Bir kum saati ile yarışıyoruz. Büyük Marmara Depremi’nin eli kulağında. Deprem değil, bina öldürür. Yapı stoğumuzu iyileştirmek için çok vaktimiz yok. Yüzbinlerce canımızı bir kez daha “Sesimi duyan var mı?” diye sorarken bulmamak için atmamız gereken çok adım var.

Kum saatine karşı yarış
Fotoğraf: DepoPhotos

Dr. Buğra GÖKÇE - Şehir Plancısı, İBB Genel Sekreter Yardımcısı

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan ve hepimizin içini yakan deprem bazı acı gerçekleri de ortaya çıkardı. Türkiye bir deprem ülkesi, nüfusumuzun yüzde 71’i deprem riski olan bölgelerde yaşıyor. Hazırlık yapmamız, şehirlerimizde deprem güvenliğini artırmamız, yapı stoğumuzun da dayanıklılığını çok yüksek bir seviyeye çıkartmamız lazım.

İnsanlarımızın can ve mal güvenliğini korumak, yüzbinlerce canımızı bir kez daha “Sesimi duyan var mı” diye sorarken bulmamak için atmamız gereken çok adım var. Bir kum saati ile yarışıyoruz. Büyük Marmara Depremi’nin eli kulağında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu bilinçle çalışmalarını sürdürüyor. Sevgili Tayfun Kahraman’ın görev süresi içerisinde başlattığı, bugün de devam eden bina tespit hizmetimize yaklaşık 140 bin başvuru yapıldı. Ekiplerimiz hızlı tarama yöntemiyle başvuranların bulunduğu yapıları ziyaret ediyor ve bina güvenliği raporlarını hazırlıyor. Yapılan tüm başvurulara hızlı bir şekilde cevap vermek için de adım atıyor, ekiplerimizi gittikçe genişletiyoruz. İnanıyorum ki yakın zamanda TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın da katkısıyla daha önce elimizde olmayan bir veri setini kazanacağız. İstanbul hakkındaki projeksiyonlarımızı da bu veri seti belirleyecek.

İSTANBUL YENİLENİYOR

Bir taraftan tespitlerimiz sürerken, riskli olduğu tespit edilen 2000 yılı öncesinde inşa edilen yapıları da en riski olanlardan başlayarak ‘İstanbul Yenileniyor’ kapsamında yeniliyoruz. Hem ev sahiplerine hem de kiracılara kira yardımı yaparak, finansman yardımında bulunarak riskli yapılarda yaşayan vatandaşlarımızın daha sağlıklı konutlara geçmesine de yardımcı oluyoruz.

Sahada bu çalışmalar hummalı bir şekilde sürerken, daha hızlı adım atabilmek, daha kısa zamanda daha çok yapıyı güçlendirmek veya yenileyebilmek, yapı stoğumuzun güvenliğini de yüksek bir seviyeye çıkartmak için mevzuat değişikliklerini de hazırlayarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunduk. Yakında KİPTAŞ maliyetine güçlendirme amaçlı imalatlara da başlıyor.

YÖNETMELİK REVİZYONU

Birincisi İstanbul İmar Yönetmeliği’nde yapısal bir revizyon ihtiyacı gözüküyordu. Önemli bir çalışmaya imza attık. Sahadaki tecrübemiz, uzman ve bilim insanlarının katkılarıyla katılımcı bir süreçle oluşturulan revizyon teklifimiz İstanbul’umuzu deprem risklerine karşı daha dayanıklı hale getirecek önemli unsurlar içeriyor.

Yaşanan deprem sonrasında konteyner ihtiyacının ne kadar büyük olduğu malum. Depremden hemen sonra başlayan bu ihtiyacı karşılamak için 100 adetten fazla bağımsız bölüm bulunan veya 2000 metrekareden büyük parsellerde deprem konteyneri konulmasını zorunlu hale getiriyoruz. Aynı şekilde Deprem Toplanma Alanı, meydan ve park olarak belirlenmiş alanlarda tuvalet, kanalizasyon, foseptik, temiz su vb. temel ihtiyaçların altyapı imalatlarının tesis edilmesini de zorunlu kılıyoruz. Böylelikle muhtemel bir depremden sonra halkımızın ihtiyaç duyacağı bazı temel hizmetleri karşılayacak bir stok üreteceğiz.

