Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, gündemde öne çıkan gelişmeleri değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu'ndan MÜSİAD yemeğine tepki: Bir de utanmadan sıkılmadan ziyafeti paylaşıyorlar, sizin yediğiniz insan eti

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasına Sakarya Hendek'te patlayan havai fişek fabrikasında hayatını kaybedenleri anarak başladı.

MÜSİAD Sakarya Başkanı Yaşar Coşkun'a ait havai fişek fabrikasında yaşanan patlamadan birkaç saat sonra, tüm Türkiye'den gelen, aralarında MÜSİAD Genel Başkanı ve şube başkanlarının da bulunduğu heyetin, patlamanın yaşandığı Hendek ilçesinde yemek yediği fotoğraf karelerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Patron gene patron. MÜSİAD'ın Sakarya temsilcisi, akşam bir yemek veriliyor, bir de sıkılmadan utanmadan ziyafeti paylaşıyorlar. Sizin yediğiniz yemek değil sizin yediğiniz insan eti!" ifadelerini kullandı.

Konuşmasında çoklu baro teklifine değinen Kılıçdaroğlu,"Baro başkanları gelip görüş beyan etmek istiyor. İzin vermiyorlar. Ama bir gün önce avcılıkla ilgili düzenleme yapıyor, dernek başkanını çağırıyorlar. Adalet Komisyonu, Adaletsiz Komisyonu'na dönüşmüş durumda" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satır başları şu şekilde:

"Kimseye muhtaç olmamak için o insanlar fabrikada çalışıyorlardı. Devlet ruhsat vermişti, işçiler çalışabilir diye raporlar da vermişlerdi. Ama siz önlem almıyorsunuz, 7 kişi hayatını kaybediyor. Bu fabrika sicili temiz olan bir fabrika değil. 11 yılda 4 ayrı patlama oluyor. İnsanlar yine hayatlarını kaybediyorlar. Fakat bu fabrikanın sahibi nereden, kimlerden güç alıyorsa fabrikasını her seferinde hiçbir önlem almadan yeniden açıyor.

Patron gene patron. MÜSİAD'ın Sakarya temsilcisi, akşam bir yemek veriliyor, bir de sıkılmadan utanmadan ziyafeti paylaşıyorlar. Sizin yediğiniz yemek değil sizin yediğiniz insan eti!

Milletvekillerimiz bölgeye gittiler. Buradan bu fabrikada çalışanlara sesleniyorum. Adım gibi eminim bu iktidar bu olayı kapatmak isteyeceklerdir. Erdoğan'ın patlamadan sonra ilk aradığı kişi fabrikanın patronu. İşçiyi, yakınını aramıyor, başsağlığı da dilemiyor. Nasıl olsa Sakarya'da oyum çok yüksek, ben binerim sırtlarına diyor. Ama bu sefer öyle değil. Bu sefer Sakaryalı sahip çıkmasa da orada çalışan işçilere biz sahip çıkacağız.

Belki o vefat eden kişilerden kimse CHP'ye oy vermedi. Ama o haksızlığa uğramışsa adaleti sağlamak için çalışacak ilk kişi benim. Biz adaletten, haktan, hukuktan, alın terinden yana bir partiyiz. Hakkı hukuku ve adaleti mutlaka sağlayacağız.

Tüzüğe aykırı bir şekilde güvenlik mesafelerine uyulmamış, beton duvarlar çekilmemiş, tüzüğe uygun havalandırma yok, patlayıcı madde üretilen bu tür işyerlerinde duvarların yanmaz veya 120 dakika dayanıklı olması gerekir diye açık hüküm var ama buna da uyulmadığını görüyoruz.

Eğer bakansan, eğer haktan hukuktan yanaysan eğer saraydan talimat almayıp bu işi soruşturacağım diyorsan derhal müfettişlerini görevlendir. CHP'li belediye başkanı olsa çoktan açığa alınmıştı. Ruhsatı kim verdi? Bakanı valisi kaymakamı koro halinde gidiyorlar. Neden daha önce ilgilenmediniz?

Patlama insana ne kadar değer verdiğini gösteriyor bu hükümetin. Bu saray tayfası insan hayatı değerli midir diye hiç bakmaz. Tek baktığı şey ranttır, paradır. 1 kişi, 5 kişi ölmüş bir şey olmaz diyorlar. Ortada bir kaza yok bir cinayet var."

"RTÜK BAŞKANI GÖREVLENDİRİLMİŞ ELEMAN"

Halk TV ve Tele1'e vatandaş doğruları öğrenmesin diye verilen cezalar. Onlar en zor koşullarda özgürlüğün en fazla sınırlandığı bir ortamda, namuslarıyla ve alınteriyle çalışıyorlar. RTÜK cumhuriyet tarihin en büyük cezasını veriyor Halk TV ve Tele1'e. Ne kadar baskı kurarsan kur sen gidicisin kardeşim!

Demirtaş, Osman Kavala neden içeride? Haksız yere içerideler. Olay bir yargılamadan tümüyle çıkmış iktidar dayatmayla içeride tutacaksınız diye.

Basın İlan Kurumu besleme basına kaynak aktaran bir kurula dönmüş durumda. Buradan Basın İlan Kurumu'nun yöneticilerine sesleniyorum; bu tirajları bağımsız bir denetleme kuruluna denetlettirin. Saraydan talimat almaları gerekir.

