Google Play Store
App Store

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Merkezi’nde partinin Genel Başkanı Meral Akşener’i ziyaret etti. İki lider, ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanlıkğı YİK Üyesi Bülent Arınç'ın istifasını yorumladı. Akşener ve Kılıçdaroğlu,erken seçim çağrısı yaptı.

Kılıçdaroğlu’ndan Akşener’e ziyaret: Biz seçim istiyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Merkezi’nde partinin Genel Başkanı Meral Akşener’i ziyaret etti. İki isim, ziyaretin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

İki isim, basın toplantısında Arınç'ın Cumhurbaşkanlığı YİK üyeliğinden istifası hakkında konuştu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, AKP'nin MHP tarafından esir alındığını söyledi.

Akşener ve Kılıçdaroğlu, ülkenin yönetilemediğini, ekonominin krizde olduğu ve durumun daha da derinleşeceğini söyleyerek iktidara erken seçiğm çağrısı yaptı.

'ARALIKLARLA BİR ARAYA GELECEĞİZ'

Görüşme ardından düzenlenen ortak basın toplantısında ilk sözü alan CHP Lideri, Kılıçdaroğlu, Akşener ile belli aralıklarla bir araya gelip ülkenin sorunlarına dair görüş alış verişinde bulunacaklarını söyledi.

İYİ Parti Lideri Akşener, Kılıçdaroğlu’nu tehdit eden Alaattin Çakıcı’nın Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdidi ardından MHP’nin Çakıcı’ya sahip çıkmasının Türkiye siyasi tarihinde ilk olduğunu söyledi.

ARINÇ'IN İSTİFASI

Bülent Arınç’ın Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa etmesi hakkında konuşan Akşener, Cumhur İttifakı’nın ortakları Bahçeli ve Perinçek’in bu gelişmeyi ortaya çıkardığını ima etti.

Akşener şunları söyledi:

Cumhur ittifakının bileşenlerinin birbirlerine dolaylı yönünden laf çaptırmasına dikkat çekmiştim. Esas konu şuydu; sayın adalet bakanı adalet reformundan bahsetti. Sayın Erdoğan konuşmasında bu reform yapılma isteğine, ekonomiyi de içine katarak destek verdi. Akabinde Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi. O zaman da söyledim, bu tehdit milli iradeye yapılımış tehditti. Hepimiz kınadık doğrusu da bu. İlginç olanı, ekonomide adalet sisteminde reform yapılacağı iddia edildi, hemen Kılıçdaroğu’na şartlı tahliye olmuş bir kişi tarafından tehdit yapıldı ve Cumhur ittifakının küçük ortağının genel başkanı tarafından da tehdit sahibi sahiplenildi. Bu Türk siyasi tarihinde ilk defa olan bir şey. Tüm siyasetçiler tehdit edildik. Ama ilk defa bir siyasetçi tehdit sahibinin yanında durdu. Ben dedim ki tehdit Kılıçdaroğlu’na, milli iradeye yapılmış tavır saldırı ama buna yönelik AK Parti Genel Başkanı ve yöneticileri ne yapacaklar. Çünkü aynı zamanda reformu dile getiren Erdoğan’a da yapamazsın bunu diyen bir tavır dedim. Sonra Arınç konuşma yaptı. O zaman da sordunuz, Bir makas değişikliğine gidiliyorsa, bu adımı görüyorum, Sayın Bahçeli ile Perinçek ne diyecekler. Kişiler konuştu. Sayın Arınç istifa etmek durumunda kaldı.

Kılıçdaroğlu da, “Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor, Türkiye savruluyor. Yönetim olabilmesi için devlette liyakat olması lazım. Sorunların sağlıklı tespit edilmesi lazım. Rejim değiştikten sonra Türkiye'nin sorunları sağlıklı saptanamıyor, sorunlar büyüyor ve derinleşiyor. Buna karşı çözüm üretilmiyor. Çözüm üretmek isteyenler var mı iktidar kanadında? Var ama küçük ortak büyük ortağı esir almış durumda. Arınç ne de başkası düşüncelerini özgürce ifade edemiyor ifade ettiğinde küçük ortak tarafından tehdit ediliyor” diye konuştu.

SEÇİM İSTİYORUZ’

“Biz seçim istiyoruz muhalefet olarak” açıklaması yapan Akşener, “Türkiye bu halde götüremez. Likayat yok, şeffaflık yok. Hesap verebilirlik, adalet, hukukun üstünlüğü, demokrasi yok. Bunlar olmadığı için ekonomiye güven yok. Elbette biz seçim istiyoruz. Vatandaşın rahat etmesi, bu iktidar sistematiğinin gelişmesi için seçim istiyoruz. Meclis’teki sayımız bunu getirmeye yetmiyor. Bahçeli seçim isterse arkadaşlar açısından yandı gülüm keten helva diye bir durum var diye görüyorum” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu da, bir erken seçim istediklerini ifade etti:

Geçen her gün toplumun üzerindeki maliyet artıyor. Türkiye’nin hem kendi içinde hem uluslararası alan ciddi bir zafiyet yaşadığı gerçek. Türkiye’nin buradan çıkması, demokratikleşmesi, hukukun üstünlüğü kavramının dokularımıza işlemesi lazım. Diyecekler ki Türkiye’yi yönetemiyoruz, halkın hakemliğine başvurmak lazım. Halktan korkulmaz. Halk bütün sorunların çözümünde temel adrestir. Demokrasilerde kural budur, sorun varsa çözümü için halkın hakemliğine başvurusun.

