Maraş depremlerinde büyük yıkım yaşayan Antakya, 11. Uluslararası Antakya Film Festivali’ne hazırlanıyor. Genel Koordinatör Atakan Metin bu yılki festivalin çadır ve konteyner kamplarında yapılacağını söyledi.

Konteyner kentte sinema heyecanı
Maraş'ta çocukların deprem travmasını atlatması için sinema çadırı kurulmuştu. (Fotoğraf: AA)

Deniz Burak BAYRAK

Ülkeyi yasa boğan Maraş merkezli depremlerin yankıları sürüyor. Depremlerden en fazla etkilenen yerlerden biri olan Antakya, 11. Uluslararası Antakya Film Festivali’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Çadır ve konteyner kentlerde depremzedeleri sanatla iyileştirmeyi ve bütünleşmeyi hedefleyen festivalin bu yılki mottosu:Antakya Varsa Ben de Varım”. Sanat, müzik, bilim dünyasından da videolarla destek gören festivali Genel Koordinatör Atakan Metin ile konuştuk.

Ülkemiz şubat ayında çok büyük bir felaketle karşılaştı. Antakya da bundan ağır bir şekilde payını aldı. Festival bu yıl Antakya Varsa Ben de Varım” diyor. Bu motto nasıl ortaya çıktı?

Depremle ilgili çok şey konuşuldu ancak durum ortada. Antakya ve civarında gerçekleştirilen depremin ardından birkaç bilinçli ses, hayatın devamlılığında sosyal hayat ve gereksinimlerini anlatmaya çalıştı ancak bu haykırış cılız bırakıldı. Oysa hayatın devamlılığı için sosyal hayat ve bunun gereği sanat şart. Tarih bize her zaman göstermiştir ki, insan bilinci; fiziksel ihtiyaçlar kadar sanatla tedavi olur, iyileşir. Biz de bunu öngörerek sanatın iyileştirici yönünü unutmadık ve bildiğimiz iş olan film festivali organizasyonunu yerinde yapmaya karar verdik. Bu konudaki kararlığından dolayı Festival Başkanı Mehmet Oflazoğlu teşekkürü hak ediyor. Organizasyonu Antakya’da yapmaya karar verdiğimizde bunun zamanından çok önce duyurulması ve toplumun hazırlanması gerekiyordu.“Antakya Varsa Ben de Varım” mottosu ile yurt içinden ve dışından kısa videolar toplamaya başladık. İlk aşamada Türkiye’nin önemli/değerli diye düşündüğümüz isimler, bize videolar göndermeye başladılar. Sırada yurt dışındaki isimler var. Onları da festival tarihinden önce sırasıyla paylaşacağız.

Çadır ve konteyner kentlerde gerçekleşecek festivalde depremzedeleri sanatla iyileştirmeyi ve bütünleşmeyi amaçlayan ne tür etkinlikler planladınız?

Planlarımızı kış aylarının sonunda şekillendirdik ve film gösterimleri ile beraber 2 yeni etkinliğimizi hayata geçirmeye karar verdik. Yönetmen Neslihan Kültür idaresinde “Sektör Buluşmaları” ile sinema sektöründeki önemli isimleri Antakya’ya getiriyoruz. 3-4 gün olacak şekilde paneller, söyleşiler, masterclasslar düzenlenecek. Sivil toplum kuruluşları katkı verecek. Seçici kurulumuzun değerlendirmelerinden sonra da film gösterimleri, kategorileri ile halkımıza gösterilecek. Film gösterimlerimizin tamamı ücretsiz olacak. Bir başka etkinliğimiz de “Festival Destek Etkinlikleri” olacak. Bu kapsamda Uçaneller Kukla Tiyatrosu gösteriler yapacak. Türkiye’nin ilk yerli arp üreticisi ve arp sanatçısı Zeynep Öykü, ressam Melis Doğan ile aynı anda sahnede olacak. Solist Rosaline Karabulut da şarkılarından oluşturduğu repertuvarı ile konser verecek. Antakya’da birçok konser vermiş olan oyuncu Teoman Kumbaracıbaşı da bir değişiklik olmazsa gitarıyla sahnede olacak.

SANAT YAPMAK HER ZAMAN ZOR

11 yıl bir festivali sürdürmek ciddi de bir emek işi diye düşünüyorum. Festivalde dünden bugüne neler değişti?

2013’te başlayan Uluslararası Antakya Film Festivali'ni, yine aynı yerinde ama bu defa çadır ve konteyner kamplarında yapacağız. Burada yaşayan insanların felaket ve enkaz dışında güzel şeyler düşünüp görmeleri en büyük arzumuz. 10 yıldır gerçekleşen festival her ne olursa olsun devam etmeli. Dünyada sanatçılar, hem ekonomik hem de uluslararası güç düzeyinde ilk sıralarda yerini almış durumda. Sanat ve sanatın katma değerleri; dünya üzerindeki birçok ülkenin gayri safi milli hasılasını birkaç konser ve sinema filmi ile geçecek kadar somut. Sanatı yapmak ve sanatçı olabilmek her zaman için zordur ve tartışma konusudur; bununla beraber biz bir festivali gerçekleştirebilmek için hâlâ çok fazla şey anlatmak zorunda kalıyoruz. Kurumları destek için ikna etmeye çalışmak, bu topraklarda medeniyeti yüzyıllardır devam ettiren halkların son bireyleri olarak bizleri incitiyor. Festival gereği gibi desteklenirse; geçmişinden daha çok, bundan sonraki hedefleri ve icraatları ile konuşulacak.

Genel Koordinatör Atakan Metin

***

400’Ü AŞKIN FİLM BAŞVURUDA BULUNDU

Program kapsamında sinemaseverler neler izleyecekler?

İzlenecek filmler konusunda henüz tam bilgi vermek imkânsız çünkü ön jürilerimiz ve seçici kurullarımız bu konuda çalışmaya devam ediyorlar. Yine de 400’ü aşkın filmin, 45 ülkeden yollandığını söyleyebilirim. Uzun ve kısa metraj filmler, belgeseller ve özel seçkiler seyirciyle buluşacak. Bazı önemli filmlerin Türkiye prömiyerleri için festivalin diğer yöneticileri çalışmaya devam ediyor. Yakında onur ödüllerimiz de açıklanacak. Afiş çalışmamız da sona yaklaştı. Sadece Antakya’da yaşayanları değil, Türkiye’de ve dünyada sanatla ilgilenen, ilgi alanı olmasa da hassasiyet gösteren herkesi festivalimizde bizlerle birlikte olmaya davet ediyoruz. Çünkü “Antakya Varsa Hepimiz Varız”.