu doğrultuda en çok tartışılan konulardan biri de AYM’ye bireysel başvurunun iptal edilmesi önerisi oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan yargı krizinde AYM’ye karşı Yargıtay’dan yana tavır aldı. MHP Lideri Devlet Bahçeli ise AYM’nin kapatılmasını savundu. Öte yandan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç AKP Meclis Grup Toplantısı öncesi yaptığı açıklamada, AYM’ye bireysel başvurunun kaldırılmasının söz konusu olmadığını söyledi. Tunç ayrıca AYM’nin yargılama usullerinin de değişebileceğini savundu.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Türkiye, kadına karşı şiddetin önlemesi adına imzalanan bir insan hakları mukavelesi olan ‘İstanbul Sözleşmesi’ ya da tam adıyla ‘‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’’nden Mart 2021’de çekilme kararı aldı. Türkiye, 11 Mayıs 2011’de de sözleşmeyi ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011’de parlamentosunda onaylayan ilk ülke oldu. Tarikat ve cemaatlerin baskısının ardından İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından feshedilmesine karar verildi.