Kötülüğe inat müziğe devam

Erkin Can SEYHAN

Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği konserler ve seyircilerle kurduğu iletişim ile evrensel niteliklerde bir sanatçı olarak Türkiye’ye büyük bir bağlılık duyan Monica Molina, yeni şarkısı Mi Fortuna ile 10 yıllık hasrete son verdi. Mi Fortuna, Monica Molina’nın bu yıl piyasa süreceği 3 single ve 1 albümlük projenin habercisi niteliğinde. 12. Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali kapsamında dinleyiciyle buluşacak olan Monica Molina, D-Marin Turgutreis’te dinleyiciyle buluşacak.

Türkiye ile güçlü bir bağı olan sanatçı, 19 Ağustos’ta Turgutreis’te konser verecek. Molina ile yeni şarkısı Mi Fortuna’nın öyküsünü ve Türkiye’deki müzik ortamıyla kurduğu ilişkiyi konuştuk.

Yeni şarkınız Mi Fortuna, on yıllık bir sürecin ardından ilk şarkınız. Bu on yıl sonucunda yeni bir şarkı yayınlamak nasıl bir duygu? Aldığınız ilk geri dönüşler nasıl oldu?

Doğrusu 10 yıl uzun bir süre ama bana öyle gelmedi. Bu süre zarfında birçok şey oldu. Böyle zamanlarda bazen durup bazı şeyleri düzene sokmak gerekiyor. Aynı zamanda ilk kez kendim bir albüm yapıyorum ki bu insanın kendini hazırlıklı hissetmesi gereken bir meydan okuma. Ama ortaya çıkan sonuçtan çok mutlu ve gururluyum. Mi Fortuna hakkındaki geri bildirimler harika oldu. Uzun sessizlikten sonra böyle bir sadakat ve sevgi için çok müteşekkirim.

TÜRKİYE’DEKİ DİNLEYİCİYLE SEVGİMİZ KARŞILIKLI

Yeni şarkı yayınlamadığınız bu süreçte bir sanatçı olarak yaşadığınız kırılma noktalarının yeni üretimlerinize etkisi nasıl ve ne derecede gerçekleşti? 

Kişisel gelişimim için zamana ihtiyacım vardı. Bu yıllarda olan her şey beni bugünkü halime dönüştürmek için gerekliydi. Tek fark sakinlik, dinginlik ve yalnızca yılların insana verebileceği bilgidir.

Mi Fortuna’nın sözleri ve bestesi, kardeşiniz Noel Molina’ya ait. Bu şarkının sizdeki kıymeti ayrı olmalı. Mi Fortuna’nın kardeşinizle olan ilişkinizle, çocukluk yıllarınızla ilgili bir hatırası var mı? 

Abim bana çok şey kattı. Ona ne kadar teşekkür etsem az. Şarkılarının her biri, sözlerinin her biri benim için birer hazine. Yaptığım her işte onun bulunmaması imkânsız. Ancak bu albümde, müzik prodüksiyonu için Antonio Cuenca ile iş birliğimize güvenmiştim. Antonio bir arkadaşın yanı sıra çok yetenekli bir aranjör, konserlerimin müzik direktörü; repertuarıma ve sesime çok hâkim. Ve her şeyden önce harika bir kontrbas sanatçısı.

İspanya’da olduğu gibi Türkiye’de de çalışmalar gerçekleştiren ve ilgi gören bir sanatçı olarak ülkemizdeki dinleyicilerinizle ilişkiniz nasıl? 

Son 20 yılı aşkın bir süredir Türk seyircilerden eşsiz bir sevgi ve sadakat görüyorum. Halkın sevgisi her zaman vardır ve bu sevgi karşılıklıdır. Türkiye, bu anlamda çok sevdiğim ve sevildiğimi de hissettiğim bir ülke.

Türkiye’ye yakın ilgi duyan evrensel değerlere sahip deneyimli bir sanatçı olarak ülkemizdeki müzik ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde müzik yapan ya da ülkemizi ziyaret eden genç müzisyenlere, bu şartlarda müzik yapmayı sürdürme motivasyonunu korumak bağlamında, neler tavsiye edersiniz?

Zaman zaman herkesin delirmiş gibi göründüğü; iyiliğin kötü, kötülüğün doğru görüldüğü çalkantılı bir dünyada yaşıyoruz. Tıpkı Librame şarkımın sözlerindeki gibi. Ancak bu zor zamanlara rağmen sevdiğimiz ve bizi mutlu eden şeyler için savaşmaya ve çalışmaya devam etmeliyiz. Müzik bir nimettir, şifadır ve ruhun gıdasıdır. Öğüt vermeyi sevmem ama nasihat etmem gerekirse insanların kararlı olmasını ve seçtiği yolda sürekli devam etmelerini tavsiye ederim. Sizi kim durdurabilir?