Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgisi olduğu tespit edilen aralarında katil zanlısı Ogün Samast'ın da olduğu beş kişi 'çete' suçlamasıyla tutuklandı. Soruştu

İNCİ HEKİMOĞLU - SAFA KÖKTENER
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi ola-yına ilişkin adliyeye sevk edilen Ogün Samast ile Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 5 kişinin tutuklandığını belirterek, "Şüphelilere isnat edilen suçların vasıf ve mahiyetinden de anlaşılacağı üzere, sanıkların cürüm işlemek için silahlı bir teşekkül oluşturdukları sonucu çıkmaktadır. Başka gözaltılar olabilir," dedi.

NEDEN TUTUKLANDILAR?
Görevli savcılarca alınan ifadeleri ve mahkemedeki sorgularından sonra 5 sanığın tutuklandığını belirten Başsavcı Engin, bu sanıklardan Ogün Samast'ın, olayın asli faili olup, "cürüm işlemek için oluşturulmuş silahlı suç örgütü üyesi olmak", "ta-ammülden adam öldürmek" ve "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanununa muhalefet" suçlarından, diğer şüpheliler Yasin Hayal, Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Zeynel Abidin Yavuz'un ise "cürüm işlemek için silahlı suç örgütü oluşturmak", "taammüden adam öldürmeye azmettirmek" ve "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanununa muhalefet" suçlarından tutuklandıklarını kaydetti.

DELİLLER ELDE
"Şüphelilere isnat edilen bu suçların vasıf ve mahiyetinden de anlaşılacağı üzere, sanıkların cürüm işlemek için silahlı bir teşekkül oluşturdukları sonucu çıkmaktadır" diyen Başsavcı Engin, soruşturma dosyasının bugünkü safhasında bu suçların oluştuğuna dair belge ve deliller bulunduğunu bildirdi.

'ÖRGÜTLENME MEVZUBAHİS'
"Olayda örgüt bağlantısı olup olmadığı" yönündeki soruya, "Cürüm işlemek için oluşturulmuş teşekkülün mensuplarıdır bunlar" yanıtını veren Başsavcı Engin, bir başka soru üzerine de "TCK'nın 220. maddesindeki bir örgütlenme mevzuu bahis" şeklinde konuştu.

ARKALARINDA KURUMLAR OLABİLİR
Başsavcı Engin, şu safhada sanıkların tutuklanmış olmalarının, hemen, kısa bir süre sonra dava açılacağı anlamında olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Şüpheliler, yasal gözaltı süreleri dolmuş olması sebebiyle bugün adliyemize getirilmiş ve bugünkü işlemler yapılmıştır. Savcılarımız, bu örgütlenmede başka kişi veya kurumların bulunup bulunmadığı, siyasi, ideolojik veya bölücü terör örgütleriyle bir ilişkinin mevcut olup olmadığı, hatta bu teşekkülü kullanan veya yönlendiren başka örgütler bulunup bulunmadığı hususlarını, soruşturmayı genişleterek soruşturacak ve araştıracaklardır."

TAHKİKAT SÜRECEK
Başsavcı Engin, ayrıca Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Müdürlüğü ile de sürekli irtibat sağlanarak ve hatta gerektiğinde oraya İstanbul Emniyet Müdürlüğünün ekiplerini de göndermek suretiyle tahkikatı o bölgelere de teşmil ederek, her türlü belge ve delil araştırılmak ve değerlendirilmek suretiyle tahkikatın genişletilerek sürdürüleceğini bildirdi.

GİZLİLİK KARARI
Tahkikatın sonuçlanması sonrasında kamuoyunun bilgilendirileceğini de anlatan Başsavcı Engin, gazetecilerin, "Ogün Samast ile Yasin Hayal'in suçlarını kabul edip etmedikleri" yönündeki sorusuna, "Soruşturmanın mahiyeti itibariyle dosya üzerinde mahkemenin gizlilik kararı vardır. Sizin sorduğunuz husus, soruşturmanın esasına ve ayrıntılarına taalluk eden bir husustur. Bu ayrıntı ve detaylar hususunda şu aşamada daha başka bir şey söylemek imkanı yoktur" yanıtını verdi.

