CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na mektup gönderdi

Kılıçdaroğlu'nun 'Bank Asya' mektubuna Davutoğlu'ndan cevap

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bank Asya kriziyle patlak veren bankacılık sistemi tartışmalarıyla ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu'na mektup yazmıştı. Kılıçdaroğlu mektubunda, "Bankacılık sektöründe yaşanacak yeni bir krizin sorumlusu olmaya adaysınız" uyarısında bulunmuştu.

CHP Lideri'nin mektubuna Başbakan Ahmet Davutoğlu cevap verdi.

Davutoğlu gazetecilere verdiği demeçte "Böyle bir mektup gelmedi. Anamuhalefet liderinin herhalde ülkenin başbakanına bir mektup yazacaksa bunu ciddiyet içinde ve doğrudan iletmesi beklenir. Öyle bir mektup yazmış olsaydı mukabele görürdü. Bana iletilen metin eğer gerçekten CHP Genel Başkanından çıkmışsa ve CHP'nin web sayfasında yayımlanmışsa üzerinde düşünülmesi gereken ve ciddiyetle herkesin okuması gereken bir metin. Niçin biliyor musunuz? Metinde Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük kullanılan ifadeler hem devlet ahlakı bakımdan hem şahsi nezaket kuralları bakımından utanç vericidir. Türkiye'deki bankacılık sisteminin de ekonomik hayatın da garantörü Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Sayın Kılıçdaroğlu bu üslubuyla dışarıda birilerine ve onların buradaki uzantılarına Türk ekonomisinde bir kriz beklentisi var görüntüsü vermek istiyorsa bu açık bir şekilde Türkiye'deki istikrara ve Türk ekonomisine yönelik bir ihanettir. Öncelikle bunun hesabını vermek durumundadır. Kime neyi jurnalliyor?" dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Başbakan Ahmet Davutoğlu” diye başlayan,  “Sayın Başbakan, sizi peşinen uyarıyorum” diye devam eden açık mektubu şöyle;

“Sayın Başbakan,

Sizi peşinen uyarıyorum:

Bankacılık sektöründe yaşanabilecek yeni bir krizin sorumlusu olmaya adaysınız.

Yüksek rakımlı tepede oturan beyefendinin, Türk bankalarından birisini hedef alan ve açık suç oluşturan sözleri karşısında sessiz kalıyorsunuz.

Yeniden uyarıyorum:

O zat Anayasal açıdan sorumsuzdur, siyaseten hesaba gelmez.

Türk bankalarını korumak, kollamak, denetlemek sizin ve hükümetinizin işidir, bu sorumluluk kanun karşısında da, seçim sandığında da paylaşılamaz.

Türkiye gibi açık toplumlarda suç ve ceza süreci şeffaftır.

“Şuradan yakalayamadık, buradan ceza keselim” olmaz.

Bir bankayı sermayedarı, mevduat veya kredi müşterisine göre ödüllendirme veya cezalandırma hakkına, yetkisine kimse sahip değildir.

Böyle bir keyfilik mali sistemin ortasında pimi çekilmiş el bombası bırakmaya benzer.

Bu oyunun kazananı olmaz, herkes kaybeder.

Bankalar Kanunu açıktır:

•   Sorunlu bankaya önce 68. madde uygulanır, önlem alması istenir.

•   Bir sonraki adımda, 70. maddeye göre yönetim değişir, atama yapılır.

•   Bu adımlar olmadan 71. maddeye göre bankaya el ko-nu-la-maz.

Son kez uyarıyorum:

Türk ekonomisi bankacılık kesiminde bugünkünü andıran bir dedikodu ve karalama kampanyasının bedelini ağır ödedi.

25 banka battı, milli gelirin üçte biri kadar zarar edildi.

Eğer Başbakan iseniz lütfen gereğini yapın.

Hedefteki bankada sorun varsa, yasal çerçevede kalarak çözün.

Yok, sorun bankada değil, yüksek rakımlı tepenin sakinindeyse, kendisini önce bir sükûnete davet edin. O Beyefendiye sorumsuzluğunun Size ve Türkiye’ye ödeteceği bedeli de hatırlatın.

Bankayı, sermaye piyasasındaki yerli ve yabancı yatırımcıyı tedirgin ve mağdur edenleri,  kanunun açık hükümlerine göre cezalandırın.

Tavsiyem bunları yapın ve Başbakan olarak göreve başlayın.

Kolay gelsin.”