AB ile Pfizer ve BioNTech arasında varılan anlaşmaya göre, Birlik, şirketlere koronavirüs aşısı için doz başına 15,5 avro ödeyecek. Bu, AB’nin 300 milyon doz aşı için 4,65 milyar avro ödeyeceği anlamına geliyor. Türkiye ise Diyanet’e ayırdığı bütçeyle, koronavirüs aşısını satın almak için ihtiyaç duyduğu bedelin yüzde 70’inden fazlasını sağlayabilir.

Koronavirüs aşısı: Muhtaç olduğumuz ‘kudret’ Diyanet’in bütçesinde

BERKANT GÜLTEKİN

Pfizer ve BioNTech tarafından üretilen ve yüzde 95 oranında başarı sağladığı belirtilen koronavirüs aşısının fiyatı, şirketlerin Avrupa Birliği (AB) ile vardığı anlaşmayla belli oldu.

AB’nin şirketlere doz başına 15,5 avro ödeyeceği duyuruldu. Bu, ilk planda alınması planlanan 200 milyon doz aşı için 3,1 milyar, aşı miktarının 300 milyon doza çıkması durumunda ise toplamda 4,65 milyar avronun AB’nin kasasından çıkacağına işaret ediyor. Öte yandan Birlik’in, CureVac'ın aşısı için ise doz başına 10 avro ödemeyi kabul ettiği belirtildi.

AB’nin satın alacağı 300 milyon doz aşı, Birlik sınırları içinde yaşayan yaklaşık 450 milyon kişinin 150 milyonunun aşılanması demek. Zira koronavirüs aşısı bir değil, iki doz olarak uygulanıyor. Yani AB, 300 milyon doz aşıyla toplam nüfusunun yalnızca 3’te 1’ini aşılayabilecek.

Birlik’in nüfusunun yarısını aşılayabilmesi için 450 milyon, yüzde 70’ini aşılayabilmesi için ise yaklaşık 680 milyon doz aşıya ihtiyacı olacak. Varılan son anlaşma üzerinden hesaplanırsa, AB’nin nüfusunun yüzde 70’ini aşılayabilmek için 10 milyar 540 milyon avro ödeme yapması gerekiyor. Ki buna yakın bir meblağ, şirketlerle yapılan müzakerelere katılan ve Reuters’e konuşan AB yetkisi tarafından da telaffuz edildi.

TÜRKİYE’NİN AŞI HEDEFİ

Türkiye’nin koronavirüs aşısını satın alma konusunda ne tür bir politika izleyeceğinin detayları ise yavaş yavaş belli olmaya başladı.

2021 yılı Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Pfizer ve BioNTech tarafından geliştirilen aşıdan, ruhsat alındıktan sonra ocak ayından itibaren 1 milyon doz alınabileceğini söyledi. Koca, yıl içinde bu sayının 25 milyon doza kadar çıkabileceğini belirtti.

Pfizer ile BioNTech’in AB ile yaptığı anlaşma üzerinden bir hesap yapılırsa, Türkiye’nin 25 milyon doz için şirketlere bugünün döviz kuruyla yaklaşık 3,5 milyar TL (Doz başı yaklaşık 140 TL) ödemesi gerekiyor. Ancak 25 milyon doz aşıyla, 82 milyonluk Türkiye nüfusunun yalnızca yüzde 15’i aşılanabiliyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 12 Kasım’da yaptığı açıklamada Türkiye’nin 130-140 milyon doz civarında aşıya sahip olması gerektiğini dile getirdi. 130 milyon doz aşı, Türkiye’de yaşayan 65 milyon insana koronavirüs aşısı uygulanmasını garanti altına alıyor. Bu da ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 80’ine denk geliyor. Peki, Türkiye’nin 130 milyon aşıya sahip olması için kaç milyar lirayı gözden çıkarması gerekiyor?

AŞININ ÜLKEYE OLASI MALİYETİ

Pfizer ve BioNTech’in AB’ye verdiği fiyat üzerinden hesaplandığında, Türkiye’nin karşısına 130 milyon doz koronavirüs aşısı için 18.2 milyar TL’lik bir fatura çıkıyor. Bu rakam, 2021 yılı için 78 milyar TL’ye çıkarılacak olan Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 23’üne, 13 milyar TL’lik Diyanet bütçesinin ise 5 milyar TL fazlasına tekabül ediyor.

Yani Diyanet’e ayrılan bütçe payıyla Türkiye, nüfusunu koronavirüsten korumak için harcayacağı paranın yüzde 72’sini sağlayabilir. Bir başka deyişle hükümet, sadece Diyanet’e akıtılan bütçeyle 93 milyon doz aşı alarak, 46-47 milyon civarında yurttaş için koronavirüs aşısı temin edebilir.

Özetle tablo, koronavirüse karşı 100 milyar TL’lik ekonomik yardım paketi açıklayan hükümetin, eğer uygun görülürse, bu paranın yaklaşık 5’te 1’ini sadece aşıyı satın almak için harcamak durumda kalacağına işaret ediyor.

Ancak bu hesabın iyimser olduğunu da belirtmek gerekiyor. Söz konusu bedele, aşının on milyonlarca doları bulacağı söylenen nakliye-lojistik masrafları dahil değil. Bununla birlikte aşıyı üreten şirketlerin, dünya genelindeki taleplere kısa sürede yetişebilmesi de imkânsıza yakın bir ihtimal olarak değerlendiriliyor. Geçen hafta aşıda yüzde 94,5 oranında başarı yakaladığını açıklayan ABD’li Moderna şirketinin başkanı Dr. Stephen Hoge’in “Küresel talebi karşılamak için birçok aşıya ihtiyaç olacak” şeklindeki sözleri de bunu doğrular nitelikte.

Öte yandan kapitalist sistemde, aşı üretiminin ve satışının da bir ticari faaliyet olduğu; piyasa koşulları ve kuralları çerçevesinde gerçekleştiği unutulmamalı. Yani aşıyı üreten şirketlerin en az 200 milyon adet ‘ürün’ için AB’ye çektiği fiyatın, aynı üründen daha az miktarda talep eden diğer ‘müşteriler’ için geçerli olmaması muhtemel. Kulağa ilginç gelse de piyasanın altın kuralı olan ‘toplu alana indirim’ matematiği aşı konusunda da işliyor. Daha önce doz fiyatını 12 avro olarak açıklayan CureVac'ın, bugün varılan anlaşmada AB’ye yaptığı 2 avroluk indirim de bunun göstergesi.