Dünya Belediye Başkanı seçilen Philippe Rio, Paris banliyölerindeki yaşam mücadelesini anlattı. Komünist Partili Belediye Başkanı, “Sistem dışına itilenlerin hayatını iyileştirmek için mücadele ediyoruz” dedi.

Komünist başkan Rio fark yarattı

David BRODER

Fransa'nın başkenti Paris'in banliyölerinden Grigny Belediye Başkanı Philippe Rio, İngiltere merkezli City Mayors Foundation (Belediye Başkanları Vakfı) tarafından 2021 Dünya Belediye Başkanı seçildi. 1995'ten bu yana Fransız Komünist Partisi (PCF) üyesi olan Rio, 2003'ten beri iki yılda bir açıklanan bu ödülü alan ilk komünist belediye başkanı oldu. Yaklaşık 30 bin nüfuslu Grigny'nin Belediye Başkanı Rio, ABD merkezli sosyalist yayın Jacobin'e banliyölerdeki hayatı, yoksullukla mücadele için yürüttükleri çalışmaları, sağlık, eğitim ve enerji programlarını anlattı.

Dünya Belediye Başkanı seçilmek siz ve temsil ettiğiniz bölge için ne ifade etti?
İlk olarak, 32 kent arasından yoksullukla mücadelede en çok çalışma yapan belediyelerinden biri olarak tanınmak bizi şaşırttı, bu asla hayal etmediğimiz bir şeydi. Bazılarının "geçilmez bölge" olarak gördüğü ancak gerçekte bu ülkenin aşırı eşitsizliklerinin yaşandığı yerlerden birindeyiz. Fransa'da birçok milyarder var ancak Paris'te aynı zamanda derin yoksulluk var. Grigny genç bir nüfusa sahip ve nüfusun yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Pandemi dönemi her belediyenin yapması gerekeni yaptık, sağlık hizmetlerini güçlendirerek ve gıda krizine karşı önlemler almaya çalışarak salgına karşı bir bariyer oluşturmaya çabaladık. Banliyöler Fransa'da siyasi tartışmaların merkezinde yer alıyor ve ulusal basın tarafından kötü gösteriliyor. Grigny nüfusu da Éric Zemmour gibi banliyöler ve göçmenleri hedef gösterici konuşmalar yapan faşistlerin mesajlarından muzdarip. Olimpiyat şampiyonları arasında banliyölerden gelenler olduğunda insanlar alkışlıyor ancak geri kalanına hakaret ve kötü muamele reva görülüyor. Burada hayat çok zor. Ancak çabalarımızla uluslararası alanda tanınır olduk. Bu ödülü de işçi sınıfı bölgesi Grigny ve banliyöler için bir kazanım olarak gördük.

Grigny dediğiniz gibi çok genç bir nüfusa sahip ancak pek çok kişinin nitelik kazanamadığı da bir bölge. Belediye olarak eğitim konusunda neler yapıyorsunuz?
Nelson Mandela'nın şu sözünü seviyorum: "Eğitim, dünyayı değiştirmek için kullanabileceğimiz en güçlü silahtır." Buna çok inanıyorum. Grigny'de öğrencilerin neredeyse yarısı devlet okullarından diplomasız ayrılıyor. Bu da başka bir gerçeği gösteriyor. PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) bize Fransız okullarının son derece eşitsiz olduğunu söylüyor. Liberté, égalité, fraternité (Özgürlük, eşitlik, kardeşlik) bugün topraklarımızda Cumhuriyetin kazanımlarına karşı, devletin bir yalanına dönüştü. Grigny'deki okullara verilen bütçeler diğer kentlerdeki okullara verilenin neredeyse yarısı. Devlet, insanların hayatlarını en küçük yaşlardan itibaren şekillendiriyor. Belediye olarak yapabildiğimiz ilk şeylerden biri eğitim eşitsizliğine karşı oldu. Bu sağlık hizmetleri için de geçerli, dinlenme ve tatil hakkı için de. Fransa'daki diğer şehirlere de ilham veren eğitim çalışmalarımız var bu aynı zamanda kültür ve spor faaliyetlerini de içeriyor. Grigny'de diplomasını alamayanlar için kurduğumuz üç okul var. Yüzlerce kursiyerin bulunduğu eğitim, sağlık ve sosyal yardım merkezlerimiz var. Daha iyisini yapmalıyız çünkü başka seçeneğimiz yok. Sistem aleyhimize işliyor ve sistem dışı kalanlar için daha fazla kaynak bulmak, hayata dair beklentilerini iyileştirmek için başka bir yol oluşturmak zorundayız. Grigny, toplumsal özgürleşmeyi sağlamaya çalışan ilerici bölgelerden biridir.

