Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin simgelerinden biri olan Ezgi Apartmanı’nın kolonlarını kesip 35 kişinin ölmesine neden olan firari sanıklar hâlâ yakalanmadı. Ayrıca iki yıl önce binanın sağlam olduğunu belirten kamu görevlileri ise aylardır ifade dahi vermedi.

Kolon kesenler hâlâ yakalanmadı!

İsmail ARI 

Depremde 35 kişinin öldüğü Ezgi Apartmanı’nın yıkılmasına neden olan Kervan Pastanesi’nin firari sahipleri yaklaşık 80 gündür yakalanmadı. Depremden iki yıl önce kolonları kesilen binaya “Projeye uygun” diyerek sağlam raporu veren kamu görevlileri hakkında da dava açılmadı. 

Maraş’ın Onikişubat ilçesindeki 10 katlı Ezgi Apartmanı, 6 Şubat günü saat 04.17’de meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremde yıkıldı. Sadece apartman görevlisi Mulla Kenger ile oğlu Mesut Kenger’in sağ olarak kurtulduğu binada 35 kişi hayatını kaybetti. 

876’ŞAR YIL CEZA İSTENDİ

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, binayı inşa eden müteahhit ve tadilat yapan Kervan Pastanesi’nin yıkımda asli kusurlu oldukları belirtildi. KTÜ’nün raporunda Kervan Pastanesi perde duvarında havalandırma için delikler açıldığı, zemin kat ile asma kat arasında fretli kolonun kesildiği, pastanenin servis asansörü için tabliyede statik ve mimari projede bulunmayan bir boşluk açtığı anlatıldı. Rapora göre; binada temel kirişler donatı alanı açısından yetersizdi. Binada kaçak bir kat da vardı. 

KTÜ’nün raporu üzerine Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, Kervan Pastanesi’nin sahipleri Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in, mevcutlu olarak savcılığa getirilmesi talimatı verdi. Ancak haklarında “olası kastla kasten öldürme ve yaralama” suçlarından 876 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlenen Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’i kayıtlı adreslerinde bulamadı. Ezgi Apartmanı’nda yaşamını yitirenlerin yakınları, yaklaşık 80 gündür firari olan ve avukatlığını Prof. Dr. Ersan Şen’in üstlendiği Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in yakalanmamasına tepki gösterdi. 

Ayrıca depremde yaşamını yitiren Ezgi Apartmanı’nın yöneticisi Mustafa Doğruoğlu, 14 Eylül 2021’de Kahramanmaraş Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bir dilekçe yazdı. Doğruoğlu, “Binanın taşıyıcı sistemlerine kolonlarına zarar verildiğini belirtti. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, apartman yöneticisinin dilekçesine 35 gün sonra yanıt verdi ve şunları yazdı: “Müdürlüğümüz ekiplerince yapılan incelemeler neticesinde iş yerinin önünde genişletilen yer için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. Maddesi hükümleri doğrultusunda yapı kayıt belgesi alındığı, kazan dairesinde ise mimari projeye aykırı bir duruma rastlanılmamıştır.” Yani bakanlık, kolonları kesilen binanın “sağlam” olduğunu savundu. Depremde hayatını kaybedenlerin yakınları bu yanıtı verip 35 kişinin ölümüne neden olan kamu görevlileri ve belediye çalışanlarının da yargılanmasını istiyor. 

İFADE VERMİYORLAR 

Ezgi Apartmanı’nda oğlu Ahmet Can Zabun, gelini Avukat Nesibe Zabun ve henüz 6 aylık torunu Asude’yi kaybeden Nurgül Göksu ise BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bina depremin 15’inci saniyesinde yıkıldı. Depremden iki yıl önce şikâyet dilekçesi verilmiş, yönetici fotoğraflarla birlikte başvuruyor. Ancak verilen yanıtta ‘Binanın statik yapısına zarar verecek tahribat yok’ deniyor. Bu imzayı atan kişi gerçekten gidip inceleme yaptı mı? Ezgi Apartmanı davasında yargılanan kamu görevlisi yok. Maraş Onikişubat Belediyesi görevlilerinin ifadesi dahi alınmadı. Çünkü kaymakamlık ve valilik izin vermedi. Bu kamu görevlileri neden ifade vermiyor? Onların da kaçmasını bekliyorlar. Şu an firari olan Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in ifadesi alındığında sadece yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Avukatları, ‘Onlar iş insanı ne zaman çağırsanız ifadeye gelirler’ diye dilekçe vermiş. Ancak bu isimler hâlâ firari ve yaklaşık 80 gündür nasıl bulunamazlar? Şirketleri ticari faaliyetleri devam ediyor.” 

Sadece, oğlu, torunu ve gelini için değil Ezgi Apartmanı’nda tüm yaşamını yitirenler için mücadele ettiğini söyleyen Göksu, “35 can geri gelemeyecek ama bundan sonra kolon kesmeye niyetlenenler bir daha düşünecek. Bunun için mücadele ediyorum. Benim gibi başka annelerin yüreği yanmasın diye mücadele ediyorum” dedi. 

İSTENİRSE YAKALANIRLAR 

Nurgül Göksu’nun eşi Hüseyin Göksu ise “Çocuklarımız belki geri gelmeyecek ama bu dava örnek teşkil edecek bir dava olmalı. Firar eden insanlar aslında suçu kabul etmiş durumdalar. Suçsuzluğunu kabul eden hiç kimse kaçmaz, saklanmaz. Bu insanların bulunamaması içimizi burkuyor. Biz eğer istenirse bu insanların bulunabileceğini düşünüyoruz.