Dünyaca bilinen Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırının ardından AKP’nin yıllarca destek verdiği belirtilen radikal İslamcı örgütlerin Türkiye’de de benzer eylemlere imza atabileceği endişesi giderek artıyor

Kendileri besledi kendileri endişeli

DOĞU EROĞLU - @dogueroglu

Charlie Hebdo dergisine düzenlenen, 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin açıklamalarıyla gözler Türkiye’ye çevrildi. Fidan ve Canikli’nin Türkiye’de saldırı uyarısı, iktidarın İslami cihat namlusu Türkiye’ye dönebilir diye yorumlanıyor.

Suriye iç savaşında sırasıyla Özgür Suriye Ordusu, El Nusra Cephesi, İslami Cephe ve IŞİD’e lojistik destek verdiği, zaman zaman silah ve mühimmat yardımı yaptığı, mücahitlerin Türkiye’de örgütlenmesine veya yabancı mücahitlerin Türkiye üzerinden geçişine engel olmadığı iddia edilen hükümetin endişesini, siyaset bilimciler, siyasetçiler, güvenlik ve istihbarat uzmanları BirGün’e değerlendirdi.

>> CHP Konya Milletvekili Attila Kart: ‘Uyardık, ciddiye alınmadık’

El Nusra veya IŞİD saflarına katılımın 3 bini aştığını söylediğimizde ciddiye alınmadık. Kaynaklarıma dayanarak, bugün Türkiye’den IŞİD’e katılımın 10 binin üzerinde olduğunu kaygıyla ifade ediyorum. Özellikle son 2-3 ay içinde İstanbul’dan ve Adana’dan büyük bir akış olduğunu paylaşmak isterim. Türkiye bu örgütlere yönelik tavır koymadığı gibi, himaye boyutlarına varan sorumsuz yaklaşımlar içinde oldu. Şimdi de kontrol etmekte, yönetmekte zorlanıyor.

>> Siyaset bilimci İlhan Uzgel: İslamcı örgütlerle çatışmama siyaseti

Hükümet, “Mesele Esad’ı devirmekse her şey teferruattır” gibi bir diskur benimsedi ve hem Türkiye’deki faaliyetler hem de geçişler için bir kanal açıldı. AKP’nin kendisinin de İslami ideolojik yelpazede bulunmasından ötürü, İslamcı örgütlerle çatışmama siyaseti var. Ancak ilerleyen dönemde Batı’yla İslam arasında ilişki gerginleşecek gibi gözüküyor. Türkiye zamanında model olmaya çağrılmıştı, şimdiyse taraf olmaya çağrılacak. Öte yandan, Türkiye’de terör eylemleri olması halinde hükümet çok zor durumda kalacak çünkü Türkiye kamuoyunun kabul sınırı, mültecilerle birlikte dolmuş durumda; iş şiddete dönüştüğü takdirde Suriye politikası toplum için tam bir başarısızlığa dönüşecek ve tolerans bitecek. IŞİD’le ilişkili olduğu konuşulan İstanbul’daki canlı bomba eyleminin öncelikle DHKP-C üzerinden kamuoyuna aktarılması da bu doğrultuda okunabilir.

>>MİT Eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Suriye politikası zaaflı
Türkiye El Kaide ve türevlerinin eylem alanı içinde. IŞİD’in yerleşik hale gelmesi, Türkiye’nin örgütlere en çok geçişin yapıldığı ülke oluşu, sınır güvenliğinin yok olması risk yaratıyor. Ama güvenlik ve istihbarat tedbirlerinin zamanında alınıp alınmamasından ziyade, Türkiye’nin bölgesel politikalarının uygunluğu tartışılmalı. Türkiye’nin Suriye politikalarıyla ilgili zafiyet yaşadığını söylemek yanlış olmaz.

>> Polis Akademisi Eski Öğretim Görevlisi Tuğrul Özşengül: Rövanş eylemleri gelebilir
Fransa’daki saldırıyla beraber, dünya Türkiye’den daha kararlı mücadele bekleyecek. Türkiye’nin geniş çaplı operasyonlar başlatması halinde rövanş eylemleri ortaya çıkabilir.