Seçim hamlesi olarak nitelendirilen sosyal konut projesi, barınma krizine çözüm olmaktan çok uzak. Uzmanlar, ülkede konut krizi olmadığına ve büyük bir barınma krizinin yaşandığına işaret etti.

Konut krizi değil, barınma sorunu
Fotoğraf: AA

Umut SERDAROĞLU

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "Konut arzında yaşanan daralmaya karşı çözümü yerli ve milli imkânlarla arıyor, buluyor ve hayata geçiriyoruz” dediği sosyal konut projesinin yankıları sürüyor.

Seçim odaklı olduğu ile inşaat sektörünü ayakta tutmak için hazırlandığı belirtilen projeye çok sayıda tepki geldi. CHP Milletvekili Ahmet Akın, “Dağ fare doğurmuştur. Türkiye’nin derinleşen konut sorununa çözüm olamayacak” derken EMEP, “Hükümet seçime doğru konut hayali satıyor. Sosyal konut projesi emekçiler için çare değil, belirsizliktir” açıklaması yaptı.

BOŞ KONUT SAYISI MİLYONLARI BULDU

Tartışmalar sürerken barınma krizinin en yoğun yaşandığı İstanbul ve Ankara’ya ilişkin veriler, sorunun konut sayısında olmadığını açığa çıkarıyor. Yüzbinlerce boş dairenin bulunduğu iki kentte, bu tarz konutların ‘yatırım aracı’ olarak kullanılmasının krizi körüklediği belirtiliyor. Sadece Başkent Ankara’da boş olduğu tahmin edilen konut sayısı 1 milyon 300 bin. İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) araştırmasına göre ise megakentte 1 milyon 800 bin konutta oturan yok. Yine İPA’ya göre, sosyal konut projesiyle gündemde olan TOKİ’nin ürettiği 51 bin daireden sadece 678’i alt gelir grubuna yönelik. Ajansa göre, 2008 sonrası inşa edilen bu yapıların yaklaşık 153 bininde kimse yaşamıyor.

Kent alanında çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Hatice Kurtuluş ile Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, hem sosyal konut projesini hem de barınma krizini değerlendirdi. Uzmanlara göre iktidarın büyük şovlar eşliğinde duyurduğu sosyal konut projesinin, barınma krizine çare olması mümkün değil.

KULLANILMAYAN EVLER KAMULAŞTIRILMALI

Prof. Dr. Hatice Kurtuluş, barınma krizinin çözümünün projelerden ziyade sosyal devlet anlayışıyla çözülebileceği görüşünde. Prof. Dr. Kurtuluş, “Barınma krizi yoksullara ya da dar gelirlilere ev satarak çözülemez” dedi ve ekledi: “Bütün dünyada bilinen bir şey. Sosyal konut, dar gelirlerinin kullanım değerleri üzerinden onlara verilen kiralık konuttur. Kiralık konutta devlet konut üretir, bunları kiralık olarak dar gelirlilere devreder. Ayrıca kira için devlet desteği sağlanır.”

Hatice KurtuluşHatice Kurtuluş

Konut üretmek yerine boş evlerin kamulaştırılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kurtuluş, İstanbul gibi büyükşehirlerdeki boş ev sayısına dikkat çekti: “Şu anda İstanbul gibi büyükşehirlerde inanılmaz sayıda boş ev var. Beylikdüzü, Kurtköy hatta Fikirtepe’ye bakarsanız ne kadar çok dairenin ışıklarının yanmadığını görürsünüz. O evler kamulaştırılarak yoksul kitlelere dağıtılmalıdır. Binaların inşasına ayrılan ödemeyi de yoksulların finansmanına sağlanması gerekir. Ayrıca dünyada da 6 aydan fazla kullanılmayan binaların devlet tarafından kiralandığını görüyoruz. Bunun için yasa çıkartılabilir, kiraların bir kısmı devlet tarafından bir kısmı da dar kiracılar tarafından karşılanabilir.”

DAR GELİRLİLERİ BORÇLANDIRACAK

Sosyal konutun ucuz üretilmiş ve satılmaya açık konut anlamına gelmediğini aktaran Prof. Dr. Hatice Kurtuluş, insanların bu projeyle ciddi borç yükü altına gireceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Kurtuluş, şöyle dedi: “Bu proje ucuz üretimle dar gelirlileri borçlandırarak uzun vadede yine onların emeklerinin bir kısmının inşaat sanayisine aktarılması anlamına gelir. Kentin en yoksulları tasarruf edemez ve sürekli borçlanır haldeyken bu insanları borçlandırma üzerinden müteahhitlere yeni sermaye birikimi alanı açmak demektir.”

18 milyon insanın yaşadığı İstanbul gibi şehirlerde kentin kaldırabileceğinden daha fazla nüfus ve bina olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kurtuluş, çözümün yanlışlığını şöyle ifade etti: “Eğer bir konut problemi çözmek istiyorsanız konut probleminin çözümü bir kentin kaldırabileceğinden daha fazla nüfus, bina, yapı yükleyen bir olay üzerinden yapılamaz. Çünkü kentlerde konut stoku zaten fazla. İstanbul’un konut arzı ve talebi arasında müthiş dengesizlik var.”

