Google Play Store
App Store

Eski Kızılay Başkanı Akar ile Yardımcısı Adıgüzel, Kızılay Başkanı Kerem Kınık ile iktidarı topa tuttu. Yapılan açıklamada, “İktidarın devlet gücüyle Kızılay’ı ele geçirdiği, Kınık ve ekibinin kurumu işgal ettiği” vurgulandı.

Kızılay ele geçirildi
Fotoğraf: Twitter/drkerem

İsmail ARI

Deprem felaketinin ardından çadır satması gibi birçok skandalı ortaya çıkan Kızılay’a yönelik tepkiler devam ediyor.

AKP’lilerin dahi tepki gösterdiği Kızılay Başkanı Kerem Kınık hâlâ görevine devam ederken eski Kızılay Başkanı Ahmet Lütfü Akar ile eski Genel Başkan Yardımcısı Nihat Adıgüzel Türk Kızılayı Birlik Hareketi adına sert ifadelerin yer aldığı bir açıklama yayımladı.

Kerem Kınık ile Kızılay yönetimini adeta topa tutan Akar ve Adıgüzel, Kızılay’ın gayrimenkul portföy zenginliği, yüksek mali potansiyeli, personel istihdamı, toplumsal etkisi gibi özellikleri nedeniyle, iktidar tarafından devlet gücüyle ele geçirildiğini belirtti.

Kurumun özelikle son 6-7 yıldır, görevdeki Kızılay yönetimi marifetiyle iktidarın arka bahçesi yapılarak tamamen siyasallaştırıldığı, yolsuzlukların ve skandalların merkezi haline getirildiği vurgulanan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Kızılay’daki erozyon 2013 yılında başlatılmış aşama aşama siyasal iktidarca Kızılay yönetimine monte edilen Kerem Kınık ve arkadaşları, yönetim kurulunda sağladıkları çoğunluk ile bir takım yaptırımlar uygulamaya çalışmışlar, o dönemde görev alan genel başkan ve birkaç yönetim kurulu üyesinin azınlıkta olsalar büyük bir mücadele ve direnci ile karşılaşarak 2016 yılı kongresine gelinmiştir. Bu kongre de iktidarın her türlü baskısına rağmen gerçek Kızılaycılar karşı liste çıkartmışlar, ancak şaibeli işlemler sonucun da çok az bir farkla seçimi alan Kerem Kınık ve ekibi tarafından Kızılay adeta işgal edilmiştir.”

YOLSUZLUKLARI TEK TEK SIRALADILAR

Açıklamada, Kızılay yönetiminin 2016-2022 yılları arasındaki yasalara aykırı işlemleri de şu şekilde sıralandı:

“Kızılay delegesinin iradesinden çekinen yönetim, çözümü yurt genelinde 81 ilde teşkilatlanan 672 şubeden 550’sini hukuksuz olarak kapatarak Kızılay’ı küçültmekte bulmuş, binlerce üyenin kaydı silinmiştir. Kapatılmayan şubeler de iktidarın da desteği ile Memur Sen’e kayıtlı üyelerin toplu şekilde üye yapılması sureti ile yandaş yönetimlere devredilmiştir.

Personel tasarrufu ve daha yetkin personel istihdamı gerekçesiyle, 4 bin 500 çalışanından yarısının iş kanununa aykırı olarak, haksız yere iş sözleşmeleri fesih edilmiştir. İktidara istihdam alanı sağlamak için gereksiz kadrolar ihdas edilerek ve liyakate uyulmaksızın, AKP referansı ile veşeffaf olmayan yöntemlerle işe alımlar yapılmış çalışan sayısı 15 bine ulaşmıştır.

2018 yılı Kurban bayramında Kızılay’a vekâlet veren vatandaşların kurbanlarının kesimi için Tahaş Hayvancılık Firması ile yapılan 2018 yılı kurban sözleşmesi gereği, kesilmesi gereken 6 bin büyükbaş hayvandan 2 bin 782 si kesilmemiş, firma tarafından yurt dışında kesimi yapılan kurbanlardan toplam 13 karkas da Türkiye’ye sevk edilmemiştir. Polonya’dan getirilen iki tırda bulunan 151 adet karkas ise, gümrükte yapılan analizleri sonucu ülkemize girişi uygun bulunmadığından bedeli dernek tarafından karşılanarak imha edilmiştir. Sonuçta vatandaşların dini duyguları istismar edilerek dernek 1 milyon 851 avro zarara uğramış, zararın tahsili için firma icraya verilmiştir. Kurban kesimleri her yıl devletin Et Süt Kurumu’na yaptırılırken neden özel firmaya verildiği de açıklığa kavuşturulmadan üstü örtülmüştür.

***

Menfaat grupları uyarısı

Akar ve Adıgüzel’in açıklamasının sonuç bölümünde ise “2016 yılı genel kurulunda Kızılay’ın ele geçirilmesine karşı çıkarak mücadele eden sonrasında da Kızılay’dan uzaklaştırılan yüzlerce yönetici ve delegenin bir araya gelmesiyle oluşturduğumuz Kızılay Birlik Hareketi olarak yaklaşık altı yıldır, mevcut yönetimin faaliyetlerini takip etmekteyiz. Mücadelemiz yılmadan devam edecektir. Millet ittifakı iktidarında, Kızılay yönetimin de yer kapma düşüncesinde oldukları anlaşılan menfaat grupları hakkında detaylı bilgi edinilerek gerekli önlemlerin alınması da kurumun geleceği açısından büyük önem arz etmektedir” denildi.