Depremden birkaç gün sonra Ahbap Derneği'ne çadır satan Kızılay, bağışlanan kanları hastanelere sattıklarına yönelik haberlerle ilgili, "Tüm sürecin maliyetini devletimiz karşılamaktadır. Haberlerde sözü edilen faturalandırma yöntemleri tamamen hastanelerin tüzel kişiliklerinin özelliklerinden ve hizmet alım esaslarının ayrıntılarından oluşmaktadır. Tüm kamuoyu ve özellikle medya mensuplarının bunu bilmesine rağmen, Kızılay’ın topladığı kan bağışlarını hastanelere sattığı gibi bir yaklaşım sadece ve sadece iftiradan ve kötülükten ibarettir" açıklaması yaptı.

Kızılay'dan 'kan satışı' eleştirilerine yanıt: Maliyeti devletimiz karşılıyor
Fotoğraf: AA

HABER MERKEZİ

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yurttaşlar çadır beklerken Ahbap Derneği'ne afet bölgesine gönderilmek üzere 2050 adet çadır sattığı ortaya çıkan Kızılay, bağışlanan kanların da hastanelere sattıklarına yönelik çıkan haberlerle açıklama yaptı.

Kızılay'ın yazılı açıklamasında, "Tüm sürecin maliyetini devletimiz karşılamaktadır. Tüm kamuoyu ve özellikle medya mensuplarının bunu bilmesine rağmen, Kızılay’ın topladığı kan bağışlarını hastanelere sattığı gibi bir yaklaşım sadece ve sadece İftiradan ve kötülükten ibarettir" denildi.

Basın yayın organlarında yer alan bazı haberlerle ilgili olarak açıklama yapılmasının zorunlu olduğu belirtilen Kızılay açıklaması şöyle:

"Türkiye’de Kan bankacılığı ve transfüzyon tıbbı uygulamalarının tek yetkili otoritesi Sağlık Bakanlığı'dır. Kan bankacılığı, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği usul ve esaslara göre yürütülür. Geçmiş yıllarda hastane önlerinde yaşanan kötü örneklerin ardından, Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde, 2005 yılında Güvenli Kan Temini Projesi hayata geçirilmiştir. Bu proje ile o tarihten itibaren vatandaş ile kan bankaları arasındaki tüm parasal ilişkiye son verilmiş, kan ve kan ürünlerinin temini görevi Kızılay’a verilmiş, bu süreçle ilgili tüm operasyonel maliyet ise Sosyal Güvenlik Kurumu üzerine bırakılmıştır. Bu alanda Avrupa mevzuatıyla uyumlanan Kanun ise 11 Nisan 2007 tarihinde 5624 sayısı ile kabul edilmiştir.

Hükümet, kan ve kan bileşenlerinin maliyetlerini yayımladığı Sağlık Uygulama Tebliği'nde (SUT) ilan etmektedir. Kızılay, 4 bine yakın personel, 830’dan fazla araç ve 300’den fazla noktada aldığı kanları laboratuvarlarda testlere tabi tutmakta, testi geçen kanları özel torbalarına koymakta ve kendisinden talep eden hastanelere soğuk zincire riayet ederek ulaştırmaktadır.

"TÜM SÜRECİN MALİYETİNİ DEVLETİMİZ KARŞILAMAKTADIR"

Hastaneler, talep ettikleri her kan veya kan bileşeni için SUT’ta belirlenen tedarik süreci maliyeti (çalışanlar, laboratuvar, kan torbaları, soğuk zincir vs) ay sonunda Kızılay’a ödemekte, ardından ise bu ödemeye kendi giderlerini de ekleyerek SGK’ya fatura etmektedir. Dolayısıyla tüm sürecin maliyetini devletimiz karşılamaktadır. Haberlerde sözü edilen faturalandırma yöntemleri tamamen hastanelerin tüzel kişiliklerinin özelliklerinden ve hizmet alım esaslarının ayrıntılarından oluşmaktadır.

Tüm kamuoyu ve özellikle medya mensuplarının bunu bilmesine rağmen, Kızılay’ın topladığı kan bağışlarını hastanelere sattığı gibi bir yaklaşım sadece ve sadece İftiradan ve kötülükten ibarettir. Bu yöndeki haberlerin gönüllü kan bağışlarını düşürebileceğini bile bile atılan bu iftirayı Kızılay karşılıksız bırakmayacaktır. Bazı hastanelerin belirlenen SUT fiyatlarının üzerinde faturalar kestiği ve yine özel hastanelerin “bunu Kızılay’a aktarıyoruz” diyerek hastalardan farklı ücretler aldığı duyumunu aldığımız her durumda Sağlık Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunulmaktadır.

Kızılay zaman zaman vatandaşlara da böyle bir durumla karşılaştıklarında şikâyette bulunmalarını hatırlatan duyurular yapmaktadır.

Gerçeklik bu olduğu halde, bunun tersini düşündürecek yayınlar çok açıkça ifade etmek gerekirse ahlaksızcadır. Sadece basın ahlak ilkelerine aykırı değil, evrensel ahlak ilkelerine de aykırıdır. Kızılay tüm bu iftiraların hesabını yargı önünde soracaktır."