Kitaplar okumak içindir
AYDIN İLERİ
Kitaplarla tanışmanın erken çocukluk döneminde başlaması kitaplarla ömür boyu sürecek yol arkadaşlığının kurulmasına vesile oluyor. Daha kapağına baktığında ABC’yi bilmeyen çocukları bile içine çeken, görselliği öne çıkan kitaplar, çocukların ilk buluşmasında kitapla bağını güçlendiriyor. Okumak için alfabe bilmek gerekmiyor bazı kitaplarda… Erken çocukluk döneminde görsel okuma ile başlayan dostluk kopmaz bir bağ yaratıyor. “Resimli bir kitap okumak da okumak sayılır” diyor Yeni Zelandalı yazar, Jenny Bornholdt Can Çocuk Yayınevi tarafından yayınlanan ‘Bir Kitap Bir Kitaptır’ kitabında.
Sarah Wilkins’in resimleri metinle bütünlüğü sağlarken kimi yerlerde görsellerin estetik güzelliği, görsel sanatların gücü, metnin önüne geçiyor. Metin dediğime bakmayın kısa öz, şiirsel cümleciklerden oluşan bir kitap bu. Ne öğreticilik var ne parmak sallama. Edebiyatın büyülü gücü devrede. Sözcük şölenine eşlik eden görseller edebiyatın lirik gücünü öne çıkarıyor. Sıkıcılıktan uzak ‘kitabın oluşumuna dair’ merak uyandıracak metin akıp gidiyor.
Bir kütüphaneci olarak kitapta ‘kütüphane’ ve ‘kitaplık’ terimlerinin çokça geçmesi beni çok mutlu etti ve en çok şu dizelere vurulduğumu itiraf etmeliyim.
...“Bir kitabın yeri kütüphanedir, kitaplıktır, kitapçıdır, evindir.”...
Kitabın dizeleri etkileyici; saatlerce anlatılacak bir sunumu, sayfalarca yazılacak bir makaleyi özetler gibi. Çocuk coğrafyasının (ev, okul, yaşadığı yerel) kitaplarla dolu olması gerektiği vurgulanıyor. Bu mesaj çok kıymetli. Çocukların ev kitaplıklarıyla, okul kütüphaneleriyle, çocuk kütüphaneleriyle, kitapla büyümesi, demokratik yaşamın iyi bir yurttaşı, sorgulayan, araştıran, düşünen, yorumlayan, analitik düşünen bireyleri olmasına önemli bir katkıda bulunur. Kitabın insana kattıklarını öğretmen, kütüphaneci, anne-baba saatlerce, defalarca anlatsa bir çocuğun bir kulağından girip diğer kulağından çıkabilecekken bu ve buna benzer nitelikli kitapların gücü çok etkileyici. Çocuklarla oynar gibi, eğlenir gibi akıyor sayfalar. Yazar mizahı da kullanarak sımsıkı yakalıyor okurunu. Düşünsenize hangi çocuk sevmez ki mizahı.
Kitaptaki mizah, görseller ve edebiyat güçlü harman oluşturarak çocuklara okumanın keyfini aşılıyor. Kitap sanki ‘yaratıcı okuma’ etkinlikleri için yazılmış gibi: Duyulara yer veren, kokunun, tadın, rengin, dokunmanın hissedildiği bir yapısı var. Çocukları etkileyerek, paylaşmaları sağlayacak sayısız cümle var kiyapta. Hemen bir örnek vereyim;
“’Duşta kitap okumak imkÂnsızdır.”
Çocukların ‘okuma kültürüne’ erken bir adım atmasını istiyorsanız bu kitap iyi bir fırsat. Bir ‘kitap nedir?’ sorusuna verilecek felsefi ve eğlenceli yanıtların okunulacağı gülümseme garantili kitap, paylaşmanın önemine de vurgu yapıyor:
...”Bir kitabı sevdiysen onu arkadaşına ödünç verebilirsin, o da başka bir arkadaşına verir, o da bir başkasına ve bu böylece sonsuza dek sürebilir.”...
Ekonomik olarak zorluklar yaşadığımız bu günlerde yazarın tam da yukarıdaki dizelerde belirttiği gibi birbirimizle kitaplarımızı paylaşmak, kitap değiş tokuşu yapmak, en yakın kütüphaneye üye olmak, kütüphanelerden ödünç kitaplar alıp okumak anlamlı olacak.
Fırsat buldukça ailecek kitap fuarlarına, sahaf festivallerine, kitabevlerine gitmek buralardan aile bütçesini sarsmayacak miktarda kitap almak çocukların okuma kültürü kazanmasına fayda sağlayacaktır. Önümüzdeki ay Türkiye’nin en büyük kitap fuarı İstanbul’da gerçekleşecek şimdiden hazırlıklara başlayın derim.
Kitapları bize ulaştıran yayınevleri zor durumda, yayıncılık sektörünün olmazsa olmazı yayınevlerinin hayatını sürdürebilmesi için okurların dayanışmasına ihtiyacı var.
Harçlıklarımızı biriktirerek, başka harcamalardan kısıp kitap satın alarak yayıncı dostlarımıza destek olmalıyız.
