Güvencesiz çalışma koşulları ve baskılarla mücadele eden sanat emekçileri değişim istiyor. Sanatın toplum için önemine vurgu yapan sendika temsilcileri, 28 Mayıs için çağrı yaptı, “Kendin için oy ver” dedi.

Kendin için oy ver

Işıl ÇALIŞKAN

AKP, iktidarı boyunca kültür sanat emekçileri için ciddi bir yıkıma yol açtı. Bir yandan güvencesiz çalışma koşulları ile mücadele eden emekçiler, diğer taraftan iktidarın yasakları ve baskılarıyla dolu 20 yıl geçirdi. Kültür ve sanatın farklı alanlarında faaliyet gösteren sendikalar, sanat emekçilerinin yaşadığı sorunların toplumda yarattığı etkiden yola çıkarak 28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa çağırdı. 

Gece 1’den sonra devam eden müzik yasağını hatırlatan Kültür Sanat-Sen Genel Hukuk ve TİS Sekreteri Ahmet Rıza Evci, “Toplum olarak bizden beklenen işine git, evine dön. Konsere gitme, tiyatroya gitme. Sanat, bu işten ekmek yiyenler kadar faaliyetlerden faydalanan toplum için de önemli” derken Müzik Sen Genel Başkanı İpek Koçyiğit, “Onlardan olmayan sanatçıların hepsi patlayacak bir bomba gibi görüldü. Bu kötü zihniyetten kurtulmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Sendikalar, oy kullanmanın önemini BirGün’e anlattı.

SORUNLARIMIZ KANGREN HALİNE GELDİ

Kültür Sanat-Sen Genel Hukuk ve TİS Sekreteri Ahmet Rıza Evci: Bizim sanat kurumlarımızın sorunlarının çoğu kangren haline geldi. Figüranların durumları ortada, kadro sıkıntıları hâlâ devam ediyor. Sanat teknik kurumlarındaki insanlar kadroya geçince maaşları düştü örneğin. Bu sorunların kökten bir çözüme ihtiyacı var. Günlük palyatif çözümlerle konular geçiştirilmeye çalışılıyor. Eskiden sanatçılar 15 asgari ücret alırken şimdi 2 asgari zor alıyorlar. Ekonomik olarak geldiğimiz yere bakın. Bu çocuklar geceli gündüzlü çalışıyorlar. İkramiyeyi vermemek için de ellerinden geleni yapıyorlar. Siyasilerin sanatı ne hale getirdiğini gördük, toplumun sorumluluk alması gerekiyor. Bu kültür ve sanat kurumlarının önünün açılması gerekiyor artık. Bu da sandığa gitmekle olur. Toplumun sandığa gidip gücünü göstermesi gerekiyor. Bezginlik, bıkkınlık, “zaten bir şey olmuyor” söylemleriyle biz buraya kadar geldik. Ama bu saatten sonra herkes sorumluluk duygusuna sahip çıkmalı. 

Gece 1’den sonra müzik yasağı niye devam ediyor hâlâ? Toplum olarak bizden beklenen işine git, evine dön. Konsere gitme, tiyatroya gitme. Sanat, bu işten ekmek yiyenler kadar faaliyetlerden faydalanan toplum için de önemli. Kendin için oy ver.

KÖTÜ ZİHNİYETTEN KURTULMAK İSTİYORUZ

Müzik Sen Genel Başkanı İpek Koçyiğit: Pandemiyle birlikte müzisyenlerin var olan sorunları daha çok gün yüzüne çıktı. Sosyal güvence eksikliği ve sanatçı sigortası sıkıntısı en büyük sorunlarımız arasında. Müzisyenlerin kredi kullanmasına hiçbir banka yardımcı olmuyor. Geriye dönük yıpranma payıyla beraber bir emeklilik yasası istiyoruz. Önde görünen müzisyenlerin dışında arkada çalışan emekçi tayfanın sosyal güvencesinin etkin bir şekilde yapılandırılması gerekiyor. Ek 6 şu an 3 bin 252 TL. Müzisyenler günlük çalıştıkları için bunu ödeyemiyorlar. Devlet hiçbir şekilde yardımda bulunmuyor. Özgün çalışma koşulları esas alınarak sanatçılar için özel bir sosyal güvenlik sisteminin düzenlenmesi gerekiyor. Bu düzenleme yapılmadığı sürece bu sorunlar sürer gider. Esnafların durumu da belli zaten, kimse sigorta yapmak istemiyor. Müzisyenler günlük yaşadıkları için gruplaşmayı, sendikalaşmayı başaramıyor. O bilinci ne yazık ki veremedik. Devlet STK’ların önünü açsa, müzisyenler de bunun toplum için büyük bir girişim olduğunu farkına varacak. 

