Yerel seçimlere kısa bir süre kala araştırmalara yansıyan tabloyu araştırmacı Aksoy değerlendirdi. AKP’nin İBB adayı Kurum’un ortalamanın altında olduğunu belirten Aksoy, “Erdoğan seçimlerde kendi yarışmak istedi” dedi.

Kendisine tehdit görmediği adaylarla seçime giriyor
Ertan Aksoy BirGün TV’nin sorularını yanıtladı.

Haber Merkezi

Yerel seçimlere kısa bir süre kala muhalefetten iktidara kadar çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Gözlerin özellikle büyükşehirlere çevrildiği yerel seçimlerde gelinen son aşamayı Aksoy Araştırma Genel Başkanı Ertan Aksoy BirGün’e değerlendirdi. “AKP, Türkiye siyasi hayatının araştırmalara dayalı karar üretme konusunda en büyük örnektir” diyen Aksoy, iktidarın İstanbul adayı Murat Kurum hakkında konuştu.

ERDOĞAN KENDİ YARIŞMAK İSTEDİ

Murat Kurum’un ilk araştırmalarda ortalamanın altında kalan isimlerden biri olduğunu belirten Aksoy şöyle konuştu: Araştırma sonuçları her ne kadar Murat Kurum’u daha geri planda gösterse de burada tutarsızlık hali yok, kişisel tahminim Erdoğan İstanbul’da kendi yarışmak istedi. Kazanması halinde Erdoğan kazanacak, kaybetmesi durumunda aday kaybedecek. Seçim süresince daha uyumlu çalışacak birini aradı Erdoğan. Geçmişte Başbakan değiştirdi uyum sebebiyle. Siyasette net bir kuşak dönüşümü var. Yeni kuşak temsilcileri de Erdoğan için bir tehdide dönüşüyor. Olur da kazanırsa tehdit yaratmayacak birini düşündüler” Araştırmalar özelinde seçimlerde son virajın önemine değinen Aksoy, “Biz genel seçime giderken 60’a 40 bir blok vardı. Gezi Eylemleri tartışması ve Boğaziçi Direnişi haricinde muhalefet hep bunu korudu. Dolayısıyla adaylar belirlenirken bu tabloda seçime gidildi. Ancak Erdoğan bu bloku yardı ve geçti” dedi.

LİDERLER SÜRECİ DEĞİŞTİREBİLİYOR

Aksoy şöyle konuştu: “Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum arasında az bir fark var. Ancak olur da Kurum öne geçti aynı risk yine ortada. Bir araştırmacı olarak bu tabloya şunu görüyorum, bir idareci ile lider arasındaki yarışı görüyoruz. Lider ve idareci arasındaki en önemli fark bir hedef belirleyip bir kitleyi peşinden sürükleme. İmamoğlu tam olarak bunu yapıyor. Partisinin anlamlı oranda fazla bir oy alıyor. Partisine oy vermeyen ama Sayın İmamoğlu’na oy veren çok fazla seçmen var. Murat Kurum ise idareci olarak rekabet içerisinde.”

CHP’de yaşanan değişimin veri çalışmalarına da yansıdığını belirten Aksoy, yeni yönetimin birçok veri toplayarak yol haritası oluşturduğuna dikkat çekti.

Aksoy şu ifadelere yer verdi: “Genel seçim sonrası CHP’nin gider kalemlerine baktığımda, tüm seçim süresince yalnızca tek araştırma gördüm. Aynı dönemde AKP binlerce araştırma yapıyordu. Dönüşümün ilk izini CHP’de gördük. Veriye dayalı yönetim de bunun önemli göstergelerinden bir tanesi. Eski kuşakta veri analisti çalıştıran tek siyasetçinin Erdoğan olduğu görülecek. Sadece araştırma değil, araştırmayı denetleme mekanizmaları da güçlü durumda. Birden çok araştırma sonucuna baktığını düşünüyorum Özgür Özel’in”

HATAY’DA LÜTFÜ SAVAŞ KARARI HATALI

Siyasi atmosfer ile kamuoyunun görüşünün bazen paralellik göstermediğini belirten Aksoy, araştırmalara göre AFAD’ın tüm yaşananlara rağmen en güvenilir kurumlar arasında olduğunu dile getirdi.

Yine de Hatay’da tüm bunlara rağmen kararı ben verecek olsam Lütfü Savaş’ı aday çıkarmazdım” diyen Aksoy, “Sol – sosyal demokrat güçlü bir aday görevlendirmeyi tercih ederdim. Hatay yeniden inşa edilmesi gereken bir kent. Ölçümlerde Savaş’ın önde çıkmadığını ahlaki olarak söyleyemem çünkü muhtemelen çıkıyordur. Siyasette maliyet vardır, anlamlı bir maliyet olmalı” dedi.

YRP’NİN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ AKP’DEN ALMASI

Yeniden Refah Partisi ile ilgili tartışmalara da değinen Aksoy, “Yeniden Refah Partisi problemli görüşleri temsil ediyor. Dolayısıyla hep bir daha uçlarda kalan bir parti olarak duruyor. Türkiye sosyolojisi ise merkezi seviyor. Bazı kentlerde 5 – 6 puan oy koparmalar iktidarın elini zorlayabilir. Yeniden Refah’ta bir de şu var, tüm oyları AKP’den alıyor. Bu nedenle böyle bir tartışmaya maruz kalıyor. Genel tabloda ise genel seçimlerden daha düşük bir performans sergileme ihtimali yüksek. Mecliste temsilcisi olsun diye oy verenler, yerelde adayı zaten kazanamayacak diye güçlü adaylara yönelebilirler. Küçük partiler büyük partiler için sorun haline gelmiş durumda. Küçük partiler olarak büyüklere destek vermezsiniz “DEM”lenmek gibi iftiralara maruz kalıyorsunuz” ifadelerine yer verdi.