ABD ziyaretini tamamlayan Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilere geziyi değerlendirdi ve medyada yer bulan “8 saat boyunca nereye kayboldu?” sorusuna yanıt verdi. “Arkadaşlarımla oturduk otel odasında, önce onlara açtım, düşüncem var diye. Doğrusunu isterseniz onlar da heyecanlandılar” diyen Kılıçdaroğlu, 8 saatin, TURKEN binasının önünde açıklama yapmak için New York seyahatine harcandığını belirtti. Kılıçdaroğlu, ABD gezisinin düşündüğünden daha iyi geçtiğini ve görüştüğü hemen her grubun seçim güvenliğine odaklandığını söyledi.

Kılıçdaroğlu’ndan “8 saat boyunca nereye kayboldunuz?” sorusuna yanıt

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört günlük ABD seyahatini tamamladı.

Dönüş için Washington’daki Dulles Havalimanı’nda uçağını beklerken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, gazeteci İsmail Saymaz’ın “Sekiz saat boyunca nereye kayboldunuz?” şeklindeki sorusuna yanıt verdi.

Saymaz’ın halktv.com.tr’de yer alan yazısına göre Kılıçdaroğlu, tartışılan 8 saatin, TURKEN binasının önünde açıklama yapmak için New York seyahatine harcandığını belirtti.

CHP lideri bu düşüncesini bir gece önce otel odasında kurmay ekibine açtığını ve onların büyük heyecan duyduğunu söyledi. Yaptığı plan gereği sabah havalimanına gitmesi beklenirken, otomobille hızla New York’a giderek, çekim yaptıklarını anlattı.

Kılıçdaroğlu, “Toplandık. ‘Hangi açıklamayı yapacağız’ diye sordular. Açıklamayı söyledim. ‘Tamam’ dediler. Kimsenin haberi olmaması lazım, normal çalışmanıza devam edin, havaalanına arkadaşları gönderin. Havaalanında ‘Genel başkan başka yere gitti, yetişirse gelecek’ diye söyleyin dedim. Bindik arabaya, New York’a geldik. Yeri bulmak için biraz dolaştık. Sonra yeri bulduk” ifadelerini kullandı.

“GERÇEKTEN BİR GÖKDELEN; ETRAFINDAKİLERE GÖRE YÜKSEK”

“Binayı görünce ne düşündünüz?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu şöyle yanıt verdi:

“Türkiye’den aktarılan servetle yapılan binayı görüyorsunuz. Gerçekten bir gökdelen; etrafındakilere göre biraz daha yüksek. Tabela görmedik. İçeri girmedik. Arabayı bir yere koyduk. Gürültü var tabii. Bu arada ambulans geldi. Ses bitmiyor. New York’un ambulansları meşhurdur. Dakika başına bir ambulans, bir siren. Neyse… (Gülüyor) Ambulans gittikten sonra çekim yaptık. Hemen bindik araca Washington’a doğru geldik. Benzin istasyonuna uğradık hamburger almak üzere. Burada kimse beni tanımaz diye geziyorum. Birisi ‘Sizinle fotoğraf çektirebilir miyiz?’ dedi. ‘Türk müsün?’ dedim. ‘Türkmenistandanım’ dedi. ‘İyi gel bakalım’ dedim.”

kilicdaroglu-ndan-8-saat-boyunca-nereye-kayboldunuz-sorusuna-yanit-1075244-1.

“DIŞARIDAN DESTEĞE İHTİYACIMIZ YOK”

Kılıçdaroğlu ayrıca, senatörlerle neden görüşmediği yönündeki soruyu da cevapladı:

“Tercih etmedim. Gittiniz görüştünüz diyelim. Siyasilere ne diyeceksiniz? Bugün bir genç arkadaş ‘Dışarıdan destek almanız gerekir’ gibi bir ifade kullandı. Söyledim yani, dışarıdan desteğe ihtiyacımız yok. Özgür irademizle ülkemize demokrasiyi getirebiliriz. Demokrasiyi ülkeye getirmek için birisinden icazet almanın mantığı yok. Kendi irademizle dikta yönetimini demokratik yollarla sonlandırabiliriz. Bu da siyaset tarihine giren güzel bir örnek olur. Nasıl Kurtuluş Savaşı verirken örnek olduysak mazlum ülkelere, demokrasi konusunda da örnek olabiliriz.”

Kılıçdaroğlu, Bernie Sanders ile de mesafenin uzaklığı nedeniyle görüşmekten vazgeçtiğini kaydetti.

