Ekonomik sıkıntılar nedeniyle bunalıma giren Selim Şimşek, kimyasal madde kullanarak kendisinin ve ailesinin hayatına son verdi. Psikolog Gürsel: “Bu durum sınıf kurumlarını yeniden inşa ederek aşılabilir”

Kriz bir faciaya daha yol açtı

Dilan Esen

İstanbul Fatih'te 4 kardeşin yaşamlarına son vermelerinin ardından bir facia da Antalya Konyaaltı’nda meydana geldi. Yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bunalıma giren baba Selim Şimşek’in kimyasal madde kullanarak kendini, eşi Sultan Şimşek ile çocukları 9 yaşındaki Ceren Şimşek ile 5 yaşındaki Ali Çınar Şimşek'in yaşamına son verdi.


Facia dün sabah saatlerinde gerçekleşti. Şimşek ailesinden haber alamayan bir yakını, önceki gün eve gitti. Kapının açılmaması üzerine geri dönen ve gece yarısı yeniden eve gelen aynı kişi, kapı yine açılmayınca durumu polise bildirdi. Olay yerine giden polis ekipleri, Cumhuriyet savcısının talimatıyla kapıyı çilingir yardımıyla açtı. Eve giren polis memurları, salonda Selim Şimşek ve çocuklarını, banyoda ise anne Sultan Şimşek'in cansız bedenini buldu.

SEBEBİ BORÇ BATAKLIĞI

Sağlık görevlileri yaptıkları incelemede, Şimşek ailesinin kimyasal bir madde sonucu zehirlenerek yaşamlarını yitirmiş olabileceklerini belirtti. Kimyasal maddenin tespiti için gelen Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer Tehditler (KBRN) ekibinin evde yaptığı incelemenin ardından 4 kişinin cenazesi otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Ailenin komşularından Avukat Hadi Cin, Selim Şimşek’in geriye uzun bir mektup bıraktığını söyledi. Ailenin intihardan haberinin olmadığının mektupta belirtildiğini söyleyen Cin, “Kayınpederi ve kayınvalidesine mektupta teşekkür ediyor. Mektubun içinde soruşturma sebebi olacak bilgiler de var. Ekonomik sıkıntıları varmış, mektupta borçlarından bahsediyor. Aslında hatırı sayılır çapta ticari işler yapıyormuş. Bu işler yürümemiş ve mektupta bahsettiği bir takım kişiler bu işte yolsuzluk yapmış. Ailenin komşularının eve kargo geldiğini söylediğini aktaran Cin, kimyasal maddenin eve kargoyla gelmiş olabileceğine dikkat çekti. Ailenin birkaç komşusuyla da görüştüğünü belirten Cin, “Eşi banyodayken yığılıp kalmış. Kayınpederi ve kayınvalidesine o mektupta teşekkür ediyor” diye konuştu.

Daha önce defalarca intihar etme kararı verdiğini fakat ardından vazgeçtiğini mektubundan belirttiğini dile getiren Cin, “Kendisi ile birlikte eşi ve çocuklarının da canına kıydığı için özür diliyor. Hakkınızı helal edin diyor” ifadelerini kullandı.

***

SINIF KURUMLARINI İNŞA ETMELİYİZ

kriz-bir-faciaya-daha-yol-acti-647632-1.

Ekonomik krizin hayatın içinde yaşandığını ve yaşanacağını vurgulayan Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği’nden (TODAP) Psikolog Baran GÜRSEL, “Bu krizlerin deneyimimizde ne şekilde ifade bulacağını (örneğin intiharlarla ekonomik kriz arasındaki bağlantıları araştırırken) veya bu durumların nasıl aşılacağını düşünürken sanıyorum öne çıkan şey, güçlü sınıf bağları ve kurumlarına yönelik ihtiyacımız” dedi.
Bu gibi intihar olaylarına ilişkin olan merakın yeni bağlar inşa etmeye yöneltilmesi gerektiğine değinen Gürsel, şu ifadeleri kullandı: “Böylece kendimizin, işçilerin, ruhsallığıyla daha güçlü ve etkili bir temas kurmuş da oluruz. Bana kalırsa mevcut ve yeni iletişim kanalları aracılığıyla bu ihtiyacı daha fazla konuşabilir ve buna yönelik ne yapacağımızı birlikte ele alabiliriz. Kapitalizmin yıkıcı yüzü toplumun geniş kesimlerinden pek de gizlemediği bir dönemde, toplum için, ‘gizli’ ve zor olan bu yıkıcılığın yerine ne şekilde nasıl bir düzen koyacağımız, bunu yapmak için aramızdaki ikilikleri nasıl tamir edeceğiz. Her koşulda biz ruhsal acıların yaşam dolu yollarla ifade bulmasını ve umutlara dönüştürülebilmesini önemsiyorsak eğer, güvenli bir zemin ve etkin bir mücadele aracı işlevi görecek sınıf kurumlarını onarmalı ve (yeniden) inşa etmeliyiz.”

***

‘Yoksullaşma riski artırıyor…’

kriz-bir-faciaya-daha-yol-acti-647633-1.

İntiharın bireysel bir kavram olduğunu söyleyen Psikiyatr İlker Küçükparlak, “İntihar cinayeti diye bir kavram var. İnsanların birlikte karar verip intihar etmesi görece çok daha nadir. Bir kişi intihar etmeye karar veriyor ve ardından geride kalanların kendi hayatlarını idame ettiremeyeceklerini düşünüyorsa onların da hayatlarını sonlandırmaya karar veriyor” diye konuştu.

Yoksulluğun bütün psikiyatrik problemler için kendi başına risk olduğunu belirten Küçükparlak, “Yoksulluğun tek başına intihar riskini bu derece artırmasından ziyade yoksullaşmanın intihar riskini daha çok artırdığını söyleyebilirim. Kriz olmadığında da yoksulluk intihar için bir risk faktörü. Çünkü ruh sağlığını zorlayıcı bir konu” ifadelerini kullandı.

“Yoksul kesimlerde ya da orta sınıflarda böyle bir yoksullaşma geri kalanlara da bir risk - hayatını idame ettiremem duygusu yarattığı için genişletilmiş intihara yol açabiliyor” diyen Küçükparlak, sözlerini söyle sonlandırdı: “‘Yoksulluk intihar ettirir’ mesajının verilmemesi gerekir. Birtakım devlet görevlileri ekonomi şahane diyor ama değil. Değil ki onun için sonuçlarını görüyoruz muhtemelen.”

‘Ulaşması çok kolay’

Dilara Şimşek

Son günlerde yaşanan toplu ölümlerde, siyanür kullanımının ortaya çıkması bu maddeye nasıl ulaşıldığı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Siyanüre ulaşımanın çok kolay olduğunu vurgulayan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Coşkun Yılmaz, şunları kaydetti:

“Kuyumculuk gibi sektörlerde yoğun olarak kullanılıyor. Çok çabuk etki eden hızlı ölüme yol açan bir madde. Sanayide kullanıldığı için ulaşması çok kolay. Bildiğim kadarıyla satışla ilgili bir prosedür yok, alım konusunda bir engel yok.”

Öte yandan, siyanürün temini ile ilgili yaptığımız araştırmada bazı firmalar şahsa satış yaparken, titiz davranan firmalar da mevcut. Bu firmalar özellikle şahıs üzerinden satış yapmadıklarını kaydederek şirket adı talep edip bu konuda sıfır tolerans gösteriyor.

cukurda-defineci-avi-540867-1.