OGM, 2008 ile 2023 yılları arasında madenciliğe açılan alanlara 7 milyon fidan dikildiğini açıkladı. Prof. Dr. Erdoğan Atmış ise madencilik faaliyetinden sonra bölgeye dikilen fidanların doğal ormanların yerini tutmayacağını söyledi.

Kesilenin yerini tutmaz!
Beşli Çete üyesi Limak, Akbelen’de jandarma korumasında ağaç katliamı yapıyor. (Fotoğraf: DepoPhotos)

Berkay SAĞOL 

Enerji ve Tabii Kaynaklar eski bakanı olan, son seçimlerde de milletvekili olarak Meclis’e giren AKP’li Fatih Dönmez, maden sahalarının rehabilite edilip ağaçlandırıldığını iddia etmesi tartışmalara neden oldu. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de 2008-2023 yılları arasında maden işletmeciliğine açılan toplam 14 bin 470 hektar büyüklüğündeki ormanlık alan, madencilik faaliyetlerinin sona ermesinin ardından yaklaşık 7 milyon fidan dikilerek yeniden ağaçlandırıldı. 

Orman Genel Müdürlüğü bu şekilde fidan dikerek ağaçlandırma yaptığını açıklasa da orman yangınları başta olmak üzere ormancılık dışı faaliyete açılan alanlar yalnızca 2022 yılında 33 bin 414 hektar büyüklüğünde.  Kaybedilen ormanlık alanın büyüklüğü yaklaşık 47 bin futbol sahasına denk geliyor. Yangınlara karşı önlemler alınmazsa ve projeler bu hızla sürerse 2023’ün bilançosu daha da ağır olabilir. 

2009-2020 yılları arasında 80 bin hektar ormanlık alan yanarken, 2021’de sadece bir sene içerisinde 140 bin hektar ormanlık alan kül oldu. 2022’de bu sayı 12 bin 799’a düşse de son 10 yılda yanan alan miktarı açısından ilk 3’te yer alıyor. 

Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış, dikildiği açıklanan fidan sayılarının tamamen göz boyamak için söylendiğini, alanlara hangi fidanların dikildiği ve nasıl dikildiğinin önemli olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Atmış, “Fidan dikilmesi demek orman ekosisteminin geri gelmesi anlamına gelmiyor. Ayrıca Türkiye’de birçok maden faaliyetinden sonra alana fidan dikilmiyor bile sadece dikiliyor gibi yapılıyor. Önce ağaçları kesip ormanı yok ederek toprağı kazıp, sonra madeni çıkarıyorlar. Maden çıkarıldıktan sonra geriye sadece ana kaya kalıyor. Oradan taşınan toprak zaten madencilik faaliyetleri sırasında öldü ve ana kayaya dikilen fidan hiçbir işe yaramaz” dedi. 

‘DOĞAL ORMANLARI KORUMAK ÇOK ÖNEMLİ’ 

Madencilik faaliyetinden sonra bölgenin çukur olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atmış, “Madencilik faaliyetinden sonra orada artık aynı yeryüzü şekli yok. Yok ettikleri ormanla diktikleri fidan aynı anlamı taşımıyor. Halkın tepkisini yumuşatmak için bu sayıları açıklıyorlar. Ancak asıl doğal ormanlar yok edildi. 1940’lı yıllardan beri Türkiye’de fidan dikilen 2 milyon hektar alanın 717 bin hektarı ormana dönüştü. Bu da bütün ormanların yüzde 3,2’si kadar. Türkiye’de ve dünyada ağaçlandırma yapılsa bile bunlar hiçbir zaman yüz yıllar boyunca doğal süreçte oluşan ormanların yerini tutmaz. Doğal ormanları korumak çok önemli” diye konuştu. 

Prof. Dr. Atmış şunları dile getirdi: “Sürekli konuşulan iklim değişikliği konusunda ormanlar bir karbon yutağı. Doğal ormanlarla, fidanlarla kurulan ormanlar arasında karbon yutağı bile birkaç kat fark ediyor. Doğal ormanların bir kısmını bozmuş olsak bile onları korumak zorundayız. Orman Genel Müdürlüğü’nün de birinci görevi zaten ormanları korumak ancak maalesef doğal orman varlığımız azalıyor. Türkiye’de 23 milyon hektar orman var deniyor ama dünya standartlarına bakarsanız orman sadece 12 milyon hektar. Bu azalan ormanlar 12 milyon hektardan azalıyor.”