GAMZE TAŞCIER – Milletvekili, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi İşgücüne katılım, şu an Türkiye’de gittikçe yok olmaya yüz tutan bir iktisadi kavram. İktisadi ama içinde tarih, sosyoloji, siyasetten tutun çok sayıda disiplinin parmak izi var. Türkiye’de herkes için zor olan işgücüne katılım, kadınlar için ise bir düşten öteye gidememekte. Kadınlar için işgücü denilince […]

‘Kocan çalışıyor ya!’

GAMZE TAŞCIER – Milletvekili, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi

İşgücüne katılım, şu an Türkiye’de gittikçe yok olmaya yüz tutan bir iktisadi kavram. İktisadi ama içinde tarih, sosyoloji, siyasetten tutun çok sayıda disiplinin parmak izi var. Türkiye’de herkes için zor olan işgücüne katılım, kadınlar için ise bir düşten öteye gidememekte. Kadınlar için işgücü denilince akla “evdeki iş-güç” gelmesi de yine kavramın yaşama geçememesinden kaynaklanmaktadır.

Üstelik bunda da adaletsizlik var. Oxfam’ın raporuna göre eğer tüm dünyada ücretsiz ev işleri tek bir şirket tarafından yapılsaydı, bu şirketin yıllık cirosu 10 trilyon dolara ulaşırdı. Bu ciro da Apple şirketinin yıllık cirosunun 43 katına denk geliyor. Ev içi emeğin piyasa değerinin büyüklüğünü düşününce kadının yaşadığı istihdam sorunu başlı başına adaletsizliktir.

Ortada kadınlar açısından zincirleme bir hak ihlali var ve bunun en altındaki, temelindeki taşıdır kadın istihdamı sorunu.Kadının talebi net: istihdam edilmek istiyor. Peki, neden olmuyor, olamıyor? Kadının çalışma yaşamına katılımını nerdeyse “günah” sayan, kadını evde ve aile içinde yalnızca anne olarak konumlayan ve dolayısıyla birey olmasının sekteye uğratan bir zihniyetin nasıl bir amacı olabilir? “Kızını dövmeyen, dizini döver” sözünü, “kızını çalıştırırsan, oğlun işsiz kalır” ile birleştirince ortaya çıkan sonuç belli: “Kocan çalışıyor ya!” Tabii ki AB ve OECD ülkeleri ile kıyaslanınca kadın istihdamı en düşük ülke, Türkiye…

VERİLER BİZİ ELE VERİYOR

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) adına Doç. Dr. Gökçe Uysal ve Ar. Gör. Yazgı Genç imzalı çalışma sonucu bize diyor ki; “Hanehalkı İşgücü Anketi verilerine göre 2017 yılı itibari ile 15 yaşının üzerindeki kadınların yalnızca %33,6’sı işgücü piyasasındadır. Buna karşın 15 yaş üzerinde ve halihazırdaişgücü piyasasında olmayan kadınların yarısından fazlası hayatında en az bir kere çalışmış ve daha sonra çeşitli sebeplerle işgücü piyasasından çıkmıştır.”

TÜİK’in sadece iki kere yaptığı “Zaman Kullanımı Araştırması” (2014-2015) bize kadının ev içi emeği ile ilgili çok net bir bilgi veriyor. Araştırmaya göre ev ve aile bakımına kadınlar günde 4,17 saat ayırırken, erkekler sadece 51 dakika ayırıyor. Buna bakıldığında ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne dâhil olmadıklarını söyleyenlerin çok büyük bölümünün kadın olduğu açıkça görülebilir. Türkiye’de işgücüne katılım oranının da erkekler için %72, kadınlar için ise %32,5 olması da bu durumu destekler nitelikte. Nitekim,erkeklerde istihdam oranı %65,1 iken, kadınlarda bu oran %28’de kalmış durumda. Yani kadın istihdamı erkeklerin istihdam oranının yarısından bile az.

NE İŞ EŞİT NE ÜCRET

İşe katılımda eşitliğin olmadığı bir yerde, az da olsa katılınca ücretin eşit olması beklenir mi? Prof. Ayşe Buğra’nın Sarkaç isimli web sitesinde yayınladığı yazıya göre de 2015 yılı itibariyle kadınlar için kişi başına düşen brüt milli gelir, erkeklerin aynı gelirinin %39,3’üne denk geliyor. Yani, 2015’te bir erkeğin milli gelirden aldığı pay 100 birim iken, aynı dönemde bir kadının cebine 39,3 birim gelir giriyor. Bir de ekonominin kriz içinde olduğu dönemleri düşünelim: Kadın, krizden etkilenene kadar ne yapıyorsa krizin etkilerini azaltmak için yaptıklarının iki katını yapmak zorunda kalıyor. Bütün bu ekonomik kriz ve yoksulluğun sonunda olayın dönüp dolaşıp kadına yönelik şiddet olduğunu hatırlamakta da fayda var.

MECLİS NE YAPIYOR?

Meclis’te kadın istihdamı konusunda araştırma yapılmasına dair defalarca önergeler verilmiş olunmasına rağmen bu meseleye derli toplu bir yaklaşım sağlanamadı. Oysa her ne kadar karşı dursak da, şimdi Çalışma Bakanlığı ile de birleştirilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu birleşmeyi kadınların lehine kullansa keşke.

Kadın istihdamı çok daha uzun bir çalışmanın konusu elbette. Ayrıca kadının yaşadığı şiddetten tacize pek çok sorunlar da temelden ilişkili. Ama temel noktalara değinmek, bunları tekrar hatırlatmak her zaman gerekir. Unutulmasın kitüm sorunların çözüm noktası elbette toplumsal cinsiyete duyarlı adımlar atmaktır.

CIA’nın, akla ziyan bir iddiası vardı: Kod adı “Atlayan Ejderha” olan plana göre 12 Ekim 1976 saat 11.15’te, Çin Lideri Mao ZeDong 1 milyar Çinli’yi zıplattırarak California’da bir deprem yaratmayı planlamış. Elbette dünyadaki tüm kadınlar zıplayarak, kendilerine istihdam alanı açmaya çalışmayacaktır, ama duyarlılığı arttırmak için bulunduğumuz mecralarda farkındalık yaratmaya, sorunu dillendirmeye, ara vermeden mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz.