Yazının başlığı bize ait. Başbakan’ı protesto etmek isteyen ama yoğun polis şiddetine maruz bırakılan ODTÜ öğrencilerini...

Zaman gazetesinde dün İbrahim Öztürk imzasıyla yayımlanan bir yazıda ODTÜ'de polis şiddetine maruz kalan öğrenciler ve onlara destek olan ODTÜ'nün diğer bileşenleri hedef gösterildi. Gazetenin ekonomi  yazarı İbrahim Öztürk, Necip Fazıl’ın yazısından alıntılayarak, ‘Komik üniversite, hokkabaz profesör” başlıklı bir yazı yazdı. ODTÜ’den geçtiğimiz hafta uzaya fırlatılan Göktürk-2 uydusuna yönelik methiyelerle başlayan yazıda, “Türkiye bu hafta büyük bir başarının altına imza attı. Uzaya kendi uydusunu fırlattı. Türkiye bu uyduyu yüzde 80 oranında bir yerli katkı ile başardı. Yani yerli mühendislerinin alın teri, emeği, bilgisi ve teknolojisi ile…” deniliyor.


Öztürk, yazısının devamında, uydunun fırlatılış töreni için üniversiteye gelen Başbakan Erdoğan’ı protesto etmek isteyen ve yoğun polis saldırısına maruz kalan öğrencileri ve bu polis saldırısını kınayarak öğrencilerinin yanında duran ODTÜ’lü öğretim üyelerini ve yöneticileri hedefe koyuyor. Uydunun yapımına “alın teri, emeği, bilgisi ve teknolojisi ile” katkı veren yerli mühendis ve mimarların tamamının ODTÜ’lü olduğunu da görmezden gelen Öztürk, üniversitenin yöneticilerini ve öğretim üyelerini yargıya ve YÖK’e şikayet ediyor. “ODTÜ yönetimi apaçık bir başkaldırı ve suç içerisinde. Bunun bedelini ödemeleri gerekir” diyen Öztürk, Başbakan Erdoğan’ı protesto eden öğrencileri ise “Öğrenci kisvesi altında kampüse doldurulan ne idüğü belli olmayan, ipsiz sapsız militan tipler” olarak niteliyor.
Öztürk’ün yazısında yer alan ifadelerden bazıları şöyle:


‘İŞGAL ORDUSUNUN ÇOCUKLARI’
“Başbakan uydu fırlatma töreni için ODTÜ kampüsündeki TÜBİTAK merkezine gitti. Öğrenci kisvesi altında kampüse doldurulan ne idüğü belli olmayan, ipsiz sapsız militan tipler ortalığı savaş alanına çevirdi. Bir milli başarıya sevinip kutlamak yerine, işgal ordusunun çocukları gibi kin ve nefretle bilenmişler. Kampüste molotoftan, yakmak üzere getirilen araba lastiklerine kadar her türlü lojistik düzenlenmiş. Üniversite bunu seyretmiş. Bir de utanmadan ‘önce polis saldırdı’ diyorlar.”


‘YAŞASIN KRALIMIZ!’
“ODTÜ yönetimi apaçık bir başkaldırı ve suç içerisinde. Bunun bedelini ödemeleri gerekir. Bakalım yargı ve YÖK bu konuda ne yapacak?”
“Bir de üniversitenin bazı akademisyenleri ‘polissiz üniversite özlemi’ ile derslere girmemişlermiş, iyi mi! Belli ki girmezlerse Türkiye’yi mahveden ‘eğitim zayiatı’ biraz daha az olur. Lütfen girmesinler! Alışmışlar sözde solculuk ve özgürlük kisvesi altında militarizmle gizli işbirliği yapıp bu ülkede Başbakan ümüğü sıkmaya ve astırmaya. Bunlar varken biz mecburen ‘yaşasın Kral’ımız’ demeye mahkumuz bu ülkede.” ODTÜ camiasına hakaretler yağdırarak Başbakan Erdoğan’a ‘yaşasın Kral’ımız’ diyen Öztürk, hızını alamayarak, ODTÜ mezunu olan Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü Kadri Özçaldıran’ı da YÖK’e şikayet ediyor. Öztürk, ismini vermeyerek “Karl Marks sakallı bu çağdaş bilim adamı, sözde solcu abimiz” diye nitelendirdiği Özçaldıran’ı, ayrı olan kız erkek yurtlarını ‘karma’ yapmakla suçluyor. Şöyle diyor: “Anadolu’nun mazlum çocukları şimdi her koridora çıktıklarında kendilerini bekleyen ‘süprizlerden’ habersiz eğitim almak zorunda. Buna bu ülkenin anaları, babaları, yargısı, tarihi, kültürü ne diyor acaba? Ey YÖK’teki arkadaşlar, sesim geliyor mu?” Zaman gazetesi yazarı İbrahim Öztürk, yazısını “Evet, Necip Fazıl haklı; komik üniversite, hokkabaz profesör!” sözleriyle bitiriyor. O zaman biz de bu yazıyı “Komik gazetede, hokkabaz yazar” sözleriyle bitiriyoruz. ODTÜ’ye bir kez daha selamlarımızı yolluyoruz. BirGün

