İktidarın yayın organına dönüşen TRT ile AKP, kültürel alanda da siyasi hegemonya kazanma çabalarını hızlandırdı. Akademisyen Ertuna, siyasi hegemonya çabası ile yandaşa kaynak alanı açıldığına dikkat çekti.

Kültürel alanı da ‘fethetme’ çabası
Fotoğraf: TRT

Umut SERDAROĞLU

Bir taraftan iktidarın yayın organına dönüşen TRT ve bazı özel kanallar için çekilen dizilerle yandaşa peşkeş çeken iktidar, aynı zamanda ideolojik hegemonyasını kültürel alanda sağlamaya çalışıyor. Yayın hayatı son bulsa bile işlediği senaryo ile tepkileri çeken “Diriliş Ertuğrul”, “Payitaht Abdülhamid” gibi dizilerin yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı'nda çalışan özel bir ekibi konu alan “Teşkilat” adlı daha güncel konuları işleyen yapımlar da iktidarın amacına hizmet eden bu tür diziler arasında gösteriliyor.

Son olarak Netflix’e alternatif olacağını iddia ettiği “tabii” ismindeki platformun yayın hayatına başlamasıyla iktidarın kültürel alanda yaratmaya çalıştığı algı bir kez daha gündeme geldi. “Akif”, “Kızılelma: Bir Fetih Öyküsü” gibi dizilerin yanı sıra Osman Kavala’yı “itibarsızlaştırdığı” ve “küçük düşürdüğü” ifade edilen “Metamorfoz” isimli dizi sadece ülkede değil, uluslararası mecralarda de yoğun tepki çekti.

Almanya'da kültür ve medya alanlarında faaliyet gösteren altı sivil toplum kuruluşu, kültür destekçisi ve insan hakları aktivisti Osman Kavala ile ilgili TRT'nin dijital platformunda yayınlanan diziye "Kavala'yı itibarsızlaştırdığı ve küçük düşürdüğü" gerekçesiyle tepki gösterdi. 

İletişim akademisyeni ve Gazeteci Can Ertuna, bu diziler ile iktidarın kültürel hegemonya yaratma çabasına girdiğini belirti.

TAHKİM ETME ÇABASI

İktidarın uzun süredir televizyon üzerinden siyasi söylemini tahkim etmeye çalıştığının altını çizen Ertuna, “İktidar bir süredir dillendirdiği ‘Siyasi iktidar olduk ama kültürel iktidar olamadık’ şeklindeki çekinceye karşı yıllardır kültürel alanda da hegemonya sağlamak için farklı ortamlarda arayış yapıyor. Elbette bu konuda en fazla faaliyet gösterilen alan yakın zaman öncesine kadar başta televizyon olmak üzere geleneksel iletişim araçları oldu. Özellikle TRT aracılığıyla yaptırılan diziler, hayata geçirilen tartışma programları aslında iktidarın siyasi söylemini tahkim etmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Bu, yeri geldiğinde Osmanlı dönemine dair bir dönem dizisi oluyor, yeri geldiğinde güncel meselelerin ele alındığı, ‘İçerden ve dışardan düşmanlarla çevriliyiz’ şeklindeki siyasi söylemin tahkim edildiği istihbarat temalı yapımlar olabiliyor” dedi.

TRT’nin yeni platformu “tabii” ile benzer yapımların dijital ortamda da yayınlanmaya başladığının altını çizen Can Ertuna, “Anlaşılan o ki bu platform özellikle uzun saatlerini internette geçiren, görece daha genç kesimlerin dikkatini çekmek için hayata geçirildi. Ancak oradaki yapımların genel niteliğine bakılınca yine ağırlıklı olarak TRT ya da iktidara yakın diğer kanallardaki yapımlara benzer olduğu görülüyor” diye konuştu.

İktidarın bu yapımlarla muhalif kesimin düşüncesini yine de değiştiremeyeceğinin altını çizen Ertuna şöyle devam etti: “İktidarın siyasi söyleminin bir tarih dizisindeki diyaloglar üzerinden tahkim etme çabasının karşılığı var fakat yeterli değil. Çünkü tepeden inmeci bir yaklaşım ve belirli gündemler çerçevesinde, belirli algılarla hazırlanan bu yapımlar halihazırda konsolide olmuş, iktidarı destekleyen kesimin ilgisini çekse de eleştirel yaklaşan ya da muhalif kesimlerin fikirlerini değiştirmekte etkili olamıyor. Dolayısıyla aslında oluşan Türkiye’deki mevcut kutuplaşmanın, kültür-sanat alanındaki politikalarla artırılmasa bile tahkim edilmesi.”

Can Ertuna, İletişim akademisyeni ve gazeteci

İDDİANAME GİBİ HAZIRLANMIŞ

Tepkilerin odağında olan “Metamorfoz” dizisine de değinen Can Ertuna şöyle konuştu: “Dizinin bu kadar tartışma yaratmasının sebebi Osman Kavala’nın yargılandığı davanın sonuçlanmamış olmasına rağmen adeta o davanın iddianamesi gibi hazırlanmış bir senaryo örgüsüne sahip olduğu yönündeki gözlemler ve endişeler. Dizide ‘Gerçek kişilere ya da olaylara yer verilmemiştir’ gibi bir ifadenin yer almaması doğrudan Kavala’nın kurmaca bir mecrada yeniden yargılanması, hatta hakkında hüküm verilmesi anlamına geldiğini düşündürüyor.” 

Bu tür dizilerin büyük kaynaklara rağmen başarı sağlayamadığını da hatırlatan Ertuna, “Başarısız bir diziye bu kadar kaynak aktarılması da ayrıca bu kaynakların belirli kişi ve şirketlere aktarılması için yapılan bir yapım olup olmadığına dair soruları da gündeme getiriyor” dedi.