24. İstanbul Festivali’nin çevrimiçi oyunları Andan Daha Kısa, Eften Püften, Varlık ve Lear Mutfakta’yı izlemek için son günler

Koltuğa arkanı yasla: Perde!

Eda Köprü Yılmayan

İstanbul Tiyatro Festivali’nde çevrimiçi gösterimleri için son haftaya girildi. Ekran karşısında tiyatro deneyimi yaşamak istiyorsanız son tarih 14 Aralık. Dijital ortamlar her ne kadar tiyatro salonundaki keyfi vermese de evlere kapandığımız salgın sürecinde sanatla buluşmak hepinize iyi gelecek. Sizler için online izleyebileceğiniz oyunları derledik.

ANDAN DAHA KISA

“Sahnedeki ikili ne yapıyor?” ve her sahnede “Bundan sonra ne gelecek? diyeceğiniz bir performans Andan Daha Kısa. Ses, ritim ve dansın bir arada olduğu farklı bir tiyatro deneyimi.

Çağdaş dans ikilisi Taldans, müzikteki serializm akımının özgün dinamiklerini bu eserle sahneliyor. “Serializm nedir?” diye sorarsanız, işte yanıtı: Müzikte Schoenberg’in öncüsü olduğu akıma verilen isim. 12 nota ile belirli bir dizi oluşturulur ve parçaya bütünlüğü veren o dize olur. ‘Andan Daha Kısa’ oyununda da bütüne yön veren belirli cümleler var ve oyun boyunca farklı beden hareketleri, tonlamalarla ritmik bir şekilde bu değişimi izliyorsunuz.

Oyunda serializmin ton, ritim, tını gibi özelliklerini kullanarak oluşturduğu diziler, bedene ve harekete dair imgeleri nereye sürükleyebilir? Serializmin müziğe, edebiyata, mimariye ve sanata yansıyan yaklaşımı koreografik bir yapıyı nasıl etkiler? Yapıların sistematiği nasıl kurulur ve yaratım bu sürece nasıl katılır? Diziler ve seriler kullanarak bir disiplinden başka bir disipline nasıl geçilir? Danstan videoya, müzikten dansa geçişte bu dizilimler bir araç olabilir mi? Tüm bu soruların arayışı sonucunda Taldans ekibi özgün bir oyunla tiyatro izleyicisinin karşısına çıkıyor.


koltuga-arkani-yasla-perde-814940-1.

EFTEN PÜFTEN

Adı gibi eften püften bir meseleyi dinliyoruz. Festivalde radyo tiyatrosunun (Festival ekibi kulak tiyatrosu demeyi tercih etmiş) iki örneği var. Biri biraz sonra anlatacağımız Varlık, diğeri ise Eften Püften. Oyunda Nejat İşler, Özgür Emre Yıldırım, Ülkü Duru ve İştar Gökseven arasında geçen diyaloğu dinliyoruz.

Dille ve sözle tarif edilemeyeni arayan, “yeni roman” akımını yaratan yazarlardan biri olan Fransız yazar Nathalie Sarraute imzalı bir “dil oyunu” Eften Püften. Oyunda iki arkadaş arasında geçen mesele dilin, sözcüklerin, söylenenin ve söylenmeyenin ardındaki anlamlarda aranıyor. Benim için ilginç olan kısmı ise bu eften püften meselenin iki erkek arasında geçmesi. Genel anlayışa ve tutumlara bakıldığında daha çok iki kadın arkadaş arasında yaşanabilecek, bazı ifadelerden, sözlerden anlam çıkarma ve onun üzerinden yaşanabilecek kırgınlıklar bu oyunda iki erkek arasında geçiyor. Bu açıdan bakınca kadınlara özgü bir durummuş gibi algılanan ‘eften püften’ meselelerin iki erkek arkadaş arasında geçmesi ne yalan söyleyeyim beni keyiflendirdi.

VARLIK

Varlık, festivalde sevdiğim oyunlardan biri oldu. Geçmişe ışık tutan, 1940’ların İstanbul’unda yoksul bir ailenin, sırtlarına çöken Varlık Vergisi’yle mücadelelerini dinliyoruz. Hikâye o kadar dramatik ki sadece dinleyerek öykünün içinde kalabiliyorsunuz. Çaresizce mücadele eden bir baba, katı gerçekle boğuşan bir anne ve ailesinin zorlu koşullarıyla kendi hayalleri arasında büyümeye çalışan bir genç kız… Karşılarında ise bu küçük ailenin kaderini etkileyecek, kendi ailesinin iyiliği için gözünü karartmaya hazır bir vergi memuru var. Oyunda etkisi kuşaklar boyu süren, Türkiye’nin gayrimüslim nüfusu üzerinde ağır sonuçlar yaratan Varlık Vergisi’ni bir ailenin dramı üzerinden dinliyoruz.

LEAR MUTFAKTA

Lear Mutfakta, 2010 yılında kurulan Kadro Pa tiyatro topluluğunun sahnelediği bir performans. Daha önce Shakespeare uyarlaması olan Macbeth Mutfakta, Çehov’un Üç Kız Kardeş oyunu, Tahir ile Zühre ve Jan Dark’ın d’Arc’ını sahneleyen ekip, festivalde Lear Mutfakta ile karşımızda.

Koca Kral Lear bir menemen sosu, kızları Goneril, Regan ve Cordelia ise farklı peynir çeşitleri olarak karşımıza çıkıyor. Obje tiyatrosu ve hikâye anlatıcılığının harmanlandığı oyunda “ihanet soslu bir trajedi yemeği” pişiriliyor. Simge Günsan’ın uyarladığı ve oynadığı oyunu mutlaka izlemenizi öneriyoruz. Leziz bir Shakespeare eseri sizleri bekliyor.