Asgari ücret bugün milyonlarca kadının temel yaşam geliri haline gelmiş durumda. Cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği asgari ücrette de kendini gösteriyor. Asgari ücret hesaplanırken bu eşitsizliğin dikkate alınması, kadınların sesine kulak verilmesi gerekiyor

Komisyon da bizi görecek mi?

MERAL DANYILDIZ

Türkiye’de milyonlarca emekçiyi ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri devam ediyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ikinci toplantısını geçen salı günü gerçekleştirdi. Komisyonda işçileri temsil eden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, bir kez daha 2 bin 578 liranın altında bir rakamı konuşmayacaklarını söyledi. Bu rakam, Türk-İş’in son açıkladığı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’na (Kasım 2019) göre tek bir işçinin aylık yaşam maliyeti. Söz konusu araştırmada, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ise 2 bin 103 lira olarak hesaplanmış.

DİSK ise asgari ücretin net 3 bin 200 lira olması talebiyle işyerlerinde ve sokakta kampanya yürütüyor. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin devletin toplumla yaptığı en büyük toplu sözleşme olduğunu; yalnızca asgari ücretlileri değil, neredeyse çalışanların tamamını ilgilendirdiğini, bu nedenle “memleket meselesi” olduğunu vurguluyor.

Peki, memleket nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, bu meselenin neresinde duruyor?

‘Ekonomik büyümeden’ pay alamayan; enflasyon, zamlar ve döviz kuru karşısında eriyen, yarısı vergi ve diğer kesintilere giden, sonuç olarak milyonlarca insanı açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm eden asgari ücret, kadınları daha derinden etkiliyor. Çünkü erkek egemenliği ve sermaye ittifakı kadınları düşük ücretli, esnek ve güvencesiz işlerde çalışmaya zorluyor. Cinsiyet temelli ücret eşitsizliği asgari ücrette de kendini gösteriyor. Asgari ücret bugün milyonlarca kadının temel yaşam geliri haline dönüşmüş durumda.

KADINLARIN KAZANCI ASGARİ ÜCRETE DAHA YAKIN

DİSK Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR) bu ayın başında açıkladığı 2020 Asgari Ücret Raporu’na göre, Türkiye’de asgari ücret giderek ortalama ücretlere yaklaşıyor. Bir diğer ifadeyle Türkiye’de emekçiler asgari ücretlileşiyor.

Öte yandan kadınların aylık ortalama ücretleri erkeklere göre asgari ücrete çok daha yakın. 2009 yılında kadınların aylık ortalama ücret ve maaş geliri, asgari ücretin 1,85 katı düzeyindeydi. 2018’de bu oran 1,38 katı düzeyine geriledi.

Buna karşılık 2009’da erkeklerin aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2,12 katı iken, 2018’de 1,64 katı oldu.

Bu hesaplama TÜİK ile bakanlık verilerinden yararlanılarak yapılmış. SGK’nin son yayımladığı 2017 yıllıklarına bakıldığında ise bu ücret eşitsizliği daha net biçimde görülebiliyor. Buna göre, aynı işkolunda çalışan kadın ve erkeklerin ortalama kazancının asgari ücrete oranı farklılık gösteriyor. Örneğin kadın emeği yoğun işkollarının başında gelen büro faaliyetlerinde kadınların ortalama kazancının asgari ücrete oranı yüzde 82 iken, erkeklerde bu oran yüzde 128.

komisyon-da-bizi-gorecek-mi-661436-1.

ASGARİ ÜCRETE DAHİ ULAŞAMAYANLAR

Diğer yandan bu ülkede kadınların neredeyse yarısının kayıt dışı çalıştığı, bu kadınların çoğunun asgari ücret dahi alamadığı biliniyor. Esnek, yarı zamanlı işlerde çalışan kadınlar için de asgari ücret bir taban değil, tavan ücret konumunda.

Türkiye’de 1 milyon 800 bin işçi asgari ücretin altında ücret alıyor (TÜİK 2017). DİSK-AR’ın 2017 yılında yaptığı Türkiye’de Kadın İşçi Gerçeği Araştırması’na göre, asgari ücretin altında ücret alan kadınların oranı yüzde 22 iken, erkeklerin oranı yüzde 13.

Tüm bu veriler cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini gözler önüne seriyor. Dolayısıyla asgari ücretin bu eşitsizlik dikkate alınarak hesaplanması, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda kadın temsilinin güvence altına alınması, kadın emekçilerin taleplerine kulak verilmesi gerekiyor.

komisyon-da-bizi-gorecek-mi-661541-1.

ASGARİ ÜCRETLİ KADINLAR NE DİYOR?

BirGün’e konuşan asgari ücretli kadınlar geçinemediklerini, insanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret talep ettiklerini vurguluyor:

>> Emine Yağcı: 38 yaşındayım. Asgari ücret tek başıma olsam asla yetmezdi. Sadece kendime bile bakamam. Devlet sanki destek sağlamıyormuş gibi işverenin mağdur ayaklarına acıyor.

>> Meryem Dönmez: 25 yaşındayım ve üniversite mezunuyum. Mevcut koşullar içerisinde mezun olduğum alanda çalışamadığım için ücretli öğretmen olarak görev yapıyorum. Okuldan çıktıktan sonra ek işler yaptım. Hizmet sektöründe çalıştım. Aldığım maaş, her ücretli öğretmen gibi asgari ücretin bile çok çok altında. Tatildeysek maaş alamıyorum. Zaten sigortam da yarım gün yatıyor. Kadını asıl olarak eve kapatmak isteyen bir zihniyet tarafından yönetiliyoruz. Bu nedenle çalışma hayatında daha fazla olmalıyız.

>> Müge Çevik: Üniversiteden mezun olalı 3 sene oldu, işsizdim yeni iş bulabildim. İşsiz kalma düşüncesiyle patronlardan korkar olduk. Günümüzde ne grev ne protesto kaale alınmaz oldu. Kadın emeği her zaman sömürüldü. Bunu yenmek için elimizden geleni yapacağız. Asgari ücret insanca yaşamaya yetmiyor.