Sarayın Danışmanı Uçum ile başlayan kavga büyüyor. Birçok AKP’li isim Uçum’u hedef almayı sürdürürken herkesin gözü yenilginin cezası kimlere kesileceğinde. Erdoğan ve Bahçeli’nin suskunluğu ise dikkat çekici.

‘Kimlerin kellesi gidecek’ kavgası
AKP MYK’si basına sızdırılmıştı. (Fotoğraf: AA)

Politika Servisi

Yerel seçimlerin tamamlanmasının ardından büyük bir zaferle elde eden muhalefet, iktidarın kolunu kanadını kırmayı başardı. Alınamaz denilen birçok belediyenin de el değiştirmesi 10 ay önceki havayı ters düz etti.

Mayıs seçimleri ardından muhalefette oluşan dağınıklık ve moral bozukluğu iktidara geçti. Erdoğan’ın seçim sonrası rejimin devamlılığını belirleyecek hesapları da rafa kalktı. Yerel seçimlerden güçlü çıkacak bir Erdoğan hem muhalefeti daha etkisiz kılabilecek hem kritik şehirleri elinde tutacak hem de rejimin yeni dönem inşasının yollarını açabilecekti. Ancak bu ihtimaller için artık çok geç.

Erdoğan hem yerelleri büyük oranda kaybetti hem de hamlesi zaten sınırlıyken eli iyice daraldı. Seçimlerden sonra ‘Saygı duyacağız. Uyarıyı aldık’ gibi cılız bir açıklama yapmak durumunda kaldı. Erdoğan’ın bundan sonraki yol haritası henüz netleşmedi ama partisi kaynamaya devam ediyor.

Van’da en yüksek oy alan DEM Partili Abdullah Zeydan’ın hukuksuz bir şekilde memnu haklarının geri alınması ve gelen yoğun tepkilerin üzerine Yüksek Seçim Kurulu’nun mazbatanın Zeydan’a verilmesi kararının ardından kriz her geçen gün derinleşiyor.

Saray danışmanı Mehmet Uçum’un YSK kararını doğru bulması sonrasında sarf ettiği sözler gerilimi tırmandırdı.

Yandaş Yenişafak Yazarı Aydın Ünal’ın dün yayımlanan yazısı da dikkat çekti. Ünal, “Eline kılıcı alıp ot biçer gibi insan kellesini biçmesi gerekiyor” ifadeleriyle Erdoğan’ı yenilik yapması gerektiğini savundu. Erdoğan’ın tek yolunun bu olduğunu ifade eden Ünal, “Erdoğan bu cesareti gösteremezse sonu Özal gibi olabilir” dedi. Ünal, “Erdoğan’ın önünde iki engel var: Birincisi, cezalandıracağı sorumluların küsüp gitmeleri riski. İkincisi de eskisi kadar kolay ‘uygun adam’ bulamama sorunu" diye yazdı.

Öte yandan AKP içerisinden Saray Danışmanı Mehmet Uçum’a yönelik bazı tepkiler ise şöyle:

• AKP Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara:‘‘Türkiye, kendini devletin sahibi sanan ve ‘Devlet’ adına racon kesip, siyasi görüşlerini açıklayan siyasetçileri “not etme” cüretinde bulunan tüm vesayetçi anlayışları silip atacak güçtedir’’

• Eski AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık:“Ak Parti’nin şimdi bir numaralı meselesi Külliye’deki Maocu-Carl Schmittçi danışmanın o karargâhtan kapı dışarı edilmesidir. Kan ve ruh bozulmasının kaynağı başka yerlerde aranmasın.”

• AKP eski milletvekili Orhan Atalay: “Milletin Evi’nden Millet’e sallanan parmağı kesip atmakla olur”

• AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu: “Devletin istediği doğrultuda konuşmazlarsa” kayıt altına mı alınacaklar, film başa sarılıp “aslında bölücü” mü sayılacaklar?” 

SESSİZLİK KORUNUYOR

Tüm bu tartışmalar sonrası ise gözler Erdoğan’a çevrildi. Öyle görünüyor ki Erdoğan bir süre daha olan biteni izleme aşamasında kalacak. Köşeye sıkışan Erdoğan’ın böyle bir seçim yenilgisinin ardından kısa sürede hamle yapması şimdilik zor görünüyor. Ancak Erdoğan’ın partililerine kavga etmeyin dememesi de dikkat çekici.

Öte yandan dikkat çeken bir başka nokta da Erdoğan’ın en büyük dayanağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin de suskunluğu. Seçim sürecinde de Erdoğan ile görüntü vermeyen Bahçeli, yenilginin ardından henüz bir sorumluluk almış değil.

MYK TOPLANTISI SERVİSİ

Bu tartışmaların öncesinde dikkat çeken bir diğer olay da seçimlerin ardından Erdoğan başkanlığında toplanan AKP Merkez Yürütme Kurulu Toplantısının basına sızdırılması. İlk defa basına sızdırılan toplantıda en çok dikkat çeken unsurlardan birisi Erdoğan’ın ‘Ben dâhil kimse sorumluluktan kaçmayacak. Erdoğan’ın 22 yıla heba ettirmem. Güneşi gören buz erimemek için toparlanmalıyız” oldu.