Kim kutsal, kim günahkâr?
Baha Batıkan

Özlem KÜSKÜ

Arkeolojiye meraklı olanlar kazılarda bulunan ya da bir şekilde korunarak bugün müzelerde yerini alan nesneleri, objeleri, sanat eserlerini bilirler. Cinsel uzuvların hayli ön plana çıktığı, cinsellik temalı süslemelerin, tasvirlerin yer aldığı objelere, heykellere ya da Zeus’un başrolünde olduğu mitolojik hikâyelere de aşinayız.

Eril, Dişil Ve Ötekiler

Baha Batıkan

Beyaz Baykuş, 2023

Mağaradan parlak camlarla kaplı rezidanslara uzanan dünya seyahatimizde arkeoloji, geçmiş yaşamın temsillerini gün ışığına çıkararak insanlık macerasının geçmişini aydınlatır. Ancak karanlıktan aydınlığa çıkarılan her şey gibi onu anlamak ve bilmek için gözlerinin ta içine bakmamız gerekir. Antik Yunancadaki “arkhaios” (arkhe, temel dayanak) ve “logos” (us ile bilme) kelimelerinin birleşiminden oluşan arkeoloji, eski kültür ve medeniyetlerin günümüze ulaşabilmiş maddi kalıntılarını inceler. Derinlerden çıkarılanlar bize sadece kültürü, sanatı getirmez, eski insanların bilincini de getirir.

SİNOPLU DİYOJEN MİSALİ

Eskiçağ tarihçisi ve arkeolog Baha Batıkan “Eril, Dişil ve Ötekiler” adlı kitabıyla, gündüz vakti elinde lambayla dolaşan Sinoplu Diyojen misali defalarca kez aşındırılan yolları tekrar yürümeye koyuluyor. Ancak bu seferki yürüyüşte elindeki feneri, bize binlerce yıldır anlatılan o tuhaf masala çeviriyor.

Bu masal bildiğimiz masallardan değil. Bu masalda sepete konup nehre bırakılan ama Akad Kralı Sargon ya da Musa gibi bir krala dönüşemeyip sepetlenip giden kız çocukları, Roma’nın ayaktakımı olan gladyatörler, fahişeler, mezar kazıcıları, sistemin dışına itilen ama hayranlıkla uzaktan seyredilen heteiralar, amazonlar, androjenler, civelekler ve dahası var.

CENNETTEN KOVULAN KİM

Tarih boyunca cinselliğe bakışı kim şekillendirmiştir? Neyin kutsal neyin günahkâr olduğuna kim karar vermiştir? Bu kararın sonucunda “cennetten kovulan” kim olmuştur? İktidarın insanlığı şekillendirirken anlattığı masala inananlar nasıl bir sürüncemede kalmıştır? Tapınaklardan sarayların has odalarına dek adım adım kontrol mekanizması nasıl kurulmuş ve tüm bunlar sonunda hangi bedeller ödenmiştir?

Yazarın söylediği üzere tarih boyunca “biz” güçlüyü, hükmedeni, erkek imgesini sembolize ederken, “öteki” ise zayıfı, güçsüzü, ezilmeye müsait olanı tanımlar. Gücün sahibi de öteki denen özne de zaman içinde değişebilir ancak bu ikisi arasındaki ilişki değişmez ve olan hep ötekine olur. Öteki sistem dışına atılır çünkü o eril iktidar için bir tehdittir. Bu güç savaşında kimileri cezalandırılırken kimileri ödüllendirilir, kimin kutsal kimin günahkâr olduğuna iktidarı elinde tutan yasa koyucular karar verir.

YASA KOYUCULAR!

“En eski zamanlardan bu yana, yasa koyucular, insanların cinsel hazları nasıl yaşayacaklarına dair sınırlamalar getirmeye çalışmışlardır. Yasa koyucular kimi zaman imparatorlardır, kimi zaman tapınak görevlileri, kimi zaman da karşı komşudur… Koskoca imparatordan, üzerine hiç vazife olmayan komşu teyzeye kadar geniş bir yelpazededir bu yasa koyucular...”

Günahkâr bedenlerin kontrolünü sağlayan, ötekinin kim olduğunu belirleyen, onu yaftalayan, toplum dışına iten, cezalandıran, onu kullanan ve sömüren zihniyetin karanlık labirentinde ilerleyen hikâyenin acıklı kısmıysa bugün halen bu karanlık labirentin içinde dolanmamız… Bu kontrol mekanizmaları bedene hükmetmekle kalmaz, insanların zihnini de değiştirir, dönüştürür. İşte o zaman çoğunluk bu tuhaf masalın hem dinleyicisi hem de bir aktörü olur. Bugün dahi beden üzerinden ilerleyen tartışmalar sorgulanmaz bile, “zalimin çarkı cahilin aklıyla bir döner…”

Cinselliğin, cinsiyet rollerinin mitoslarla, yasalarla, yasaklarla davranışlarımıza nasıl sirayet ettiğinin ve davranışlarımızı nasıl şekillendirdiğinin bir iz sürümünü yapan Baha Batıkan bir yandan bu durumun nasıl tersine dönerek kendi tarihsel anlatısını dokuduğunu da es geçmiyor. Belki bir danışıklı dövüşe de alan açan ve yumurta tavuk ikilemine dönüşen bu döngüde kucağımıza büyük sorular bırakıyor ancak bu yazı ne yazık ki büyük soruları yanıtlamak için fazlasıyla kısa…

Kimi zaman Mezopotamya çöllerindeki kutsal dişiyle kimi zaman da İstanbul’un arka sokaklarındaki genelev fahişesiyle karşılaşacağınız bu yolculukla tarihe ve uygarlığa bambaşka gözlerle bakmaya başlayacaksınız. Hatta komşu teyzenize de…