Pandemiden sonra festivaller, konserler yasaklandı. Onlardan olmayan sanatçıların hepsi patlayacak bir bomba gibi görüldü. Bu kötü zihniyetten kurtulmak istiyoruz. Oy vermek tüm bunlar için çok önemli. 

YAŞADIKLARIMIZ SIR DEĞİL AMA ÇÖZÜM YOK

Sinema TV Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Demirbilek: Film sektöründe güvencesiz ve geleceksiz çalışıyoruz. Proje bazlı iş yapan sanat emekçileri olarak kesintiye uğrayan bir çalışma hayatımız var. Az sayıda insanla ülke ekonomisine güçlü katkıda bulunuyoruz ama gereken önemi göremiyoruz. Uzun çalışma saatleri, uzun ödeme vadeleri, düşük ücret üzerinden yatırılan sigorta primleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği ihmalleri, v.diğer konular uzun yıllardır denetlenmiyor. Ayrıca sektör olarak emekliliğe giden yolda dezavantajlı konumdayız. Yaşadığımız bu problemler sır değil. 

Sanatın, sanatçının ve sanat emekçisinin ülkemizde ki sorunları, kayıtsız bir bakış açısıyla değil, iyi kalpli kamu zekâsı ve vizyoner bir duruşla çözülebilir. Tam da bu bağlamda mesleğimizin geleceğini düşünerek vatandaşlık görevimizi yerine getirmeli ve 28 Mayıs’ta yapılacak seçime katılım sağlayabilmeliyiz.

***

ÖZGÜRLÜK İÇİN SANDIĞA SARIL

Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi öncesi aralarında Haluk Bilginer, Mehmet Günsur, Vahide Perçin, Ece Uslu ve Sinan Tuzcu gibi isimlerin yer aldığı sanatçılar “Sandığa sarıl” kampanyası başlattı. Sanatçılar, çektikleri videolarla cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi için “Demokrasi, özgürlük, adalet için sandığa sarıl” çağrısı yaptı. Paylaşılan mesajlardan bazıları şöyle:

•Vahide Perçin: Demokrasi için, 28 Mayıs’ta sandığa sarıl.

•Ece Uslu: Ben kendi adıma hak, hukuk ve adalet için 28 Mayıs’ta oyumu verip sandığıma sarılıyorum siz de sizin için önemli olan neyse oyunuzu verip sandığınıza sarılın.

•Jehan Barbur: Hür fikrin, hür vicdanın için 28 Mayıs günü sandığa sarıl.

•Haluk Bilginer: Özgürlük için, 28 Mayıs’ta sandığa sarıl.

***

AMA’SIZ FAKAT’SIZ DEMOKRASİ İSTİYORUZ

Özgür Sanat Meclisi; festival yasaklarına ve sanatı ucube görenlere karşı; dinin sanatı yargılamaması, sansürün kanıksanmaması, sanatsal özgürlük ve düşünce özgürlüğü için oy kullanma çağrısı yaptı. Seçimin demokrasi, hukuk, hak ve özgürlükler açısından çok önemli olduğunu ifade eden Özgür Sanat Meclisi, “Soruyoruz; yeni oluşacak iktidar, şimdiye kadarki yasakçı- baskıcı anlayışı mı, yoksa gerçek bir demokrasi yolunu mu tercih edecek? Bu seçimlerin ortaya koyduğu en büyük beklenti bu sorunun cevabıdır. Diyoruz ki; iktidara kim gelirse gelsin, koşulsuz, amasız, fakatsız bir demokrasiyi talep ediyoruz. Sanat hakkı ve sanatsal ifade özgürlüğü hakkını anayasal bir hak olarak talep ediyoruz. Sanatı ve sanatçıları, ötekileştirici anlayışla ve siyaset dili ile yönetilmeye çalışılmasına itiraz ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Özgür Sanat Meclisi olarak, aramızdaki farklılıkların, oluşturduğumuz birlikteliğin zemininin önünde bir engel olmadığını, bu birlikteliği de sürdürebilirlik parantezine aldığımızı, insan haklarının, hukukun, adaletin sanatın ve özgürlüklerin olduğu ve korunduğu başka bir Türkiye’den yana olduğumuz bilinciyle ilk sözümüzü söylüyoruz” denildi.

Ardından paylaşılan çok sayıda görselle, oy kullanma çağrısı yapıldı. 

Seçimde aynı zamanda nelerin oylandığı hatırlatılan çağrılarda şu ifadeler yer aldı:

Düşünce özgürlüğü için oyunu kullan.

Sanatsal özgürlük için oyunu kullan.

Festival ve şenlik yasaklarına karşı oyunu kullan

Dinin sanatı yargılamaması için oyunu kullan.

Sansürün kanıksanmaması için oyunu kullan.

Sanatı ucube görenlere karşı oyunu kullan.