6 Şubat depreminde gördüğümüz önemli bir soruna daha müdahale ediyoruz. Teklifimizin kabulüyle dükkân, işyeri ve benzeri kullanımların birleştirilmesi veya ayrılması gibi yapının taşıyıcı sistemini etkileyen her türlü imalat bundan sonra yapı ruhsatına tabi tutulacak, bu yapılar periyodik bir şekilde denetlenecek ve tadilat ruhsatı düzenlemesi zorunlu olacak.

12 Ağustos 2001 tarihinden önce yapılmış olan yapıların Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği şartlarına uygun hale getirilmemiş olanlarına yapı kullanma izin belgesi verilmesini yasaklıyoruz. Yapı kullanma izni olan yapılardaki sonsuz denetimsizliği de ortadan kaldıracağız. Teklifimizin yürürlüğe girmesi halinde yapı kullanma izni verilen yapıların her 5 yılda bir ruhsat ve eklerine uygunluğu Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çevresinde denetlenecek, böylece yapılarımızın güvenli olduğundan emin olacağız. Artık asma kat (yumuşak kat, kısa kolon etkisi) yasak olacak. Çıkma yapılamayacak. 2 kat sonrası tüm binalarda bodrum kat zorunlu olacak. Daha çok detayı olan önemli bir çalışma…

GÜÇLENDİRİLME ADIMI

Riskli yapıların yenilenmesi uzun süren ve maliyetli bir yöntem. Belli risk grubundaki yapıların yenilenmesinin mümkün olmadığı hallerde, kısmen güçlendirilmesi, yapı stoğumuzun daha dirençli, depreme daha hazır hale getirilmesi anlamında son derece akılcı bir yöntem olarak görünüyor. Ülkemizde ilk kez “güçlendirme yönetmeliği” hazırlayarak Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunmamız da bu yüzden…

Sonsuz vaktimiz yok. Az zamanda çok ve büyük işler yapmak zorundayız. Yerel yönetimlerin yapı güçlendirilmesine destek olmak için bir mevzuata da kavuşması gerekiyor. Bu nedenle İstanbul Yapı Güçlendirme Yönetmeliği’ni hazırladık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin onayına sunulan yönetmeliğin kabulüyle riskli olduğu belirlenen ve güçlendirmeye uygun yapılarda talep edilmesi halinde kısmi veya tamamen güçlendirme izni vermek mümkün olacak. Güçlendirme hesap ve projeleri Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve ilgi standartlara uygun olarak statik proje mükellifince hazırlanacak, güçlendirme imalatlarının kontrolü yapı denetim kuruluşlarınca yapılacak, güçlendirme izni alan yapılar çıkartılacak İstanbul Bina Kontrol ve Muayene Esasları doğrultusunda ilgili idarece 2 yılda bir kontrol edilecek. Böylelikle İstanbul’umuzdaki yapı stoğunun riski de azaltılacak.

5 YILDA BİR KONTROL

“İtimat kontrole mani değildir.” Yapı stoğumuzun sağlığı sürekli denetime ve denetimin kalitesine bağlı. İstanbul Bina Muayene ve Kontrol Esasları Çalışması ile denetim kalitemizi günün ihtiyaçlarına uygun bir seviyeye çıkartıyoruz. Çalışmanın yürürlüğe girmesi ile İstanbul’daki tüm yapılar 5 yılda bir kontrol edilecek, kontrolü yapılan binaların girişine de sertifika asılacak. Kontrol sonrasında riskli olduğu tespit edilen ve acil güçlendirilmesi gereken binalar da sarı etiket ile işaretlenerek ilgili sürecin başlaması sağlanacak.

Evet deprem değil, bina öldürür. Yapı stoğumuzu iyileştirmek, bütün insanlarımızı korumak için çok vaktimiz yok. Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki tüm çalışma arkadaşlarımız bu bilinç, heyecan ve gayretle hareket ediyor. En kısa sürede İstanbul’umuzu güvenli hale getirmek, insanlarımızı felaketten korumak birinci önceliğimiz. Tüm vatandaşlarımıza bu süreçte gösterecekleri uyum, işbirliği ve destek için şimdiden teşekkür ediyor, yapıları dönüştürebilmek için gereken özenli adımları atabilmelerini diliyoruz.

Kamu kaynaklarının toplumun en dezavantajlı kesimine ve en riskli yapı stoğunun dönüşümüne kullandırılma önceliğinin önümüzdeki dönemin temel zorunluluğu ve seçim sürecinin turnusol kâğıdı olacağını tüm vatandaşlarımızın bilgisine sunuyorum.