Koç Üniversitesi Hastanesi’nde işten çıkarılan 18 taşeron işçi hastane binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. İşçiler Koç Holding’e “Hukuk fakültelerinizde buradaki hukuksuzluğu anlatabilecek misiniz?” diye sordu.

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde işten çıkarmalar: "Sağlıkta taşeron ölüm demektir"

Asena TUNCA

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde işten çıkarılan 18 taşeron işçi bugün hastane önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Devrimci Sağlık İş (Dev Sağlık İş) üyesi emekçilerin yaptığı açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK’e bağlı sendikaların temsilcileri, HDP, Halkevleri, 4. Vardiya İşçi Dayanışması ve Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) katıldı.

“Sağlıkta taşeron ölüm demektir” sloganlarıyla başlayan eylemde söz alan Arzu Çerkezoğlu, “Sendikalı olmak en temel Anayasal haktır. İşçilerin bu yasal ve anayasal hakkını kullanması karşısında baskı uygulamak, mobbing yapmak, işçileri sendikadan istifaya zorlamak ve gözdağı vermek için işten çıkarmak asla kabul edilemez” dedi.

"SAĞLIKTA TAŞERON OLMAZ"

Türkiye’nin bir asgari ücretliler ülkesi haline geldiğini ve bunun sebebinin sendikalaşma önündeki engeller olduğunu kaydeden Çerkezoğlu, Koç Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan emekçiler, işçi sınıfının onurunu ayaklar altına alan çanta aramasına kadar baskıya maruz kaldı ve sendikalı olmayı seçtiler. Yıllardır sağlık işkolunda mücadelesini verdiğimiz ‘sağlıkta taşeron olmaz’ diyerek özel sektörde mücadelesini verdiğimiz taşeron çalıştırma ortadan kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Hastanelerde bir ekip hizmeti olur ve asla taşeron çalıştırma mümkün değildir” diyen Çerkezoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Arkadaşlarımızın talepleri son derece haklı ve meşru. Buraya hastane yönetimini uyarmaya geldik. Bir diyalog yolu var. Bir görüşme gerçekleştirdik. Çözüm noktasında birtakım adımlar atıldı, takipçisi olacağız. Bir daha ifade ediyoruz. Yönetim işçilerin en temel Anayasal hakkına yani sendikalı olma hakkına saygı duymaya ve işten çıkarılan arkadaşlarımızı derhal işbaşı yaptırmaya çağırıyoruz.”

"TACİZCİ HÂLÂ İÇERDE"

Çerkezoğlu’nun ardından konuşan işçi Suna Erkoçak, “Onların çöpe attığı hasta bezi bile olamadık. 6 yıllık emeğimi çöpe attınız. Defalarca taşeron ve yönetim arasında gidip geldik çözüm aradık. Çözüme yanaşmadılar. Haklarımız gasp edildi. Çantalarımızın aranması, giydiğimiz eteğin boyuna karışılması hiç ahlaki değil. Tacizi, mobbingi dile getirdiğim ve sendikalı olduğum için işten atıldım. Ben işimi alana kadar buradan gitmeyeceğim. Tacizci hala içerde. Kadın arkadaşların üzerine gidilmeye devam ediliyor. Koç Holding’in kadın odaklı projelerini duyuyoruz. Yalan. Ben kadın değil miyim?” ifadelerini kullandı.

"KOÇ CİLDİ ÇOK GÜZEL BİR KİTAP GİBİ"

İşten çıkarılan bir diğer işçi Semra Kücet ise şöyle konuştu: Buradan Koç’a baktığımızda cildi çok güzel bir kitap gibi görünüyor. Buradaki çalışma koşullarını anlatmak kelimelere sığmaz. Sesimizi duyurmak için, tacizi, mobbingi, angaryayı her gün buradan dile getireceğiz. İşçilerin sesini kesemeyeceksiniz. Sendikalı çalışmak, güvenceli koşullarda çalışmak istiyoruz. İçerdeki tacizcileri ifşa edeceğiz. Her gün burada olacağız. Sağlıkta taşeron ölüm demektir.”

Dev Sağlık İş İşyeri Temsilcisi Kenan Güngördü, “Başhekimlik şirket diyor, şirket başhekimlik diyor. İşimizi ekmeğimizi alana kadar her gün burada olacağız. Sendikalı çalışma hakkımızı savunmaya devam edeceğiz. Müzakereye açığız. Taleplerimiz kabul edilene kadar burada olacağız” şeklinde konuştu.

"KADERİMİZE RAZI OLMADIK"

İşçilerin okudukları basın açıklamasında ise şöyle denildi: “Yaşadığımız sorunlar sadece bu hastanede olan sorunlar değil. Türkiye’deki tüm özel sağlık kuruluşları saydığımız sorunlarla karşı karşıya. Kaderimize razı olmadık, bu şartları değiştirmek için sendikaya üye olduk. Sendikadan istifa edin baskılarına rağmen üye sayımızı hızla arttırdık ve geçtiğimiz ay çeşitli bahanelerle 18 arkadaşımız işten atıldı. Kadrolu çalışanlarla aynı işi yapan taşeron işçiler arasındaki farklılıklar sadece ücret boyutunda değil. Taşeron işçiler olarak, kadrolu çalışanların aksine gece mesailerinde gece farkı, gıda, giyim, yol yardımı alamıyoruz. Kadrolu çalışanlara hastanede sağlık hizmeti için indirim uygulanırken taşeron işçiler iş başında kaza geçirdiğinde tıbbi desteğe ihtiyaç duyduğunda dahi, iş yükü bahane edilerek acil servise bile gidemiyoruz, acile gitmeye kalksak bile aldığımız hizmeti ödemeye bir aylık maaşımız yetmez.”

"HUKUK FAKÜLTELERİNİZDE BURADAKİ HUKUKSUZLUĞU ANLATABİLECEK MİSİNİZ"

İşlerini geri istediklerini kaydeden emekçiler, “Hastane yöneticilerine, hastanenin bağlı olduğu üniversite yönetimine, vakıf ve holding yöneticilerine sesleniyoruz. Bu üniversitede bilim üretme gayeniz varsa eğitim verdiğiniz öğrencilere işçilerin haklarını nasıl teslim etmediğinizi de anlatabilecek misiniz? Hukuk fakültenizde sadece anayasal hakkını kullanıp sendikaya üye olan işçilerin işten atılmasının doğal olduğunu anlatabilecek misiniz? Tıp fakültenizde “hastalara gerekli özeni gösterdiği, tıbbın gereklerini yerine getirdiği halde sadece sendikalı olduğu için çalışanlarınızı işsiz bırakabileceğinizi” anlatabilecek misiniz? Cevabınız hayırsa gelin bu yanlıştan vazgeçin” dedi.

Basın açıklamasının sonunda taleplerini aktaran işçiler, “atılan işçilerin geri alınmasını, angaryaya son verilmesini, eşit işe eşit ücret, kadrolu ve güvenceli çalışma ve insan onuruna uygun bir çalışma ortamı” istediklerini belirtti.