Kulaklar yine uyarılara sağır oldu: 5 işçi göz göre göre yaşamını yitirdi
Ankara Elmadağ’daki MKE fabrikasında gerçekleşen patlamada 5 işçi hayatını kaybetti. Patlamadan önce emek meslek örgütlerinin kurumu defalarca uyardığı ancak bu uyarılara kulakların tıkandığı ortaya çıktı.
HABER MERKEZİ
AKP’nin rantı işçi sağlığı ve güvenliğinin önüne koyan politikaları yine emekçilerin canını aldı. Ankara'da Elmadağ'daki Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda meydana gelen patlama nedeniyle 5 işçi hayatını kaybetti. Patlamanın ardından kuruma dair defalarca uyarı yapılmasına rağmen bu uyarıların kulak arkası edildiği ortaya çıktı.
Elmadağ’ın Tatlıca Mahallesi’nde faaliyet gösteren fabrikanın üretimhane bölümünde 08.45 sıralarında bir patlama meydana geldi. Patlamanın ardından fabrikanın üzerinde dumanlar yükseldi.
Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Ankara’nın Elmadağ ilçesindeki MKE Roket ve Patlayıcı Fabrikasında bir patlama meydana gelmiştir. Patlama neticesinde 5 işçimiz şehit olmuştur. Olay ile ilgili adli ve idari soruşturma başlatılmıştır” denildi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, fabrikada meydana gelen patlamaya ilişkin adli ve idari soruşturma başlatıldığını belirtti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca da patlama hakkında soruşturma başlatıldığı ve iki savcı görevlendirildiği açıklandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da konuyla ilgili Twitter hesabından müfettiş görevlendirildiğini açıkladı.
TECRÜBESİZ İŞÇİLER
Patlamanın ardından açıklama yapan Ankara Valisi Vasip şahin’in “tecrübesiz adamların çalışacağı bir yer değil” dediği fabrikada çalışanların 3’ünün işe yeni girdiği ortaya çıktı. Ölen kişilerden birinin 20 yıldan fazladır çalışan bir ustabaşı olduğu, bir işçinin iki yıldır, diğerlerinin ise henüz yaklaşık 2 aydır çalışan oldukları öğrenildi.
İLK PATLAMA DEĞİL
Patlama, MKE fabrikalarında gerçekleşen ilk olay değil. Yakın tarihte 2013, 2015, 2018 ve 2022’de patlamalar yaşanmıştı. Bu patlamalarda da can kaybı yaşanmıştı. 2013’te MKE’ye ait Kırıkkale’deki mühimmat deposunda patlama gerçekleşmiş, iki işçi hayatını kaybetmişti. İki yıl sonra hazırlanan bilirkişi raporunda ölen işçilerden Hakan Akbaş’ın patlamaya yol açmış olabileceği savunulmuştu. 2015’te Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası NGL Atölyesi'nde patlama meydana gelmiş, yaralananlar olmuştu. 2018’de ise 6 ayda tam 6 patlama yaşanmıştı. Yakıt işleme merkezinde meydana gelen kazada bir işçi hayatını kaybederken 4 işçi de yaralanmıştı. Dönemin Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, patlamanın ardından yaptığı incelemede ürünlerin kaliteli olmasıyla övünmüştü. Geçen yıl eylül ayında ise Kırıkkale Barut Fabrikası’nda bir patlama daha meydana gelmiş ve 2 işçi yaralanmıştı.
UYARILAR YAPILMIŞTI
Patlamanın gerçekleştiği fabrikada örgütlü olan Petrol İş’in oluşabilecek kazalara ilişkin defalarca MKE’yi uyardığı ortaya çıktı. Örneğin 2012’de yapılan bir eylemde “Savunma sanayimizin en önemli kuruluşlarından biri olan MKE Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası Müdürlüğü işyerindeki sorunlarımız, her yıl bir önceki dönemden daha ağır hale gelmektedir. Bu işyerindeki sorunlarımızın temelini işçi sağlığı ve güvenliği, ücret dengesizlikleri ve taşeronlaşma oluşturmaktadır” denilmişti.
2013’te gerçekleşen kazanın ardından müfettişlerin yaptığı incelemede fabrikada tam 52 ayrı eksiğin bulunduğu belirtilmişti. Petrol-İş'in mücadelesi sonucu, İSİG önlemlerinin alınması için üretim geçici olarak durdurulmuştu. 2018’de gerçekleşen patlamanın ardından ise Petrol İş Ankara Şubesi ise şu uyarıları yapmıştı: “MKEK Elmadağ Barut Fabrikası’nda artık sözün bittiği yerdeyiz. Üzüntümüzü ifade etmek için kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Cumhuriyetimizin gözbebeği kuruluşlarından MKEK'in bu fabrikasındaki sorunlar bir türlü çözülememiş ve savunma sanayimiz ile ilgili atılım yaptığımız iddia edilen bu dönemde büyük bir acziyet sergilenmiştir.”
