‘Flamenkonun çıplak ayaklı divası’ olarak anılan Buika, iki konser vermek üzere Türkiye’de. Sanatçı, “Kendini dinlemeyi öğrenmek kolay değil ama en büyük hediyelerden biri. Kendinizle barışın ve uzlaşmaya varın” diyor.

Kendinizle barışın
Fotoğraf: DepoPhotos

Işıl ÇALIŞKAN

Aşk, keder, neşe… Tüm bu duyguların bir ses ve müzikte vücut bulmuş hali Buika. İspanyol müziğinin Grammy ödüllü ismi, Akdeniz ve Afrikalı kökleriyle harmanladığı müziğini dünyanın dört bir yanında müzikseverlerle buluşturuyor.


İki konser vermek üzere Türkiye’ye gelen Buika, bu akşam Aspendos Antik Tiyatrosu’nda sahen alacak. Sanatçı yarın akşam da İstanbul’daki Maximum Uniq Açıkhava sahnesinde dinleyenleriyle buluşacak. Türkiye’de de çok geniş bir dinleyici kitlesine sahip olan Buika, “Onları büyük ailem gibi hissediyorum. Uzun yıllardır beraberiz ve her gün daha fazlayız. Nerede olursam olayım hep benimle birlikteler. Onları çok seviyorum ve uzaktayken sevgilerini hissediyorum” diyor.

Müziğe dair hatırınızda ilk olarak hangi anı var?
Annemin plak koleksiyonu. Cazdan Ravil gibi ustaların en iyi parçalarına kadar her türlü müzik vardı. Müzik benim evimde eğlenceden öte manevi bir şeydi.

Zorlu bir çocukluk geçirmişsiniz. Tüm bunlar yaşanmamış olsaydı müziğiniz bundan nasıl etkilenirdi?
Hayatta başımıza gelen her şey yüzünden, ne isek o olduğumuzu düşünüyorum. Ama bundan sonra yapacaklarımızdan dolayı da kaderimizin şekilleneceğini düşünüyorum.

2010 yılındaNational Public Radio (npr) tarafından 50 harika sesten biri olarak seçildiniz. Siz kendi sesinizi dinlediğinizde nasıl hissediyorsunuz?
Kendini dinlemeyi öğrenmek kolay değil ama hayatın bize verdiği en büyük hediyelerden biri... Bazen başkalarını dinlemeyi tercih ediyoruz çünkü kendi iç diyaloğumuz bizi korkutuyor; ama bence konuşmayı bilmek güzel. Kendinizle ve yaşamla barışın ve uzlaşmaya varın.

Chavela Vargas’ın şarkılarını yeniden yorumladığınız albümünüz El Ultimo Trago’yla Latin Grammyleri ile ödüllendirildiniz. Bu ödülün müziğinize nasıl katkıları oldu, olacak?
Bu ödül, coşku ve özveriyle birlikte Dünya’ya biraz neşe getirmek için birlikte çalışan, beni her zaman iyi hissettiren koca bir ekibin çalışmalarının takdir edilmesi demek.

En son ‘Melancolia’ EP’sini çıkardınız. Melancolia’nın hikâyesi nedir?
Bu şarkıyla, birbirleriyle savaşan tüm çiftleri, savaş için değil, evlerinin mutluluk mücadelesi için cesaretlendirmek istiyorum. Çünkü evlerimizin mutluluğu dünyanın barışıdır.

Türkiye’deki dinleyiciden hatırınızda kalanlar neler? Müziğinizi Türkiyeli dinleyicilerle buluşturacak olmanın sizin için nasıl bir anlamı var?
Onları büyük ailem gibi hissediyorum. Uzun yıllardır beraberiz ve her gün daha fazlayız. Nerede olursam olayım hep benimle birlikteler. Onları çok seviyorum ve uzaktayken sevgilerini hissediyorum.

Türkiye’deki dinleyicilerinize nasıl bir mesajınız var?
Lütfen sevginizi koruyun!