PROJE HAYATA GEÇMEYEBİLİR

Krizden dolayı konutların inşasının zamanında bitip bitemeyeceğinin de garanti olmadığını dile getiren Prof. Dr. Kurutuluş, sözlerini şöyle sonlandırdı: “İstanbul’da 50 bin konut demek 50 bin inşaat demek, bir de bunun hangi sermayeyle nasıl üretileceği çünkü iktidar krizi var. İktidardakiler ağır ekonomik kriz nedeniyle bir yerden birikim yaratmaya çalışıyor olabilirler ama bu sürdürülebilir değil. Araziler kamulaştırılacak, satın alınacak, siz paranızı erkenden yatıracaksınız, iktisadi krizi çözecek, parayı devlete vereceksiniz ama alıp alamayacağın belli değil. Devlette şu anlaşma olacak, şu tarihte şöyle bir ev teslim alınılacak. Bu çok güvencesiz bir şeydir. Böyle bir söylemle politik söylem bir sonraki iktidara borç yükü bırakıyor. Gelecek iktidar kamu maliyeti sorumluluğu bırakıyor, ağır bir kamu borcu bırakıyor.”

KURALARI ÇEKİLDİ TEMELİ ATILMADI

ŞPO İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritoğlu ise projenin sosyal konut kavramıyla hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı. “Bu yapılanların adı sosyal konut değil erişilebilir ucuz konut” diyen Giritoğlu, şu görüşü paylaştı: “Sosyal konut bundan farklı, kamunun elindendir düşük kiralarla oturtulur. Belirli kriterleri belli olması lazım kişilerin onların toplumsal kapasitesinin iyileştirilmesi lazım.”

Pelin Pınar GiritoğluPelin Pınar Giritoğlu

İki yıl önce kuraları çekilen kimi sosyal konut projelerinin temelinin dahi atılmadığını anımsatan Giritoğlu, şöyle devam etti: “Birçok yerde iki yılda bitecek denen sosyal konut denilen binaların çivileri bile atılmadı. Önce bunların hayata geçirilmesi lazım. İkincisi de bir plan olmadan bir plana dayalı olmadan konut projelerinin açıklanması yanlıştır çünkü nerede yapılacağı hangi bölgelerde ihtiyaç doğrultusunda üretileceği hesaplanmamıştır. Bu politik popülist bir söylemdir. Neresinde ne kadar konut üretilecek tam olarak bilinmiyor. Üst ölçekli kararlarla nasıl ilişkili görmüyoruz. Türkiye’nin her tarafında da aynı sorun. Böyle bir yaklaşımını kabul etmek mümkün değil.”

konut-krizi-degil-barinma-sorunu-1063979-1.

DEVAMLI BİNA ÜRETİLEMEZ

Giritoğlu’na göre, barınma krizinin çözüm yollarından birisi, belirli kooperatiflerin kurulması ile sosyal politikaların güçlendirilmesinden geçiyor. Giritoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok batılı ülkelerde kooperatifle, sosyal modellerle insanların barınma sorunun çözmek doğru bir yaklaşımdır. Sürekli konut üreterek, nüfus politikasıyla entegre olmamış bir yaklaşım doğru değildir. Belli gelir gruplarına ev sahibi yapmak değil, kamuya ait yerlerinde oturtarak kayıtlı hale getirmek, insanları iş hayatına katarak, maddi yardımlarda bulunularak toplumsal hayata katma yönetimi öncelikli olmalıdır. Yoksa fiyat politikalarıyla insanları borçlandırarak, kent merkezinden uzaklaştırarak, kıyıya süpürerek yapılamaz.”

Yoksul yurttaşın kentin dışına gönderilmesinin daha büyük problemlere yol açacağını belirten ŞPO İstanbul Başkanı, sözlerini şöyle noktalandırdı: “Bir yandan kentin dışına atıyorsunuz, bir yandan onların ekonomik olarak sürdürebilir olacak kapasiteye ulaştırmıyorsunuz. Yeni kent yoksulları oluşturuyorsunuz. Kayabaşında, Taşoluk’ta bunlar denendi. İnsanlar bu paraları ödeyemiyor. Çünkü mevcut koşullarıyla yaşam tutunmakta zorluk çeken insanlar iş alanlarında uzaklaşınca yüksek ulaşım masraflarıyla yaşayamaz hale geldiler.”

***

FİYATLARDAKİ ARTIŞ HIZ KESTİ

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından sahibinden.com’un ilan verileriyle hazırlanan “sahibindex Satılık Konut Piyasası Görünümü” 2022 Eylül ayı raporu yayımlandı. Rapora göre satılık konut fiyatlarındaki yıllık artış oranı yükselmeye devam etse de ivme kaybetti. Temmuz ayında önceki aya kıyasla 8,6 puan yükselen fiyat artış oranı ağustos ayında 1,9 puan arttı. Bu yükselişle ülke genelindeki ortalama satılık konut fiyatlarının yıllık artış oranı yüzde 198,7 oldu. Geçen yılın aynı ayında 4 bin 382 TL olan Türkiye geneli ortalama satılık konut ilan metrekare fiyatı 13.091 TL’ye yükseldi.