TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan sanayinin sorunları bülteninde krizin ilk sonuçları ortaya kondu. Başta dar gelirliler olmak üzere toplumu sancılı ve uzun bir süreç bekliyor

Kriz derinleşiyor önlemler yetersiz

BirGün Ankara

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla her ay hazırladığı sanayinin sorunları bültenindeki temel başlık, sanayideki yüksek işsizlik, enflasyon ve krizin boyutları oldu.

Raporda artan enflasyonun bölüşüm uçurumunu derinleştirdiğine dikkat çekildi. Krizi kabullenmeyen AKP’nin aldığı önlemlerinin yetersiz kaldığı, tünelinin ucunun belli olmadığı ve krizden çıkışın yılları bulabileceğine dikkat çekildi.

Bazı ürünlerde fiyat artışı yüzde 100

TÜİK, Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve IMF verileri kullanılarak yapılan analizde, Eylül’de sanayici fiyatlarında yıllık artışın yüzde 46’ya çıktığı ve bazı alt dallarda yüzde 100’lere yakın artışlar yaşandığına dikkat çekildi. ÜFE’deki birikmiş zamların tüketiciye önümüzdeki aylarda yansıtılmasının kaçınılmaz olacağı ve uzun süreli yapışkan, yüksek enflasyonla beraber ekonomideki küçülmenin, stagflasyon, yani baş edilmesi zor bir krize doğru ilerlediği vurgulandı.
MMO analizinde şu noktalara vurgu yapıldı:

>> 8 Ekim’de açıklanan IMF Ekim 2018 Dünya Ekonomik Raporu’nda Türkiye ile ilgili yer alan öngörülerin çoğu, AKP rejimince açıklanan Yeni Ekonomik Program(YEP) hedeflerinden ayrışıyor. IMF, Türkiye’nin krize girdiğini ifade ederken, 2019 için büyüme oranını yüzde 0,4’e kadar daraltıyor.

>> IMF tahminlerine göre 2019 milli geliri 641 milyar dolara, kişi başı gelir de 7 bin 615 dolara kadar inmektedir. YEP, 2019 yılı kişi başına geliri 9 bin 647 dolar olarak öngörmektedir. Aradaki fark kişi başına 2 bin doların üzerindedir.

>> AKP rejiminin yanlış ekonomi politikaları sonucunda Türkiye’ye dış sermaye girişleri hızla azaldı ve Ağustos ayında 14,3 milyar doları bularak, sermaye çıkışı tavan yaptı. Eylül ayında, TL faizlerinin artırılması operasyonuna rağmen dövizde önemli gerilemeler görülmedi. Bu durum Ekim ayının ilk yarısında da ABD ile gerilimlerin yumuşamasına rağmen pek azalmadı.

>> Her tür mal ve hizmet üreticisi firma açısından hem döviz fiyatları hem banka kredi faizleri büyük maliyet artışlarına yol açtı. Artan maliyetler fiyatlara yansıtılınca Üretici Fiyat Endeksi Eylül ayında yüzde 46 gibi ürkütücü boyutlarda yıllık artışa gitti. İmalat sanayide ortalama artışların yüzde 44,8 olmasına karşın, en yüksek fiyat artışı gerçekleştiren rafine petrol ürünleri alt dalında fiyatların yüzde 131 arttığı dikkat çekmektedir.

>> Üretimde ithal girdi, ara malı oranının yıllar içinde yüzde 70-80’lere ulaştığı beyaz eşya, elektronik, otomotiv sektörlerinde, TL’deki değer kaybı ile birlikte maliyet artışları da tırmanmış ve yıllık yüzde 54’e yaklaşmıştır.

>> Yüksek enflasyonla beraber sanayi üretimindeki daralma, hatta küçülmenin öncü göstergeleri ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan en önemlisi İstanbul Sanayi Odası için üretilen Satınalma Yöneticileri Endeksleri önemli bir gerilemeye işaret etti. Öyle ki gerileme, 2009 krizindeki değere kadar geriledi. Yüksek enflasyon, başta ücretliler olmak üzere emeği ile geçinen tüm kesimleri, uzun yıllardır yaşamadıkları bir reel gelir kaybına uğrattı. Yıl sonuna doğru yüzde 30-35 aralığında kesinleşmesi beklenen tüketici enflasyonuna karşılık asgari ücretin geçen yıl ancak yüzde 14 artırılmış olması, asgari ücretin alım gücünün önemli ölçüde aşındırıldığını ortaya koyuyor. Toplumda yeni bir göreli yoksullaşma süreci yaşanacağı açıkça görülüyor. 19 milyon ücretliyi ilgilendiren bu durum ayrıca sayıları 10 milyonu bulan emeklileri de kapsıyor.

>> Yüksek enflasyonun yarattığı yoksullaşmaya ek olarak, krizi aşmak üzere kamu kaynaklarının firmalara can simidi olarak kullandırılması ya da kamuda tasarruf adına kısıtlamalara gidilmesi, toplumun yararlandığı eğitim, sağlık, sosyal yardım hizmetlerinin de azalması demek. Bu da dolaylı bir yoksullaşmanın kapısının açılması anlamına geliyor. Toplamda 325 milyar TL’ye ulaşan ihtiyaç ve kredi kartı borçlusunun haneleri alabildiğine zorlayacağı bilinmektedir

>>Bütün bu kriz yıkımına karşı, emek kesimlerinin dayanışması, krizin yükünün emekçilere yıkılmaması için etkili mücadele araçları bulunmalı.