“GEZİ DÜŞÜNDÜĞÜMDEN DAHA BAŞARILI GEÇTİ”

ABD gezisinin düşündüğünden daha başarılı geçtiğini de dile getiren CHP lideri, “Türkiye için çıkarttığınız sonuçlar neler oldu?” sorusuna, “Siyaset kurumunun bilime, bilim insanlarına, üniversitelere düşündüğümüzden daha fazla değer vermesi ve kaynak ayırması gerekiyor. Bunları yapmadığı takdirde, Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, bölgede güç olması mümkün değil” cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, “Yaptığınız gözlem ve görüşmeler kafanızdaki vizyona neler kattı? Dönüşte bir program önerisi yapacak mısınız?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Konuyla ilgili bizden Faik (Öztrak) Bey'in, diğer partilerden aynı pozisyonda olan arkadaşların üzerinde çalıştıkları metin var. O metnin alt başlıklarından birisi bilim ve teknoloji. Yaptığımız gözlemler bizim metnimize girecek. Bu bizim hükümet programımız olacak. Aslında bu gezi kuracağımız hükümet programının açılımı olacak.”

"HERKES SEÇİM GÜVENLİĞİNE ODAKLANMIŞ"

ABD’de görüştüğü grupların seçim güvenliğine odaklandığını belirten Kılıçdaroğlu, “Ortamlarda, Türkiye ile ilgili sorular sorulurken, Türkiye’de seçim güvenliği konusunda endişe duyduklarını ifade ettiler. Endişe duymamaları gerektiğini, seçim güvenliğini sağlama konusunda CHP ve diğer ittifak içinde olduğumuz partilerin bu konuda ciddi hazırlıklar yaptıklarını ifade ettim. Umuyorum onları tatmin etmişimdir” dedi.

GEZİYE YÖNELİK TEPKİLER: “UFKU DAR OLANLARIN BU ELEŞTİRİLERİ YAPMASI DOĞAL”

“Size yönelik eleştiriler var. ‘Bunun için mi gitti?’ diye başlayan çeşitli cümleler… Yani, ‘akademiye mi gitti, bilim insanları zaten Türkiye’ye geliyor, burada görebilirdi, bütün gezi bunun için miydi?’ gibi…” sorusuna Kılıçdaroğlu şöyle karşılık verdi:

“Ufku dar olanların bu eleştirileri yapmasını doğal kabul etmek lazım. Onun dünyası o kadar, zaten. Sabahtan akşama kadar partililer kavga etsin, o da oturup bir tane makale yazsın. O kadar yani… Dünya nereye gidiyor, dünyadaki gelişmeler ne, teknolojik gelişmeler ne, Türkiye’nin önündeki hedef ne? Bunları düşünmüyorlar insanlar. Bunu yazan adam, eminim Türkiye’de Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatıldığından haberi bile yoktur. Üniversitelerin bu halde olduğundan haberi de yoktur yani… Dolayısıyla bu eleştiriyi yapan aslında, yaptığı eleştirinin ne kendisi için, ne siyaset için ne de üçüncü kişi için bir yarar getirmeyeceğini, bir bilimsel makaleyi okusa o da fark edecektir. Ama okumuyorlar, eleştiriyorlar.”

SANSÜR YASASINI, AYDINLIK VE YENİ ŞAFAK ÜZERİNDEN ELEŞTİRDİ

CHP liderine “Dezenformasyon yasası geçti, ne düşünüyorsunuz?” sorusu da soruldu. Kılıçdaroğlu’nun cevabı şöyle oldu:

“Özgür medyadan korkan bir iktidarın bu ülkeye hiçbir yararı olmaz. Nokta. Bir siyasetçinin ihtiyaç duyduğu şey sağlıklı eleştiridir Eleştiriye tahammül edemiyorsanız, herkesi susturacağınızı sanıyorsanız olmaz. Eğer dezenformasyonla mücadele edecekseniz, buyrun işte Yeni Şafak’ın, Aydınlık’ın, diğer gazetelerin manşetleri. Hepsi yalan yanlış. Getirdikleri düzenleme, sosyal medyada ciddi önlemler almak, gazetecilerin yazdığı yazıları sansürlemek, engellemek… Amaç bu zaten.”

MEHMET ALİ ÇELEBİ’NİN NİKAH ŞAHİTLİĞİ KONUSU

AKP’ye geçen Mehmet Ali Çelebi’nin nikah şahidi olmaktan pişman olup olmadığı sorusuna ise Kılıçdaroğlu, “Yo, hayır. O zamanki Çelebi ile şimdiki Çelebi arasında dünya kadar fark var. Ben o zamanki Çelebi’ye nikah şahitliği yaptım” yanıtını verdi.