Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Kılıçdaroğlu Kamu görevlilerini tehdit etmeyi, kamu kurumlarını basmayı, bir çeşit siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi" sözlerine, "Hepsi geçecek. Güzelce dinlen, ilaçlarını sakın ihmal etme" diyerek yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'eşkıya' yanıtı: Hepsi geçecek güzelce dinlen, ilaçlarını ihmal etme

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜİK'in ardından Bakan Mahmut Özer'den de randevu alamaması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'na gidip orada da içeri alınmayan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu "Siyasi eşkıyalık yapmayı alışkanlık haline getirdi. Bay Kemal, bundan sonra devletin kurumlarına rastgele gidemeyeceksin" ifadeleriyle hedef aldı.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın açıklamalarına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Hepsi geçecek. Güzelce dinlen, ilaçlarını sakın ihmal etme" dedi.

Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"'Siyasi eşkıya, kalibresi bozuk, cins, cibilliyeti bozuk, adam değil, kifayetsiz muhteris…' demişsin Erdoğan. Hepsi geçecek. Güzelce dinlen, ilaçlarını sakın ihmal etme. Üzmesinler seni. İyi yıllar"

Erdoğan'ın açıklamaları:

"Kılıçdaroğlu Kamu görevlilerini tehdit etmeyi, kamu kurumlarını basmayı, bir çeşit siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi. Önce Merkez Bankasından randevu istedi, randevu verildi. Kendisi brife edildi. Çıktı, yalan yanlış birçok şeyleri anlattı. Dürüst değil, kalibresi bozuk, cins cibilliyet bozuk. TÜİK'ten randevu istedi, vermedi. Ne dedi? Siz imtihanı kaybettiniz. Niye? Merkez Bankası'na gittiniz, orada içeride başka dışarıda başka hareket ettiniz.

Helalleşme ve benzeri söylemlerle kendini demokrat göstermeye çalışırsa çalışsın, başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada böyle hortluyor. Kamu kurumlarına emrivaki ile gittiği için kapıda kalıyor. Bunun son örneğini MEB'de yaşadık.

CHP'nin başındaki zatın bu eşkıya vari baskınlarla derdi kamu kurumlarından bilgi almak değil, orada kaos ve kargaşa çıkarmaktır.

Bay Kemal devletin kurumlarını yozlaştırmak, yıpratmak asla mümkün değildir ve bundan sonra devletin kurumlarına rastgele gidemeyeceksin. Bitti artık. Her şeyden önce devletin kurumlarına gidebilmek dürüstlük gerektirir.

Sende bu dürüstlük yok. Sana bugüne kadar yeri geldi savunma bakanlarımı, dış işleri bakanımı gönderdim. Gidin brife edin, bilgilendirin diye. Ama sen adam değilsin ya. Değilsin. Dürüst değilsin dürüst.

Merkez Bankası bağımsız değil diyordun, seni kabul etti. Buyur, demek ki bağımsız ama sen bağımsız değilsin. Ben senin ipinin kimlerin elinde olduğunu çok merak ediyorum. O da meydana çıkacak tabi. Bakanlarımız ve diğer kamu görevlilerimiz de bu kifayetsiz muhterise böyle bir fırsatı vermeyerek doğrusunu yapıyorlar."