Hatay Baro Başkanı Dönmez’in ailesiyle yemek yediği restoranda kimlik göstermediği için “Ben devletim” diyen polislerce gözaltına alınmasına tepki yağdı. Dönmez, “İl Emniyet Müdürü görevden alınmalı, polisler görevden alınıp tutuklanmalı” açıklaması yaparken Emniyet’in yaşananları “mevzuata ve nezaket kurallarına uygun” bulduğuna yönelik savunması dikkat çekti

Keyfi gözaltı nezaket kuralına uygunmuş!

Dilan Esen

Ailesiyle yemek yediği restoranda kimlik soran polisten yazılı emir isteyen Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez’in gözaltına alınmasına tepki yağdı. Çok sayıda baro başkanı ve demokratik kitle örgütü temsilcisinden Dönmez’e destek mesajları gelirken Emniyet Genel müdürlüğü ise yaptığı açıklamada söz konusu uygulamanın mevzuata ve nezaket kurallarına uygun olduğunu savundu

Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde Hatay’da bir restoranda yemek yediği sırada içeri giren polisler, Dönmez’den kimlik göstermesini istedi. Dönmez, polislere, “Yazılı emir olmadan göstermiyorum” yanıtını verdi. Polislerin “Biz devletiz, kanunsuz iş yapmayız” demesi üzerine Dönmez ise “Şu an kanunen suç işliyorsunuz” şeklinde tepki gösterdi. Polislerden biri “Kimliğinizi vereceksiniz, bunun bir dayanağı yok ki” derken bir başkası da kimlik sormanın polisin yetkisinde olduğunu söyledi. Ardından Ekrem Dönmez zor kullanılarak gözaltına aldı. Dönmez, ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü. Baro Başkanı Dönmez, yaklaşık bir saat gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Dönmez, kolluk görevlileri hakkında hürriyeti tehdit gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Hatay Barosu’nda konuya ilişkin basın açıklaması yapan Dönmez, “Biz hukuk devleti miyiz? Polis devleti miyiz?” diye sordu. Açıklamaya Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzel Mansur, TBB Avukat Hakları Merkezi Üyesi Şenol Yücesoy da destek verdi.

EMNİYETTEN ‘NİYE GERİYORSUNUZ?’ SORUSU

Sorumlular ve onları koruyan İl Emniyet Müdürü’nün görevden alınmasını isteyen Dönmez, ailesine de fiziki müdahale yapıldığını aktardı. Karakola götürülene kadar Hatay Barosu Başkanı olduğunu söylemediğini ifade eden Dönmez, fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Sade bir yurttaşın nelerle karşılaşacağının, yaşadığı durum ve “Ben devletim” diyen bir polis uygulamasıyla ortaya çıktığını vurgulayan Dönmez, şunlara dikkat çekti: “Polis ve bekçilere verilen yetkilerle yurttaşların hak ve özgürlükleri gasp ediliyor. O esnada avukat ve Baro Başkanı olduğunu söyleseydim bu durum yaşanmayacaktı. Yurttaşlar haklarını aradığında neler yaşandığını gördük.”

keyfi-gozalti-nezaket-kuralina-uygunmus-762911-1.
Ekrem Dönmez

Dönmez, yaşananlara dair videoyu Hatay İl Emniyet Müdürü’ne gönderdiğini ve müdürün kendisini arayarak, “Ne gerek vardı Sayın Başkan’ım? Neden polislere kimlik göstermiyorsunuz? Neden bu ortamı geriyorsunuz?” dediğini aktardı. Bu söyleme şaşırdığını ve “Haddimi bildirmek için mi arıyorsunuz? Neden telefon açtınız? Bana haddimi bildirmek için aradıysanız bu telefonu bitirin” dediğini paylaşan Dönmez, suç işleyen kamu görevlilerini koruyup kollayan müdürün görevden alınmasını talep etti.

Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB), Dönmez’in gözaltına alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada şöyle denildi: “Kanunen il Cumhuriyet Başsavcısı ile eşit kurumsal pozisyonda bulunan baro başkanının o ilde görev yapan polis memurları ve özellikle amirleri tarafından tanınmaması hayatın olağan akışına aykırıdır.”

KANUN HERKESE EŞİT UYGULANMALI

Çok sayıda baro başkanı ve demokratik kitle örgütü temsilcisi, Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez’in hukuksuzca gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Dönmez’i destekleyeceklerini belirten Hatay Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ezer, BirGün’e konuştu. Her yurttaşın arama karşısında hukuki bir dayanak isteme hakkı olduğuna dikkat çeken Ezer, “Yapılan hukuksuzluk ortadadır. Bir makul şüphe olması gereklidir. Polis 2 satır açıklama yapmaktan imtina etmiştir. İstenilen belgeyle verilen cevap orantısızdır. Bir vatandaşa o şekilde bir uygulama yapılamaz” şeklinde konuştu. Bir yurttaşın en doğal hakkının kimlik ve sebep sormak olduğunu aktaran Ezer, “GBT kontrolü bile yapılacak olsa bu bir karara bağlıdır. Verilen cevap da hoş değil. Kanun ve kural neyse herkese eşit uygulansın” dedi.

***

EGM, Başkanı suçladı!

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), yayımladığı skandal açıklamada gözaltına alınan Baro Başkanı Ekrem Dönmez’i suçladı. Uygulamanın mevzuat, terbiye ve nezaket kurallarına uygun olduğu iddia edilen açıklamada Ekrem Dönmez için “Olay yerinde ve sağlık kontrolü esnasında görevli polislerimizi tehdit eden ve görevlerini yapmasını engelleyen” ifadesini kullanan Emniyet, polisin herkese kimlik sorabileceğini savundu.

***

Emniyet cesareti iktidardan alıyor

keyfi-gozalti-nezaket-kuralina-uygunmus-762910-1.
Veli Küçük​

Dönmez’in yaşadıklarının özetinin polis devleti uygulaması olduğunu söyleyen Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, “Polisin böyle bir yetkisi yok. Asayiş uygulaması adı altında polisin dilediği yere girip kimlik istemesi mümkün değil” şeklinde konuştu. İdari amir tarafından yazılı karar alınması gerektiğine vurgu yapan Küçük, gerekçesinin de açıkça belirtilmesi gerektiğinin altını çizdi. Polisin her istediğinde kimlik sorabilmesinin mümkün olmadığını aktaran Küçük, şöyle konuştu: “Restoranda yemek yiyen birine kimlik sorulması, hukuk devletine uygun olamaz. Yaşanan olayda Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’nın kolluğun pervasız davranmasına yol açacak söylemleri etkili oldu. Aynı zamanda baskının yoğunlaşması ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasının bir yansıması.”

***

Bu tavır hayra alamet değil

Dayanışma için Hatay’a giden Antalya Baro Başkanı Polat Balkan, Dönmez’in haklarını bilen her yurttaşın göstereceği tavrı gösterdiğini söyledi. Balkan, şu ifadeleri kullandı: “Polis kapalı mekânda arama yapacağı zaman arama kararını, soran yurttaşlara göstermek zorunda. Bir tartışma çıkıyor ardından da ‘polis devleti’ tavrıyla karşılaşılıyor. Böyle bir hakları yok, bu tavır asla kabul edilemez. Aynı zamanda polisin bu tutumu suçtur. Acilen idari soruşturma başlatılmalı. Polisler bu tutumu alışkanlık haline getirdi. Bu keyfilik hayra alamet değil. Kamu adına yetki kullanan üniformalıların asıl görevleri hatırlatılmalı. Kamu görevlileri, ‘Devlet de benim kanun da. Ben ne dersem odur’ demeye çalışıyor. Bu da hukuk devleti içinde yapılamaz.”