KESK Merkez Yürütme Kurulu adına konuşan Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “KESK, antidemoratik uygulamalara karşı sesini düne göre daha da yükselecektir” açıklamasını yaptı.

“KESK’in sesi daha da gürleşecek”

BirGün / Ankara

KESK’te 11’inci Genel Kurul’un ardından göreve başlayan Eş Genel Başkanları Ayfer Koçak ile Ahmet Karagöz Ankara’da gerçekleştirilen basın toplantısıyla gazetecilerle buluştu.

Basın toplantısına KESK Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin yanı sıra Eğitim-Sen, BES, TümBel Sen, Kültür Sen ve Tarım Orkam Sen gibi konfederasyona bağlı sendikaların başkanları da katıldı. 

KESK Merkez Yürütme Kurulu adına konuşan Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “KESK, antidemoratik uygulamalara karşı sesini düne göre daha da yükselecektir” diyerek 3,5 milyon kamu emekçisinin 3 milyonun üzerinde kamu emeklisinin sesi, sözü ve gerecek temsilcisi olmayı kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.

ÜLKE CEMMAT VE TARİKAT KUŞATMASI ALTINDA

KESK’in başta eğitim ve sağlık olmak üzere bütün kamusal hizmetlerin, parasız ve anadilinde olmasını ve seküler yaşamdan yana tutum aldığını kaydeden Karagöz, “Ancak tekçi, ırkçı uygulama ve pratiklerle ülkemiz adeta cemaat ve tarikatlar kuşatması altındadır. ÇEDES ve benzeri protokollerle kamusal, bilimsel, laik eğitim tamamen bitirilmiş, MESEM uygulamasıyla siyasal iktidar çocuk ölümlerini ve çocuk işçiliğini ise meşrulaştırılmıştır. Eğitimin tümüyle araçsallaştırıldığı, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetin bütün kazanımlarının yok etme üzerine siyasal bir sürecin yürütüldüğünü biliyoruz. Hilafet, şeriat çığırtkanlığı ve HÜDA PAR’la yapılan siyasal ortaklık toplumsal gerilime, kutuplaşmaya zemin oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.

OHAL FIRSATA ÇEVRİLDİ

Karagöz, konuşmasında 15 Temmuz’un ardından OHAL ilanının fırsata çevrildiğini belirterek şöyle konuştu:

“AKP, 2002 – 2013 yılları arasında Türkiye’yi FETÖ olarak nitelendirdikleri cemaatle birlikte yönettiklerine hepimiz tanıklık ettik. Rant ve yönetim paylaşımında uzlaşamayan ikili 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimiyle birlikte ayrıştılar. Bu ayrışmada galip gelen AKP, darbe girişimini OHAL ilanı ile fırsata çevirmiştir. Sonrasında Kanun Hükmünde Kararnamelerle muhalif kamu emekçilerini ihraç ve muhalif birçok kurumu da kapattıklarına da tanıklık ettik. AKP’nin savaş politikaları karşısında “bu suça ortak olmayacağız” isimli bildiriyi imzalayan barış akademisyenlerini de ihraç etmişlerdir. Anayasa Mahkemesi bu bildiriyi düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirmiş ve gerekçeli kararını kamuoyu ile paylaşmıştır. Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen Barış Akademisyenleri görevlerine iade edilmemişlerdir. İntikam duygularıyla davranan siyasal iktidar, mahkeme kararlarıyla göreve dönen Barış Akademisyenlerinin dosyalarını özel yetkilendirdikleri Bölge İdari Mahkemelerine yapılan siyasi telkinlerle dosyalara ret kararları verilmektedir.”

Açıklamanın ardından KESK MYK üyeleri gazetecilerin sorularını yanıtlandı. Gelecek döneme ilişkin mücadele programının KESK Genel Meclisi’nin ardından kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi. Açıklamanın sonunda Ankara’ya yürüme kararı alan Agrobay işçileri selamlanarak “Kız kardeşlerimiz geliyor. Hoş geliyor” denildi.