'VATAN SAĞ OLSUN'
Öte yandan, mahkemece tutuklandıktan sonra adliyeden çıkarılan Yasin Hayal, gazetecilerin, bir şey söyleyip söylemeyeceğini sorması üzerine, "Vatan sağ olsun. Çok huzurluyum" dedi.

» Dink söylemişti: Bilinçli bir şekilde hedef seçildim
HRANT
Dink, gazetenin yazarı Aydın Engin, "Yazı İşleri Müdürü Arat Dink ve Sorumlu Müdür Serkis Seropyan'ın, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada Avukat Kemal Kerinçsiz ile Veli Küçük de vardı. Duruşma sırasında çıkardıkları olaylar nedeniyle mahkeme heyetince sık sık uyarılan grubun saldırıları ne ilginçtir ki mahkeme kayıtlarına geçirilmedi. Duruşmada sanık avukatları da "Sizi de izliyoruz" diye tehdit edildi. Duruşmada saldırılarını sürdüren grubun çıkardığı olaylar üzerine Hrant Dink "Bilinçli bir şekilde hedef seçildim" diyordu.

» Veli Küçük'ü belgeler yalanlıyor
AGOS
gazetesi yayın yönetmeni ve Birgün gazetesi yazarı Hrant Dink suikastından sonra "Dink'in en tedirgin olduğu isim" olarak gündeme gelen Veli Küçük'ü yalanlayan bir dilekçe ortaya çıkarken, Hrant Dink'in öldürülmesinin ertesi günü Agos gazetesine TİT imzalı yeni bir tehdit geldiği açıklandı. Dink'in öldürülmesinden sonraki iddialar üzerine ısrarla "Kendisini yakinen tanımam" diyen, "Hiç ilgi ve alakası olmadığı halde olayla ilgiliymiş gibi isminin kullanıldığını" söyleyen Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü yalanlayan belgede Küçük'ün el yazısı ve imzası bulunuyor. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimliği'ne verilen, 16 Mayıs 2006 tarihli dilekçede konu kısmında "Müdahale talebimizden ibarettir" açıklaması yer alıyor. "Katılım talebinde bulunan" olarak adı ve imzası bulunan Veli Küçük, Hrant Dink'i "Türklüğe sürekli olarak" hakaret etmekle suçluyor ve kendisini "ferdi olarak zarar görmüş" biri olarak tanımlıyor.

İşte Küçük'ü yalanlayan kendi dilekçesinin tam metni:

"Türklüğe, anayasal kurumlara ve davamızda olduğu gibi yargı kurumlarına hakaret etmeye ve müdahalede bulunmaya mütemadiyen devam eden sanık ve sanıkların işledikleri suçtan Türk Milletinin bir ferdi olarak zarar görmüş olduğumdan davaya müştekilerin yanında katılan sıfatı ile kabul edilmeme karar verilmesini saygılarımla arz ederim."

» Cinayetten sonra Agos'a TİT'den tehdit mesajı
12 Eylül öncesi de pek çok kri-tik cinayette imzası olan, 12 Eylül sonrası ise Akın Birdal suikastından, Şimdinli olayından önce dağıtılan bildirilere pek çok olayda" adı geçen TİT bu kez de AGOS'a gelen tehdit mektubunu imzaladı.

Sadece karanlık günlerde ortaya çıkmasıyla dikkati çeken Türk İntikam Tugayı (TİT) imzalı elektronik mektupta "asıl soykırım şimdi başlayacak" denilerek, bina havaya uçurulmakla tehdit ediliyor.