***

"Bu habere ancak gülünüp geçilir"

Star gazetesi ODTÜ’de yaşananları dün manşetinden verdi. Başbakan’ı protesto eden öğrencileri suçlu ilan etmek isteyen gazete, öğrencilerin rektörü tehdit ettiğini ve ilettiği talepler listesini rektöre sunduğunu ileri sürdü. Haberde toplantıya katılan isimlerden birisi olarak adı geçen Eğitim Sen 5 Nolu Şube Başkanı Barış Çelik, Star gazetesinin haberine ancak gülünüp geçilebileceğini söyledi. sol.org'un haberine göre toplantıda kendisi dâhil tüm üniversite bileşenlerinin katıldığını belirten Çelik, rektörün bir talep dayatmasıyla karşılaşmadığını, tüm öğrencileri dinleyerek olayın nasıl geliştiğini anlamaya çalıştığını dile getirdi. Çelik, rektörün tarafsız bir şekilde öğrencilerin şikâyetlerini dinlediği, arkadaşları yaralanan öğrencilerin, okulda neler yaşandığını ve arkadaşlarının durumunu anlattığını söyledi. Öte yandan ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Ali Gökmen, geçtiğimiz günlerde gazetemize verdiği demeçte, çatışmaların ardından öğrenciler, öğretim üyeleri, rektör ve idareciler olarak bir amfide toplandıklarını belirtmiş, söz konusu toplantının içeriğine ilişkin ise şu bilgileri vermişti: “Ben orada insanların nasıl öfkeli olduğunu gözlerimle gördüm. İçlerinde öyle bir acı vardı ki…Akşam dokuzda konuşmaya başladık, sabahın ikisine kadar onların acılarını dinledik .Biz öğrencilerimizin yanında durduk. Onlar sadece düşüncelerini ifade etmek istiyorlar, Başbakan’a seslerini duyurmak istiyorlar.”

***

Hedef gösterme Akit’in uzmanlık alanı!

ODTÜ’lüleri hedef gösteren tek yandaş gazete Zaman gazetesi değil elbette. Hedef gösterme ve gazetecilik etiğini çiğneme konusunda rakip tanımayan Yeni Akit gazetesinin de hedefinde yine ODTÜ’lü öğrenciler vardı. Yeni Akit, öğrencilerin polise saldırdığını iddia ederek, “Polise saldıran 300 kişilik grubun liderlerinin marjinal sol ve bölücü örgütlerin mensupları oldukları ortaya çıkmıştı” ifadelerini kullandı. Polis saldırısını kınayarak öğrencilerin yanında duran ODTÜ Rektörü Ahmet Acar’ın, öğrenciler tarafından tehdit edildiği için bu açıklamayı yaptığını iddia eden gazete, öğrencilerin Rektör Acar’dan “şok taleplerde” bulunduğunu, ‘Dediklerimiz yapılmazsa olacak olayları sen bile tahmin edemezsin’ diyerek Acar’ı tehdit ettiğini öne sürdü. ODTÜ’lü öğrencileri hedefine koyarak aynı iddiaları manşetine taşıyan bir diğer gazete ise Star gazetesi oldu. Star gazetesi, “Rektörü gece ODTÜ’ye çağırdılar” başlığıyla birinci sayfasından duyurduğu haberde, öğrencilerin Başbakan’ı taş ve molotof ile protesto ettiğini ve Rektör Acar’ı toplantıya çağırarak tehdit ettiğini iddia etti.