Bir kaynak sorunundan bahsediyorsunuz. Grigny komünist bir belediyeyken bölgesel ve ulusal yönetimler ise siyasi olarak çok farklı güçlerin elinde. Özellikle uzun vadeli yatırımlar söz konusu olduğunda fon sağlamanız ne kadar mümkün?
Banliyönün seçilmiş temsilcileri olarak bizim bir sorumluluğumuz var, bu bölgeler görmezden gelinemez. Çünkü biz Fransa'nın gençleriyiz ve geleceğini şekillendireceğiz. (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron hükümetinin zaten yetersiz olan kredileri anlamsızca kesmesi ve mahalle dernekleri için fonları sona erdirmesi durumu daha da kötüleştirdi. Hükümet geçen yıl 14 Kasım'da Covid-19 ekonomi kurtarma planını açıkladı. Para her yere dağıtıldı, denizaşırı bölgelere de. Sağlık ve sosyal krizinin en yoğun olduğu işçi sınıfı bölgeleri ise bu planın dışında bırakıldı. Biz de diğer banliyölerin belediye başkanlarıyla birlikte hükümete 19 teklifte bulunduğumuz bir rapor sunduk ve Macron bu raporu çöpe attı. Bakanlarla ve üst düzey hükümet yetkilileriyle de görüştük, en sonunda ocak ayında yalnızca kentsel dönüşüm için fon sağlayabildik. Grigny'ye doğalgaz tedarik eden şirket ödenmemiş faturalar nedeniyle konutlarda doğalgazı kesmişti. Biz de yüzde 100 kamuya ait alternatif bir jeotermal proje geliştirdik ve bunu uyguluyoruz.

Fransa'da bazı belediyeler önemli bir komünist geçmişe sahip. Grigny de öyle. Ancak son seçimlerde kaybedilen belediyeler oldu, Saint-Denis gibi. 2022'de ise Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Solun güçlenmesi için ne yapmalı?
Komünist Parti'nin zaferleri ve yenilgileri vardır. Hayat böyledir. Kendimizi sürekli yeniden üretmeli, var etmeliyiz. Evet bugün işçi sınıfı değişti. Ancak sizi temin ederim ki yoksullar hâlâ burada. İnsanlar bana 40 yıl önce Grande Borne'de (konut hakkı mücadelesiyle ünlü banliyö) yaşananlar ile bugün arasındaki fark nedir diye sorduklarında, o zaman yüzde 5 işsizlik vardı şimdi bu oran yüzde 50 diyorum. Zenginliği ele geçirenler her zaman yoksul işçiler yaratıyor.
İnsanlar hükümete artık inanmadığı bir anda bizim, Cumhuriyetin son savunma hattı olarak özel bir sorumluluğumuz var. Romain Rolland (Nobel ödüllü Fransız yazar) umutsuz bir durumda bile savaşmanın bir umut olduğunu söyler. Belediye seçimleri ise hem net bir programa hem de güçlü kırılmalara sahip bir solun bir araya gelmesiyle kazanıldı. Lyon, Bordeaux, birçok kasaba ve banliyöde. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken de birbirimizle konuşmalıyız.

Jacobin'den çeviren BirGün Çeviri Kolektifi