Prof. Dr. Ali Arayıcı / Havana Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, Küba’da, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı bambaşka bir duygu, coşku, heyecanla kutlandı. Başkent Havana’da sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, milyonlarca kişi kutlama için bir araya geldi. 7’den 70’e neredeyse tüm Küba halkı sokaktaydı. Katılımcılar çocuklarıyla, aileleriyle ve yoldaşlarıyla gönül gönüle verdi. Hep birlikte, […]

Küba’da 1 Mayıs

Prof. Dr. Ali Arayıcı / Havana

Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, Küba’da, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı bambaşka bir duygu, coşku, heyecanla kutlandı. Başkent Havana’da sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, milyonlarca kişi kutlama için bir araya geldi. 7’den 70’e neredeyse tüm Küba halkı sokaktaydı. Katılımcılar çocuklarıyla, aileleriyle ve yoldaşlarıyla gönül gönüle verdi. Hep birlikte, aynı duyguyu, coşkuyu ve sevinci yaşadı. Küba lı ve farklı ülkelerden milyonlarca insan ellerinde Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro, Marx, Engels ve Lenin’in resimlerini taşıdı. Yürüyüşçülerin üzerinde Che Guevara’nın tişörtleri vardı. Herkes tek yürek, tek ses olarak Havana’nın ünlü Devrim Meydanı’na yürüdü. Meydan görülmemiş bir kalabalık ve insan seliyle, tıklım tıklım doldu.

Kutlamalar her yıl olduğu gibi, bu yıl da Küba’nın ulusal kahramanı Jose Marti’nin anıtının bulunduğu Devrim Meydanı’nda yapıldı. Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, eski devlet başkanı Raul Castro ve yabancı temsilciler önde yer aldı. Devrim Meydanı’nı dolduranlar insan sadece Küba’lı değildi. Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın değişik yerlerinden gelen farklı ülkelerin bayraklarını taşıyan on binlerce devrimci insan vardı. 1 Mayıs’ı Küba’da kutlamak, Küba halkıyla dayanışma içinde olmak, aynı coşkuyu, zevki, sevinci ve heyecanı paylaşmak için gelmişti.

TÜRKÇE SLOGANLAR DA ATILDI

Meydanı dolduran insanların ellerinde Küba bayrağıyla, farklı ülkelerin bayrakları elden ele dolaştı. Türkiye kökenli vatandaşlar da yürüyüşteydi. Muhtemelen turla geziye çıkıp Havana’da bulunanlardı. Bayrak taşımaları ve Türkçe slogan atmaları dikkat çekiciydi. Yürüyüşün güzel bir tarafı da, Kübalı devrimcilerin tişörtlerini, farklı ülkelerin devrimcilerinin taşıdıkları tişörtlerle değiştirmeleriydi.

Yürüyüş esnasında, hep birlikte 1 Mayıs Marşı ve devrimci şarkılar söylendi. Küba devrimi önderleri anıldı. Sömürü, ırkçılık, faşizm ve ABD emperyalizmi alehine sloganlar atıldı. İnsanlar, şarkılar ve davullar eşliğinde dans edip doyasıya eğlendiler. Küba’lılar, dayanışma için farklı ülkelerden gelen devrimcilerle dans edip, onlara meşhur içkileri rom’u ikram ettiler. Uluslararası bir dayanışma örneği sergileyen 1 Mayıs, dostluk, birlik ve kardeşlik açısından gerçekten güzeldi.

VENEZUELA’YA BİN SELAM

Devrim Meydanı yakınındaki Jose Marti, anısına yapılan anıtın önündeki törende, çeşitli konuşmalar yapıldı. Törene katılanlara “Ben Fidel’im” sloganı yazılı afişler dağıtıldı. F. Castro’yu anmanın yanı sıra, konuşmacılar sık sık komutan Guevara’nın lehine slogan attı. Konuşmacıların hemen hemen hepsi, Venezuela başta olmak üzere, Latin Amerika ve dünyanın pek çok ülkesindeki Amerikan emperyalizmi kuşatmasına karşı, dayanışma içinde olunması, mücadele edilmesi ve savaşılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Venezuela’daki, “emperyalist destekli sokak gösterileri ve ekonomik krizle boğuşan” Maduro yönetimine, “Bolivarcı Devrime koşulsuz destek” verilmesine işaret etti.

En sonda ise resmi geçit töreni yapıldı. Bu tören resmi kıyafetli askerlerin yer aldığı yürüyüş şeklinde değildi. Dünyadaki bu alışılmışın dışında, halktan insanların oluşturduğu ve katıldığı, bando eşliğinde halkın yaptığı bir geçit töreniydi. Anma ve geçit töreninden sonra, herkes herhangi bir taşkınlık çıkarmadan, mutlu olarak düzenli bir biçimde dağıldı.

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal’in emperyalist işgale karşı verdiği, ulusal kurtuluş ve bağımsızlık savaşı mücadelesinden, devrim ve ilkelerinden etkilendiğini dile getiren F. Castro ve arkadaşlarının ülkesinde; Devrim Meydanı Liman yolunda özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı liderlerin arasında M. Kemal’in büstünü görmek, inanınız mutluluk vericiydi.

1 Mayıs’ı Küba halkıyla birlikte dayanışma ruhuyla coşkulu, heyecanlı ve eğlenceli bir şekilde kutlamak, gerçekten bir ayrıcalık. Bu coşkuyu, Avrupa ülkelerinde yapılan kutlamalarda bulmak olanaklı değil. Bu durum, bana bir üniversite öğrencisi olarak ilk kez İstanbul Taksim’de katıldığım o kanlı 1 Mayıs 1977’yi ve sonraki yıllarda katıldığım 1 Mayıs kutlamalarını anımsattı.