Malatya Kürecik’te gölet adı altında baraj yapılmak istendiğini öne süren yurttaşlar tepkili. Projenin doğayı tahrip edeceğini ve bazı mahallelerin su altında kalacağını savunanlar “Sermaye elini Kürecik’ten çek” dedi.

"Kürecik bizimdir, sermaye elini çek"
Projeye karşı çıkan yurttaşlar geçen hafta eylem yaptı. Harunuşağı köyünde de gölet projesi olduğu belirtiliyor. (Fotoğraflar: BirGün)

Sibel BAHÇETEPE

Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Kürecik Beldesi’ndeki Dipsiz Çayı üzerinde gerçekleştirilmesi planlanan “Kürecik Barajı ve Sulaması" adı altındaki proje bölge halkının tepkisine neden oldu. Doğanın ve ekolojik sistemin tahrip edileceğini savunan yurttaşlar, "Aslında kapasite olarak bakılınca baraj büyüklüğüne yakın ama gölet deniyor. Bu proje buranın talan edilmesi anlamına geliyor. Sermaye elini Kürecik’ten çek" diyerek mücadele başlattı.

Kürecik Beldesi’nde Devlet Su İşleri (DSİ) 9’uncu Bölge Müdürlüğü tarafından 2023 ekim ayında hazırlanan nihai proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre, Kürecik Lisesi önünden Çay obasıyla Demirciler arasındaki alandaki dere yatağı bölgesine bir gölet projesi yapılacak.

Göletin tam dolu olması durumunda maksimum yüzey alanı 412 bin metrekare olup maksimum kapasitesinin ise 4 milyon metreküp (ton) su olacağı belirtildi. Bölgede bir de Harunuşağı Köyü çevresine de gölet yapılmak istendiğini belirten halk, bu projelere tepkili.

BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ

Proje kapsamında kırma-eleme-yıkama tesisi üretim tesislerinin de yapılacağı, söz konusu üretim tesisleri projesi için "ÇED gerekli değildir" kararı verildiği de kaydedildi. Proje ile birlikte beldede bulunan tarım arazileri, bazı mahallelerin sular altında kalacağını belirten halk, bunun durdurulması için dava açtı. Mahallelinin durumu mahkemeye taşımasıyla birlikte, bilirkişi heyeti tarafından söz konusu alanda keşif yapıldı.

DOĞA TALANI VAR

Kürecikli Ali Haydar Berkpınar, projeye tepki göstererek "Doğamız talan ediliyor" dedi. Berkpınar, projenin 5 yıl sürmesinin planlandığını belirterek "Kürecik’in toplumsal bir hafızası var. Rant kültürü ile bölgemiz yok edilmek isteniyor. Bu projenin yapılacağı alana binlerce yeni ev yapıldı. İnşaat süreci boyunca her gün sabah ve akşam orada molozlar taşınınca, orada yaşayan insanların yaş ortalaması 60 ila 90. Gürültü kirliliği, toz bulutu, patlayıcıların kullanılması halk sağlığını da tehdit edecek. Bölge yaşanmaz hale gelecek" dedi.

Bölge halkından olan Dr. Öğretim üyesi Taylan Akgül ise özetle şunları söyledi: "Burası bir kritere göre baraj, bir kritere göre gölet. Çünkü gölet olması için metreküp kriteri var. Su kapasitesi bakımından gölet kriterinin üzerinde kalıyor ama bent yüksekliği bakımından baraj kriterinin altında kalıyor. Aslında baraj yapılıyor ama gölet gibi gösteriyorlar. Dere yatağından toplanan kumun depremde yıkılan konutların yeniden inşası için kullanılacağını düşünüyorum çünkü projede bu kadar kumun nereye döküleceği belirtilmemiş. Projede, dere yatağındaki Köykent dahil 4 yerleşim biriminin ve bazı bireylerin sondaj kuyuları bulunuyor. Bu inşaat faaliyetinin söz konusu kuyulardaki suya çamur karışmasına yol açması, su miktarında azalma veya tamamen bitmesi ortaya çıkabilir. Dinamitli patlatma nedeniyle gürültü, yaralanma ve evlerde, bahçelerde maddi hasar oluşma riski oluşacak. İnşaat nedeniyle ortaya çıkacak toz insan sağlığı, hayvanlar ve bitkiler üzerinde olumsuz etkileri de olacak. İnşaat süresi boyunca ciddi bir hafriyat kamyonu trafiği oluşacağından özellikle yaz aylarında tarımsal faaliyetlerde aksama ve ulaşım sorunları yaşanmasına yol açacak. Projede öngörüldüğü üzere basınçlı suyla hele de vahşi sulama yapılırsa uzun vadede toprakta tuzlanma ve çoraklaşma meydana gelecek. Dere tabanı geçirimsiz bir tabakayla döşeneceğinden Demirciler ile aşağısında kalan mahalle ve köylerin su rezervleri azalacak. Bu da bitki örtüsü ve tarım açısından bir tehdittir. Bu bölge ayrıca endemik bitkiler açısından da zengin. Bu boyutta gölet yapılırsa mikroklima etkisi yaratacak nem oranı değişecek bazı bitki türleri de tehlike altına girecek."