ATV hakkında 90 bin şikâyet geliyor ama bir tek dosya bile görüşülmüyor RTÜK'te. RTÜK Başkanı görevlendirilmiş eleman.

"500 BİN LİRALIK RÜŞVETİ KİMİN ALDIĞINI MERAK ETMEDİN Mİ?"

Baro başkanları hakkında yazı yazmış Yılmaz Özdil. TBMM Başkanlığı Yılmaz Özdil hakkında suç duyursunda bulunmuş. TBMM'nin itibarını korumak hepimizin ortak görevi, demokrasinin kıblesi burada. Her milletvekilinin ahlaklı olması lazım. Meclis Başkanı'na sormak isterim, 'Bu kadar duyarlıysan 500 bin liralık rüşveti kimin aldığını merak etmedin mi?' İki bakan var. Ayakkabı kutusunda rüşvet alanlar vardı.

BAYRAM İKRAMİYESİ

Bayram ikramiyesi neden 1000 lira? Kaç yıl geçti, zaten eridi. En az 1500 tl isteyin. Bu millet kalkınsın diye yıllarca alın teri döktünüz. E bu devlet size baksın biraz. Saray sosyetesini unutmayın. Onlar sizin halinizden anlamazlar. Onların ayrı bir dünyaları var, yedikleri içtikleri ayrı. Onlar Türk Lirası taşımazlar.

Onlar ceplerinde dolar taşırlar, dolar ile ihale yaparlar. Saray sosyetesi ayrı bir dünyada ama bugün milyonlarca genç 'işsizim' diye haykırıyor. Bugün genç bir çocuk, "köpek gibi çalışıyorum ama et yiyemiyorum, çocuğuma bakamıyorum" diyor. Bir insanı bu noktaya kim getirdi?

Onlar lale devrini yaşıyorlar, ama milyonlarca insan 'geçinemiyorum' diyor. Bebek mamasına alarm zili neden takar bir süper market? Bebek mamasını kim çalar? 83 milyon vatandaşımız bu gerçekle yüzleşmek zorunda. Yüzleri kızarmadan IBAN numarası veriyorlar. Ya yediniz de doymadınız mı Allah aşkına?

Nerede bu toplanan paralar? Kime ne harcadınız? Bana sormayın çalışma bakanına sormayın diyor, çalışma bakanı falancaya sorun diyor. kimsiniz siz ya? Şehit yakınlarının gazilerin paralarını yiyenlerdir bunlar. Bir AK Partili kadın, "bu millet size parasını verdi, malını verdi, canını verdi sen bir huzur veremedi diyor" Doğru mu, doğru. Saray'da oturanlar ahtapottur. Bir başı var, bol miktarda kolları var. Vantuzları ile milletin kanını veriyorlar. O ahtapotlardan hesap sormak bu milletin namus görevidir.

"BAROLARI PARÇALAMAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE İHANETTİR"

Avukatlar bir baro oluştururlar, kamu tüzel kişiliğine sahiptir, yani bölünmezler. Baroları parçalamak Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet ve bir bölücülük projesidir.

Baro başkanları gelip görüş beyan etmek istiyor. İzin vermiyorlar. Ama bir gün önce avcılıkla ilgili düzenleme yapıyor, dernek başkanını çağırıyorlar. Adalet Komisyonu, Adaletsiz Komisyonu'na dönüşmüş durumda.

Teklif sarayda hazırlandı. Adalet Bakanı'ndan, Adalet Bakanlığı'ndan ve barolardan görüş alınmadı.

Emperyal güçlerin 100 sene önce yapamadığını şimdi Erdoğan ve arkadaşları gerçekleştiriyor. Erdoğan'ın avukatlarının barosu olacak. Pelikan'ın baroları olacak. Bunlar emperyal güçlerden aldıkları talimatları yapıyor. "

EGEMEN BAĞIŞ'A SERT ÇIKIŞ

Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış'ın "camiden fotoğraf" paylaşmasına tepki gösterdi, "Ayakkabı kutusunda rüşvet alan adam, şimdiki büyükelçi; Şimdi bu sahtekar, rüşvetçi adam, korkudan bana tazminat davası açamıyor. O yüzden üzerine gidiyorum. Bu adam Cuma’ya gitmiş reklamını yapıyor. İbadette reklam var mıdır? Allah’ı kandıracağını mı zannediyorsun" dedi.

Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

'RÜŞVETÇİLERİ ALKIŞLADINIZ'

"Ayakkabı kutusunda rüşvet alanlar vardı burada. Ayakkabı kutusunda rüşvet alan adam, şimdiki büyükelçi; O zaman kürsüye çıktığında birlikte alkışlamıyor muydunuz? Bir odaktan talimat alıp Meclisi itibarsızlaştıran sizsiniz. Ayakkabı, çikolata kutusunda rüşvet alan adamı alkışladınız. Bu kişi milletvekili iken Allah’ın kelamıyla dalga geçen adamı alkışlamadınız mı, büyükelçi yapmadınız mı? Bu rüşvetçi adam korkudan dava açamıyor. Bu adam Cuma’ya gitmiş reklamını yapıyor. İbadette reklam var mıdır? Allah’ı kandıracağını mı zannediyorsun. Ve bu insanlar AKP sıralarında milletvekilliği yaptı.Bu mecliste iş takipçiliği için bir milyon dolar para alan adamın belgelerini koydum ortaya. O adamı da bu mecliste alkışladınız. Bana hangi itibardan bahsediyorsunuz?"