Süper Kupa maçında yaşanan skandal sürpriz değil. Uzun süredir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve spor alanları Körfez’e peşkeş çekiliyor. Uzmanlar iktidarın sıcak para ihtiyacı nedeniyle Körfez ülkelerine mecbur olduğunu söylerken hükümet yetkilileri krize karşı kafalarını kuma gömdü.

Körfez’e göbekten bağlılar

Oğulcan AYDIN  

Fenerbahçe ve Galatasaray arasında oynanması planlanan Süper Kupa finalinin iptal olmasının ardından gözler iktidarın Körfez ülkeleri ve sermayesiyle kurduğu ilişkiye çevrildi. 

Siyasal İslamcı AKP iktidarı özellikle 14 Mayıs seçimlerinin ardından ‘rasyonelleşme’ diyerek başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleriyle yeni ilişkiler geliştirmeye çalıştı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan sıcak para arayışından ötürü Körfez ülkelerine ziyaretlerde bulundu. Burada belirli ticari faaliyetler için lobi yapma girişimleri sonuç bulamadı. İktidar tarafından beklenen 25 Milyar Dolarlık mali gelir elde etme beklentisi ise havada kaldı. Bu konudaki son örnek ise Birleşik Arap Emirlikleri’ne adeta kapitülasyon vermek anlamına gelen imtiyazlar oldu. 13 maddede imzalanan 51 milyar dolarlık stratejik ortaklık anlaşmasına göre BAE özellikle doğal ve enerji kaynaklarına ulaşım konusunda öncelik hakkı elde edecek. Anlaşma eğer Meclis’ten geçerse ülkenin egemenlik haklarında BAE güç sahibi olacak. Bunun dışında Körfez Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerine verilen bazı tavizler şöyle:  

KAŞIKÇI CİNAYETİ 

Suudi kraliyet ailesine muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de İstanbul'da bulunan Suudi Arabistan Konsolosluğu'na girdi. Kaşıkçı konsolosluk binasında öldürüldü. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ölüm emrini verdiğini ortaya çıktı. Konuya ilişkin açılan dava Selman’ın Türkiye’yi ziyaretinin ardından düşürüldü.  

KANAL İSTANBUL PROJESİ 

Körfez ülkelerindeki emlakçılarda Kanal İstanbul arazilerinin ilanları günlerce yayımlanmıştı. Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden üç büyük şirketin de Kanal İstanbul güzergâhında en büyük arazilere sahip en büyük arazilere sahip olduğu ortaya çıkmıştı. Katar Emirinin annesi de bu projenin etrafındaki arazilere yatırım yapmıştı. 

TANK PALET ORTAKLIĞI 

Sakarya Arifiye’de bulunan Tank Palet Fabrikası’nın 25 yıl boyunca işletim hakkının Katarlılara verildiği ortaya çıkmıştı. Erdoğan 2020 yılında Katar’ın fabrika üzerinde yüzde 49’luk hakkı olduğunu, sermaye noktasında takviye yapıldığını söylemişti.  

TELEKOM’UN SATIŞI  

Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmelerinden biri Türk Telekom (TT) olmuştu. 2005 yılında Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi 6,5 milyar dolara Lübnanlı Hariri ailesinin ve Suudilerin ortak olduğu Oger Telekom’a satılmıştı.  

BİR GÜNLÜK YAS  

Türkiye’de birçok ölümlü facianın ardından gündeme gelen milli yas 2015’te hayatını kaybeden Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz Âl-i Suud’un ölümü nedeniyle ilan edilmişti... 

BAE’YE LİMAN KIYAĞI  

İhaledeki usulsüzlükler nedeniyle satışı daha önce durdurulan İzmir Alsancak Limanı 2021 yılında Abu Dhabi Port tarafından satın alındığı iddiaları gündeme gelmişti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu da satışın gerçekleşeceğini ifade etmişti.  

ELLER AÇILDI  

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat’ın açıklamasına göre AKP Ülkede döviz rezervi kalmayınca SWAP adı altında ülkelere avuç açtı. Çin’den 6 milyar dolar, Katar’dan 15 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri’nden 4,7 milyar dolar ve Güney Kore’den 2 milyar dolar swap yoluyla alındı. Suudi Arabistan ise swap yerine ‘mevduat’ adı altında 5 milyar dolar borç verdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Kabine’ye girdiğinden bu yana defalarca Körfez ülkelerini ziyaret etti. Buna karşın beklenen yatırımlar henüz gelmedi.  

DAYATMANIN SONUCU  

BirGün’e konuşan Siyaset Bilimci Behlül Özkan, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ticaret yapılabileceğini ancak spor ya da kültürel bir aktivite gerçekleşmesinin genetik kodlara göre mümkün olmadığını ifade etti. Özkan şunları aktardı: “Suudiler Türkiye’de İslamcı cenah ile kontak kurarlar. Türkiye’yi de bunlar üzerinden tanırlar. Maçta ilk defa İslamcı olmayan Türklerin bir kesimi oraya gitti. Bu kriz, Suudilere kültürel iktidarın başka bir kesimin elinde olduğunu gösterdi. Bu kriz yapay bir kriz değil. Türkiye’de futbol taraftarları, takım temsilcileri ile Suudi Arabistan’daki temsilciler arasında bir genetik uyuşmazlık var. Suudi Arabistan ‘Size Cumhuriyet şovu yaptırmayız’ demiş. Krizin çıkması doğaldır.”  

MUHTAÇ DURUMDALAR  

Körfez sermayesine muhtaçlık halinin devam ettiğini ve bu yüzden iktidarın alttan almak zorunda olduğunu belirten iktisatçı Mustafa Sönmez ise şöyle konuştu: “Suudi Arabistan bu durumdan ne kadar şikâyetçi olacak göreceğiz. Burada hükümetin duruşu önemli. Hükümet Suudi Arabistan’ı eleştiremiyor. İktidar pişkince Suudi Arabistan’dan özür dileyebilir. Muhtaçlık hali var çünkü. Suudiler çok üstünde durmayabilir, krala karşı yas, konsolosluktaki cinayet ve İsrail ile ilgili duruşlardan ötürü. Erdoğan ile ilişkilerini bozmak istemezler, iki taraf da birbirini teselli eder ve bunu bir kenara yazarlar” diye konuştu. 

*** 

Seçimden sonra ilişkileri arttı 

14 Mayıs seçimlerinden sonra Suudi Arabistan’la yapılan bazı anlaşmalar şöyle:  

•Doğrudan Yatırımın Teşvik Edilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı  

• İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı  

•Milli Savunma Bakanlığı ile Suudi Arabistan Krallığı Savunma Bakanlığı Arasında İşbirliğine İlişkin Uygulama Planı  

• İki ülkenin enerji bakanlıkları arasında Enerji Alanında Mutabakat Zaptı  

•Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ile Baykar Arasında İşbirliği Sözleşmesi  

• Ticaret Bakanı Ömer Bolat “Suudi yatırımcıların Türkiye’ye rağbet göstermesini kıymetli buluyoruz” ifadelerini kullanmıştı. 

*** 

Sessiz kalmayı seçtiler  

Olayın üstünden geçen zamana rağmen İletişim Başkanlığı dışında muhataplardan herhangi bir açıklama gelmedi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Daha önce ‘Hükümet İstifa’ tezahüratları nedeniyle tribünleri hedef alan ve bu nedenle Beşiktaş üyeliğinden de istifa eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu skandalda sessiz kalmayı tercih etti. Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Mehmet Uçum ise yaptığı açıklamada kulüpleri suçladı ve özür dilemelerini istedi.