CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin olağanüstü MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Erken seçim çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik, "Seni ve şürekânı seçime zorlamak için elimden ne geliyorsa yapacağım" dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Seni ve şürekânı seçime zorlamak için elimden ne geliyorsa yapacağım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim çağrısını yineledi. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Seçimden niye kaçıyorsun?" diyerek tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Seni ve şürekânı seçime zorlamak için elimden ne geliyorsa yapacağım" ifadelerini kullandı.

CHP, döviz kurlarındaki yükseliş ve ekonomideki gelişmeler nedeniyle dün olağanüstü MYK kararı aldı.

Dün Antep ve Urfa programlarını iptal eden CHP Lideri, bugünkü olağanüstü MYK toplantısına başkanlık etti.

Kılıçdaroğlu'nun, toplantının ardından saat 15:00'de basın toplantısı düzenledi.

Döviz kurundaki sert yükseliş başta olmak üzere ekonomi gündemine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Bütün bu tabloların tek bir sorumlusu vardır; kifayetsiz, kibirli Erdoğan'dır." dedi.

"Erdoğan şahsım hükümeti Londra'daki bir avuç tefecinin temsilcisidir" diyen Kılıçdaroğlu, "'Ben dış mihraklar dersem arkamdan gelenler olur' diyor. Millet artık bu numaraları yemiyor. Vatandaş cebindeki paraya, elektrik parasına, mutfağa bakıyor. Hangi dış mihraklar? Her gelenin aldattığı bir adam Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetibilir mi? Dış mihraklar demek beni kandırdılar demektir. Sen çocuk musun?" ifadelerini kullandı.

Erken seçim çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Seni ve şürekânı seçime zorlamak için, seçim yaptırmak için elimden ne geliyorsa yapacağım" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Mutfakta yangın var. Öyle bir noktaya taşıdılar ki bir tarafta mutfakta yangın var, diğer tarafta piyasalarda güvensizlik var. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç yaşamadı.

2018 Ağustosu'ndan beri uyarıyorum; ülkesini seven bir kişi olarak, daha kriz kapıdayken sorumluluk hissederek uyarıyorum. Neler yapması gerektiğini madde madde açıklıyorum. En cahil insanın bile anlayabileceği bir dili kullanmaya özen gösterdim. Geldiğimiz nokta kritik. Açlık fakir fukaranın kapısında. Mamalara kelepçe vuruluyorsa, sadece 1 kilo alabilirsiniz diye sınırlama koyuluyorsa; ben size 21. yüzyıldaki Türkiye'den söz ediyorum, yönetme erkini kaybetmiş bir kişiden bahsediyorum. Sorumlu bellidir; her şeyin sorumlusu benim diyen kişidir, Saray'da oturan Erdoğan'dır.

Kendi ülkende, kendi vatandaşına dolarla borçlanma dedim. Hani sen yerliydin, hani sen milliydin? Hani bu ülkenin parası Türk Lirası'ydı? Erdoğan şahsım hükümeti Londra'daki bir avuç tefecinin temsilcisidir.

İsraf haramdır dedim, yolsuzlukları engelle dedim. İsraf diz boyu devam ediyor. Yolsuzluk yapanları, israfın her türlüsünü yapanları bırakın engellemeyi, devletin en üst kademesine getirdiler. Böyle bir tabloyu vicdanı olan vatandaşlar kabul edebilir mi? Bütün bu tabloların tek bir sorumlusu vardır; kifayetsiz, kibirli Erdoğan'dır. Kibir, şeytana özgü bir kavramdır, bunun da altını çizmek isterim.

Açtığı belalardan nasıl kurtulabilirim bunun derdinde. Neymiş efendim, dış mihraklarmış. Dışarıdan kimliği belirsiz 13 milyar dolar para geldi. Kimin parasıydı bunlar, uyuşturucu baronlarının parasıydı. Diş mihraklar kim, çık söyle millete? 'Ben dış mihraklar dersem arkamdan gelenler olur' diyor. Millet artık bu numaraları yemiyor. Vatandaş cebindeki paraya, elektrik faturasına, mutfağa bakıyor. Hangi dış mihraklar? Her gelenin aldattığı bir adam Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetibilir mi? Dış mihraklar demek beni kandırdılar demektir. Sen çocuk musun?

Erdoğan ve şürekâsının tek bir hedefi vardır; Türkiye'yi fakirleştirmek, insanımızı fakirleştirmek. Cebinde doları olan, bankada doları olan köşeyi dönüyor. Bir günde yüzde 20-25 kâr ettiriyor. Bunlar gayri millidir, destekleyenler de gayri millidir.

Beyefendi, senin nerelerde ne yaptığını çok iyi biliyorum, dünyalıklarını da çok iyi biliyorum. Sen Türkiye'yi birilerine peşkeş çekiyorsun, biz buna istiyoruz. Yaptığı tam bir deliliktir, saçmalıktır, zırvalıktır.

Türkiye'yi bu zor tablodan çekip çıkaracağız. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, Türkiye düzelir. Potansiyeli vardır. Türkiye'yi krizden çıkaracak en yetkin kadrolar CHP'nin çatısı altındadır. Biz Kuvayi Milliyeciyiz. Bu yangından Türkiye'yi çıkarmak bizim temel görevimizdir.

Buradan nasıl çıkarız? Bütün bu olayları yaratan temel unsur yanlış siyaset. Sorunu aşmanın yolu da siyaset... Nasıl aşacağız? Erdoğan ve şürekâsına sesleniyorum; milletten niye korkuyorsun, sandıktan niye korkuyorsun? Sandığı getir kardeşim... Yangın varsa sandığı getireceksin. Niye milletten korkuyorsun? Milletin iradesinden kaçılır mı! Getireceksin sandığı! Seni ve şürekânı seçime zorlamak için, seçim yaptırmak için elimden ne geliyorsa yapacağım.

Erken seçim talebi sadece bizim partimizin talebi değildir. Erken seçim talebi milletin talebidir. Milletimizle beraber omuz omuza bu işin üstesinden geleceğiz.

4 Aralık Cumartesi günü Mersinlilerleyiz. İşçisiyle, memuruyla, çiftçisiyle, kamyon şoförüyle, herkesle buluşacağız. Talebi göreceksiniz, herkes erken seçim istiyor."