İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyken KHK ile ihraç edilen Cemil Ozansü, YÖK tarafından görevine iade edildiği bilgisini aldı. Ancak, 3 büyükşehirden birinde görev yapması engellenen Ozansü, bunun bir sürgün olduğunu belirtti.

KHK ile ihraç edilmişti: Görevine döndü ama sürgünle

HABER MERKEZİ

İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyken 6 yıl önce KHK ile ihraç edilen akademisyen Cemil Ozansü görevine iade edildi. Karar YÖK tarafından bildiridildi. Ancak diğer akademisyenlerde olduğu gibi Ozansü de 3 büyükşehirden birinde görev yapamayacak. Ozansü bunun bir sürgün olduğunu söyledi.

YÖK’ten arandığını söyleyen Ozansü şu ifadeleri kullandı: “Biz 29 Ekim 2016’da 675 sayılı KHK ile İstanbul Üniversitesi’nden Eğitim Sen’liler olarak atıldık. Hakkımızda bir tahkikat vs olmadı. Ona rağmen 6 yıl sürdü. OHAL Komisyonu siyasi bir tasnif yapmış gibi gözüküyor. Yani sol tandanslı, kamucu, cumhuriyetçi, sosyalist kimseleri sona bıraktılar. 6 yılı böyle tamamladılar. İmzacı olan olmayan bütün sosyalist, Eğitim Sen’li akademisyenler açısından durum böyle. Maksat üniversiteleri soldan arındırmak.”

Devletin hata yaptığını kabul ettiğini aktaran Ozansü şöyle devam etti:

“Ama bizi bunun karşılığında sürgüne yolluyor. Eski hale iade yerine taşra üniversitelerine yolluyor. Göreve iade var diyemeyiz. Hukukta kaide şöyledir: Bir hata yapıldığı zaman, idare hatasını tespit ettiği zaman eski hale dönülür. Şimdi bizi başka üniversitelere görevlendiriyorlar. Bu hukuk prensiplerine aykırı. Maaş haklarını bile nominal ücret üzerinden, o seneki farkıyla veriyor. Senin hakkını tam olarak ödemiyor. Madem hâlâ bizimle uğraşıyorsun, ekstra yaptırımlar uygulamak istiyorsun, o zaman niye iade ediyorsun? Birine ‘suçlu’ demişsin, tedbir uygulamışsın. ‘Tehlikeli kamu personeli var, ben bunları ihraç ettim, komisyon kurdum, tetkik ettim, hata etmişim’ dedin. O zaman eski yerine iade edeceksin. Kendi hatan ortaya çıktığında nasıl sürgün edersin, yaptırım uygularsın?”

“Solu üniversitelerden tasfiye etmek için bunu yaptılar” diyen Ozansü “Eskiden üniversite kapılarında pusu kuranlar ellerine KHK aracını geçirdiler. Üniversitelerden solu, cumhuriyetçileri, kamucu üniversiteyi savunanları tasfiye etmek istediler ve 6 senede kısmi başarıya ulaştılar. Ama şimdi biz vazifemize geri döneceğiz. Biz şunun üzerinde duruyoruz: OHAL Komisyonu neden, hangi saikle 6 sene bekledi? İkincisi OHAL dönemindeki bu ihraç listelerinin hazırlanmasında görev alan kamu personeline nasıl yargısal bağışıklık verilir? Onlar hakkında herhangi bir ceza veya tazminat davasının açılmasının önüne engel koydular. Bu açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Bu komisyonlarda kim görev aldı, bunun açıklanması gerekiyor. Bunlar suç işledi, yargılanmaları gerekiyor. Ayrıca bizim adımızı Resmi Gazete’de ‘terör iltisaklısı’ diye ilan ettiler. Şimdi 6 sene sonra bir telefon geliyor, ‘hata yaptık’ diyorlar. Bu kadar basit olamaz. Nasıl benim adımı Resmi Gazete’de terör iltisaklısı ilan ettiyse, aynı usulle yani Resmi Gazete’de düzeltme beyanıyla adımın yer almasını istiyorum. Herkesin adı onun haysiyetidir. Ben iki İstiklal Madalyası’nın hak sahibiyim. Bunlara nasıl razı geleyim? Bunların derhal düzeltilmesi gerek. Her iade edilen, kabul kararı alan hakkında Resmi Gazete’de düzeltme beyanıyla işlem yapılması gerek. Bu haysiyet hakkının temelidir, bu memlekette de en büyük sorunlardan biri haysiyet sorunudur” dedi.