KESK İzmir Şubeler Platformu, TÜİK rakamlarına yansımayan hayat pahalılığına karşı açıklama yaparak, ek bütçenin hayata geçirilmesini talep etti

KESK İzmir: Ek bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz

BERKAY SAĞOL

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınında, pek çok ülke dar gelirli yurttaşlarını pandemiden korumak için mecburen kısmen de olsa sosyal devlet politikalarını hayata geçirmeye devam ediyor. Ülkemizde ise kontrolsüz, plansız geçilen “normalleşme” sürecinde dar gelirliler, yaşamını emeği ile alın teri ile kazanan milyonlar yine yok sayılıyor.

Haziran ayına ilişkin resmi enflasyon verilerine artan hayat pahalılığı yansımamasından sonra, KESK İzmir Şubeler Platformu Konak’ta bir basın açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen’in yanı sıra, DİSK Ege Bölge Temsilciliği de destek verdi.

TÜİK açıkladığı rakamlara tepki gösteren ve siyasal iktidarın siparişine göre rakam açıklar hale gelen TÜİK verilerine güven kalmadığını belirten KESK İzmir Dönem Sözcüsü Veysel Beyazadam, “Bugüne kadar kamu emekçileri adına yandaş konfederasyon yönetimi ve hükümet arasında varılan mutabakatlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığı ile hiçbir ilgisi olmayan hedeflenen resmi enflasyon verileri esas alınmıştır. Altı aylık dilimlerde enflasyon farkı ortaya çıkması durumunda maaşlara yansıtılmıştır. Hatta 2014 yılında tüm kamu emekçilerinin maaşlarında brüt 175, net 120 TL’lik artış yapılan mutabakatla enflasyon farkı dahi verilmemiş, beş milyon kamu emekçisinin ve emeklinin maaşları resmi enflasyon oranında bile artırılmamıştır” diye konuştu.

kesk-izmir-ek-butcenin-hayata-gecirilmesini-istiyoruz-756472-1.

SEFALETE DEVAM DENİLMEKTEDİR

Kamu emekçilerinin maaşı yoksulluk sınırından daha fazla uzaklaşırken açlık sınırına daha fazla yaklaştığını söyleyen Beyazadam, “Bu koşullarda maaşlarında yüzde 4 toplu sözleşme’ artışı ve buna ek olarak yüzde 1,75 enflasyon farkı yansıtılan kamu emekçilerine ‘sefalete devam’ denilmektedir. Öte yandan elbette ki geliri eriyen, yoksulluğu artanlar sadece kamu emekçileri değildir. Pandemi ile gittikçe derinleşen krizin yükü artan hayat pahalılığı ve işsizlikle dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin omuzlarına yıkılmak istenmektedir. Pandemi gerekçesi ile açılan ekonomi paketleri ile sermayeye-patronlara ‘kalkan’ olunurken emekçi kesimlerin elindeki son haklara da göz dikilmektedir” ifadelerini kullandı.

Beyazadam son olarak şunları söyledi: “Tek çözüm dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi devam eden olağanüstü koşullardan en çok etkilenen kesimleri koruyucu sosyal devlet politikalarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir. Bunun da yolu 2020 yılı bütçesinin revize edilerek dar gelirli, yoksul, ücretli kesimlerin yurttaşlık haklarını koruyacak, gelirlerinin insanca bir yaşam seviyesine yükseltilmesini sağlayacak ek bir bütçe yapılmasından geçmektedir.”