Hrant Dink cinayetinden bir gün sonra 20 Ocak tarihinde Agos Gazetesi'ne gönderilen maile ilişkin Hrant Dink'in avukatı Fethiye Çetin Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulundu. Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından Agos'a değişik adres ve imzalarla tehdit mesajları geliyor. Gazetenin içi ve dışında olmak üzere iki ayrı koruma verilmesine neden olan TİT imzalı tehdit e-mailinin ardından 10 farklı tehdit mesajı daha aldıklarını belirten gazetenin avukatı Fethiye Çetin bu mesajlarla ilgili olarak da yasal başvuru yapacaklarını açıkladı.

Dink ve Agos'un korunması konusuna da açıklık getiren avukat Çetin, "Hrant Dink sadece duruşmalarda korunuyordu. Ben duruşmadan bir gün önce gidip başvurumu yapıyordum ve koruma duruşma ili sınırlı kalıyordu. Bunun dışında atanmış bir koruması yoktu. Olsa benim bilgimin olması gerekirdi" dedi. Çetin son başvuru üzerine Agos'a görülmemiş bir hızla koruma atandığını da sözlerine ekledi.

AVUKAT: ÖRGÜT BAĞLANTISI YOK
OGÜN
Samast'ın İstanbul Barosu'nca görevlendirilen avukatı Levent Yıldırım, Dink davası ile ilgili olarak, "Ben müdafi olarak bu olayın işlenişinin örgüt mahiyetinde olmadığını, bireysel bir adam öldürme suçu olduğunu söylüyorum. Olayın terör boyutu var mıdır, yok mudur bunlar araştırılıyor? Derin bir araştırma yapılıyor. Savcılar çok titizlikle çalışıyor. Ama benim kanaatim, terör niteliğinde, terör boyutunda değil. Terör zaten değil ama örgüt niteliğinde hiç değil. Olayın örgütsel bir bağlantısı, boyutu olduğunu ben düşünmüyorum. Şu an örgütle ilgili değerlendirme yapılmadı. Şu andaki tutuklama tedbir niteliğinde. Şüpheli herhangi bir ceza almış değil. Araştırma, soruşturma devam edecek.Olayın işlenişi tek başına. 'Ogün bunu tek başına yaptı' demem de doğru olmaz, 'Ogün yaptı' demem de doğru olmaz. Yani bu konu hakkında fikir beyan etmem doğru olmaz" dedi.

ŞİFRE: 'Ya Sev Ya Terk Et'
HRANT
Dink'e gelen tehditler yalnızca gizli ya da faili belirsiz değildi. Nitekim Dink'te bunun altını çizmiş ve "Ya Sev Ya Terk Et" sloganıyla tehdit edenleri açıkça dile getirmişti: "Türk düşmanlığı yaptığımı ortak bir kampanyayla dile getirmeye başladılar. Bu yayınların ardından ise 26 Şubat günü İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanı Levent Temiz'in başını çektiği bir grup ülkücü, AGOS'un kapısına gelerek aleyhime sloganlar attı ve tehditlerde bulundu. Polis gösterinin olacağını önceden haber almıştı. AGOS içinde ve kapısında gereken önlemleri aldı. Tüm televizyon kanalları ve gazete muhabirleri de haberdar edilmişlerdi, hepsi AGOS'un önündeydi. Grubun kullandığı sloganlar çok netti: "Ya sev ya terk et", "Kahrolsun ASALA", "Bir gece ansızın gelebiliriz" Grubun lideri Levent Temiz'in yaptığı konuşmada hedef açık ve seçikti: "Hrant Dink, bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir, hedefimizdir."

"ŞEMDİNLİ'DEN ÖNCE DE KULLANILDI
Şemdinli Davası'nın gerekçeli kararında, Astsubay Başçavuş Ali Kaya, Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'in işledikleri suç için 43 kanıt gösteren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Umut Kitabevi'nin bombalanmasından önce dağıtılan 'Ya sev, ya terket' yazılı Türk İntikam Tugayı (TİT) bildirilerinin provokasyon amaçlı olduğunu vurguluyordu.