ÖĞRETMENLERİN DURUMU

Dün gerçekleşen 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan CHP Lideri, şu ifadeleri kullandı:

Türkiye Cumhuriyeti devleti hiçbir emperyal gücün gölgesini dahi kabul etmez. Öğretmenler bize ahlakı öğretiler. Büyük bir camiadır. Hepsinin ortak talebi var; 3600 ek gösterge. 3600 ek gösterge verilmeli dedim. 2018'de AK Parti seçim beyannamesine koydu, Erdoğan konuşma yaptı. 24 Mayıs 2018'deki konuşmasında 'Polis öğretmen hemşire din görevlilerimize müjde vermek istiyorum. Ek göstergelerini 3600'e çıkaracağız'. 2020'deyiz. Bütün öğretmenlerin talebi 3600. Hangi siyasi görüşten olursa olsun 3600 istiyorlar. Ben Öğretmenler Gününde ek gösterge verilmelidir neden sözünüzü tutmadınız diye soruyor muyum soruyorum. Bütün öğretmenlerin istediği 3600 ek göstergeyi istemiyorum ben AK Parti'ye oy vereceğim diyorsa o öğretmen o camianın insanı değildir.

ANAYASA TARTIŞMALARI

Akşener ve Kılıçdaroğlu, İYİ Parti’den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın HDP ile yapıldığını iddia ettiği Anayasa çalışmaları hakkında da açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, “Anayasa taslağı. Böyle bir çalışma yapılmadı. Dört parti bir araya geldik Millet İttifakı. Millet İttifakı olarak bir araya geldik. Güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz nasıl olacak Anayasa değişikliği ile konuşuyoruz, nasıl olacak. Biz de çalışıyoruz diğer partiler de. Bu ülkede anayasa değişikliği olacaksa parlamentodaki tüm siyasi partilerde. Uzlaşma komisyonu kuruldu orada HDP MHP AK Parti vardı. Niye o zaman diyorsunuz ki HDP komisyonda. Neden? Çünkü talimat öyle alınmadı. Her siyasi partinin parlamentoyu yöneten Başkanvekili var. Meclis'i yönetiyor mu yönetiyor. HDP'li başkan vekili var mı var AK Partili el kaldırıp izin istiyor. Kısır tartışmaların dışına çıkmak bu ülkeye demokrasiyi insan haklarını getirmek zorundayız. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Görüş farklılıklarımız olabilir ama siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır” ifadelerini kullandı.

Akşener ise şöyle konuştu:

Enterasan AK Parti ile böyle bir çalışma yapılmadığına dair AK Parti sözcüsü Ömer Çelik iddia sahibini parça pinçik eden açıklama yaptı. Ömer Çelik'in yalanlaması alındı baş üstüne kondu kabul edildi. Sonra Saadet Partisi Genel Başkanı açıklama yaptı. Böyle bir şey yoktur diye. O bir soru işareti olarak kaldı. Ben dedim ki 'Ne CHP ile ne Saadet Partisi ne HDP ne AK Parti, ne kurum şahıs platformla herhangi bir anaysa çalışması yapmadık' Bu da koca soru işareti oldu. Kılıçdaroğlu benzer açıklama oldu o da soru işareti ile karşılandı. HDP Eş Başkanları açıklama yaptılar yoktur diye o da bir soru işareti ile karşılandı. Ben söylüyorum Kılıçdaroğlu böyle bir şey yoktur diye Karamollaoğlu da diyor, HDP de diyor Ömer Çelik de diyor. Bütün bunlar içinde Ömer Çelik'in dediği kabul ediyor geri taraf kabul edilmiyor. Bunu ben aziz milletimizin feraset sahibi fertlerine bırakıyorum. Bu kadar insan yalan konuşacak sadece Ömer Çelik'in yalanlaması kabul edecek, böyle bir şey olamaz.

24 Haziran seçimleri sonrasında kazandığımız takdirde adını iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sistem, diğer partilerin güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek adını koyduğumuz o sisteme nasıl geçileceğinin tutum belgesini çalıştık. Bunu kamuoyuna açıkladık.

İddialar şu, uzmanlarla çalışmışız. TÜSES Erdal İnönü'nün kurduğu STK. Siyasi parti temsilcisi diye davet olmuyor orada. Orada MHP döneminden beri davet edilen Nuri Okutan, daha sonra da Ahmet Erozan arkadaşımız bu davetlere icabet etmişler. O davetlerde neler konuşulduğu açık. Bir vakıfta anayasa yaptınız derseniz buna akla mantığa uygun yanı olması lazım. Bir buçuk ayda bu ülkede sıfırdan anayasa yapılabiliyorsa yapan eli öperim, böyle bir şey mümkün mü. 1 buçuk ayda sıfır hukukçu katılmış, oturup anayasa yazılmış. Meclis'te 2011'den itibaren oturup çalıştıkları Anayasa Komisyonunun mensupları hukukçuydu, her siyasi parti hem hukukçu hem siyaset bilimci komisyonlar kurdular. 47 ya da 48 maddede de uzlaşıldı. At izi it izine çalıştı sözü var. Her şeyin farkındayım. Damat gitti, Arınç söz söyledi tartışılmıyor. Bunlar olurken olmayan konuyu sündüre sündüre konuşulmasını anlıyorum. Ayıp olan şu; bu tür yalan tartışmalarla esnafın, işsiz gençlerin, tencere kaynatamayan kadınların karşısında bunlara uzun cevaplar vermek bizim ayıbımız. Bu konuyu kapatıyorum. Bir daha bana ya da partimden herhangi arkadaşımıza bu yönde sorulan sorulara cevap vermeyeceğim. Kodamanlara para yağdırmak yerine bu ülkenin gariban çocuklarına bilgisayar dağıtmalıydı bu iktidar. Bunları tartışmak o insanlara hakaret diye düşünüyorum.