SON OLMAYACAK
BirGün’e konuşan Petrol İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz şunları söyledi: “Çalışma koşulları açısından baktığımızda, kendi iş güvenliği uzmanımızı birkaç sene önce oraya göndermiştik, raporladık, uyarılar yaptık. Çalışma ortamı açısından sıkıntılı bir yer. Bu ülkede her gün 5-6 can iş kazalarında gidiyor. Burası birçok kimyasalın kullanıldığı riskli bir yer. Cesetler parçalanmış. Temennimiz bunun son olması. Ama bu çalışma sistemi içerisinde korkarım ki son olmayacak.”
Canikli’nin 2018’deki “modernizasyonu tamamlayacağız” iddiasını sorduğumuz Akyüz şöyle devam etti: “Tamamen yapıldı diyemem. Kısmen de olsa yapılmıştır ama birçok bölümüne dokunulmamış. Orada iş biraz ağır ilerliyor. O yüzden her kaza felaket oluyor. Oranın riski sadece çalışan için değil bölge için de geçerli. Dolayısıyla çok daha emniyetli hale getirilmesi lazım.”
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Önceki Dönem Başkanı Dr. Ali Uğurlu da patlama hakkında açıklama yaptı. "Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi Ve Etkilerinin azaltılması Hakkında Yönetmelik"in (BEKRA) 2013’te yayımlanmasına rağmen 2020 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Uğurlu şunları aktardı: “Patlayıcı tesislerinde BEKRA’nın gerek ertelemelerden, gerekse istisnalardan ötürü yeterli önlemleri karşılamadığı görülmüştür. Patlayıcı tesislerinin periyodik denetiminde kullanılan formlara proses güvenliği kontrolü ile ilgili maddeler eklenmelidir.”
SORUMLUSU SİSTEM
KESK’ten yapılan açıklamada ise "Patlamanın her yönü ile titizlikle araştırılmasını, sorumluların açığa çıkarılmasını bekliyoruz. İşçileri aramızdan alan çalışma hayatını kuralsız hale getiren, çalışanları korumasız bırakan sistemdir" denildi.
TKP Ankara İl Örgütü’nden yapılan açıklamada ise şunlar denildi: "Patlamanın sebebi AKP iktidarının üretim baskısı, kâr hırsı, güvenli çalışma kültürünün terk edilmesidir."
***
Kaza ve ölümler sürecek
Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener ise konuya ilişkin şu tespitleri yaptı: “AKP’nin 2023 yılı Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yayımladığı Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar Seçim Beyannamesi 2023’e baktığımızda ‘iş sağlığı güvenliği’ alanında iktidarları döneminde yapılanlara sahip çıktıkları görülmektedir. Bu yaklaşım kaza ve ölümlerin aynı hızla süreceği anlamına gelmektedir. Tüm uygulamalarda işçilerin sağlık ve güvenliğini sağlamaya yönelik değil, işverenlerin kârlarını artırmaya ve önlem almayan işverenleri cezalandırmaya değil, neredeyse ödüllendirmeye yönelik olduğunu görüyoruz.”
Yener yapılması gerekenleri özetle şöyle sıraladı:
• Sağlıklı ve güvenlikli bir ortamda çalışmanın her çalışanın hakkı olduğu, İSİG’in sağlanmasının öncelikle devletin ve işverenin görevi olduğu benimsenmelidir.
• İSİG’e ilişkin düzenleme ve denetleme yetkisi, ÇSGB’nin yanında Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan, idari ve mali yönden bağımsız bir enstitüye verilmelidir.
• Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlar ile göz göre göre “geliyorum” demekte olan facialara son vermek mümkündür. Bunun için önce insan hayatına ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir.
• Sendikalar, işyerlerinde İSİG konusunda denetim yapabilmelidir.
***
İki iş cinayeti daha
MKE fabrikası dışında da dün iki iş cinayeti daha meydana geldi. 18 yaşındaki Ahmet Kurt, Mardin Artuklu’da bina inşaatında üzerine demir pano düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Kurt’un çalışmak için Osmaniye Düziçi’nden gittiği ortaya çıktı. 61 yaşındaki Yakup Güçlü ise Konya Kulu’da inşaatın 4’üncü katında boya yaparken pencere korkuluk demirlerinin kırılması sonucu düşerek yaşamını yitirdi.