Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta kiraladığı araziyle ilgili erişim kararlarına ‘koronavirüsle mücadelenin’ gerekçe olarak gösterilmesine ilişkin konuşan CHP’li Erkek ve hukukçu Karadağ, kararın korona bahanesiyle her şeyin yapılabileceği anlamına geldiğini söyledi

Korona bahanesiyle her şeyi yapabilirler

MUSTAFA KÖMÜŞ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta kiraladığı araziyle ilgili haberlere getirilen erişim engelleme kararlarının korona ile mücadeleye bağlanması tepki topladı. Karar, İstanbul Anadolu 8. Sulh Mahkemesi tarafından alındı. Araziyle ilgili yapılan haberlere erişim engeli getirildi. Kararın gerekçesi olarak ise “Koronavirüsle mücadele döneminde Avrupa ülkeleri başarısız olurken Türkiye’nin başarısını sekteye uğratmak ya da gizlemek” ifadeleri yer aldı. Konuyu değerlendiren CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ve hukukçu Mustafa Karadağ bunun korona bahanesiyle her türlü kararın alınabileceği anlamına geldiğini söyledi.

TÜRKİYE SAVRULUYOR YÖNETİLMİYOR

“Koronavirüsle mücadele edilmesi nedeniyle hukuka aykırı işler yapmak, kaçak yapılar yapmak, başkalarının hakkını hukukunu gasp etmek görmezden mi gelinecek?” diye soran Erkek şu ifadeleri kullandı: “Altun Saray’da görev yaptığı için ayrıcalıklı, dokunulmaz mı olacak. Biz hep söylüyoruz, Türkiye yönetilmiyor, savruluyor diye. Yaşadığımız her şey bunu açıkça gösteriyor. Saray’da görevliler, Saray’da yaşayanlar herhalde hukukla bağlı olmadıklarını düşünüyorlar.”

Daha önce 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne ‘Allah’ın lütfu’ dendiğini hatırlatan Erkek şunları söyledi: “OHAL ilan ettiler. OHAL döneminde her şeyi gerçekleştirdiler. Suiistimalci bir Anayasa değişikliğiyle sistemi bile değiştirdiler. Seçimlerini yaptılar OHAL döneminde. Bunları yapan zihniyet korona bahanesiyle her şeyi yapabilir. Onun için Türkiye’de hukuk güvenliği yok. Güven ve itibarını kaybetti bu hükümet. Özür dileyeceklerine maalesef erişim yasakları getiriyorlar, insanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyorlar. Ne kadar büyük bir korku içerisinde olduklarını da gösteriyor bu durum. Bu baskılar sonlarının da yaklaştığının bir göstergesi.”

HUKUKEN DEĞERLENDİRİLEMEZ

Bu tür kararlara hukuki gerekçe bulmanın imkânsız hale geldiğini vurgulayan Karadağ ise şöyle konuştu:

“Hukukla bu kararı konuşmak, bir şekilde meşruiyet kazandırmak anlamına geliyor. Her şey için olabilir. İşin bu tarafından baktığın zaman, erken seçim olmasa bile bu gündeme gelmese bile şu an Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinin iki ayrı cephesi var. Altun’un işgal ettiği vakıf arazisiyle koronavirüs mücadelesinin ne ilgisi var? Bunu artık hukuken değerlendirmek hukukçular için züldür. Bu karar siyasidir, hiçbir zaman hukuk ile değerlendirilemez. Resmen, ‘siz bizim iktidarımızın öndeki yüzlerini yıpratamazsınız, onların aleyhine yorum yapamazsınız, yaparsanız bedelini ödersiniz’ demektir. İktidarın ölçüsü kalmadı, mahkemelere güvenemiyorsunuz. Mahkemelerin basit bir işgal eylemini koronayla mücadeleye bağlaması kadar abes bir şey olur mu? Ben hukuken değerlendirme yapmıyorum, tamamen siyasidir. Yargının resmen iktidarın emrinde olduğunu, sulh ceza hakimliklerinin iktidarı koruma hakimliği rolüne büründüğünü söyleyebilirim.”