68 Kuşağı devrimci önderlerinin Tokat’ın Kızıldere Köyü’nde katledilmesinin üzerinden 51 yıl geçti. Halkın vicdanı her zaman öldürülen devrimcilerin yanında yer aldı. On’ların direnişi bugün de devrimci mücadeleye ışık tutuyor.

Kızıldere son değil

HABER MERKEZİ

68 Kuşağı devrimci önderlerinin Tokat’ın Kızıldere köyünde katledilmesinin üzerinden 51 yıl geçti. Katliamda katledilen devrimciler için bugün ülkenin birçok noktasında anma törenleri düzenlenecek.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamını engellemek isteyen Mahir Çayan ve dokuz yoldaşı 30 Mart 1972’de katledilmişti. Kızıldere Katliamı olarak tarihe geçen bu katliam Türkiye solunda dayanışmanın önemini ve gücünü gösteren en önemli olaylardandı.

Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında idam cezası verilmesinin ardından ülke genelinde birçok kampanya düzenlenmiş ve bu kararın geri çekilmesi istenmişti. Buna rağmen hem darbeciler hem de Meclis’te bulunan parlamenterler bu konuda geri adım atmamış ve üç devrimcinin idamı onaylanmıştı. Bunun üzerine Türkiye Halk Kurtuluş Parti Cephesi (THKP-C) ve THKO’lu devrimciler bu idamları engellemek için ortak eylem kararı almıştı. Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp ve Ertuğrul Kürkçü 26 Mart 1972 günü Ünye Radar Üssü’nde çalışan üç teknisyeni kaçırıp Tokat'ın Niksar ilçesi Kızıldere köyünde muhtar Emrullah Arslan'ın evinde saklandı. Devrimciler idam kararının infaz edilmemesini isteyen bir bildiri de hazırladı.

kizildere-son-degil-1144332-1.



30 Mart günü devrimcilerin kaldığı ev askerler tarafından sarıldı. “Teslim olun” çağrılarına rağmen devrimciler teslim olmadı. Eve havan mermileri atıldı. Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp, Kızıldere’de devrimci kararlılık ve dayanışmanın tarihe geçen bir örneğini göstererek yaşamlarını yitirdi. Katliamdan sadece Ertuğrul Kürkçü kurtulabildi.

KIZILDERE’NİN TARİHSEL ÖNEMİ

Türkiye sosyalist ve devrimci hareketinin tarihinde "Kızıldere Katliamı" olarak bilinen olay, gerçekleşmesi ve gelişmesi sürecinde Türkiye'de ve Türkiye dışında büyük tepkilere yol açtı. Mustafa Suphi ve yoldaşlarının 1921’de katledilmesinden sonra ilk kez, devrimci hareketin önder kadrosu toptan yok edilmişti. Bu durum sonraki birkaç yıl devrimci hareket üstünde olumsuz etkiler bıraktı. Ancak Kızıldere’nin mirası sonraki yıllarda devrimci hareketin yeniden yükselmesinde önemli rol oynadı. Çayan ve yoldaşlarının bıraktığı dayanışma duygusu solun en önemli değerlerinden oldu. Her ne kadar 90’lardan itibaren ülke solu içinde estirilen liberal rüzgâr bu duyguya zarar verse de bugün hâlâ Kızıldere’nin bıraktığı miras güncelliğini koruyor. Çayan ve yoldaşlarının bıraktığı antiemperyalizm ve yurtseverlik mirası da bugün tüm liberal saldırılara rağmen solun en önemli değerleri olmayı sürdürüyor.
Yapılan bütün yanlış bilgilendirme, saptırma ve spekülasyonlara karşın devletin bu "katliam"ı savunması ve meşrulaştırabilmesi mümkün olmadı. Halkın vicdanı Kızıldere'de öldürülenlerin yanında yer aldı. Haber Merkezi