Rus bilim insanı Andrey Sakharov’un yazdıkları çağımız için şaşırtıcı derecede aydınlatıcı. Sakharov’un öngörüsüne göre; emperyal güçler arasındaki ‘nükleer çarpışma’ riski ile iklim üzerindeki devasa tehditler eşzamanlı olarak çözülmek zorunda kalacak. Sakharov’un sözünü ettiği problemlerin hepsini 2022’de yaşıyoruz.

Küresel barış hayali ve nükleer çarpışma
Rus bilim insanı Andrey Sakharov.

Nikolay V. KONONOV

Andrey Sakharov’un yazılarını okurken kendisinin azılı bir muhalif, Nobel ödüllü bir bilim insanı ve hidrojen bombasının pişman mucidi olduğunu unutmayı başarırsanız, gözlerinizin önünde beliren karaktere şaşırabilirsiniz.

Sakharov yazılarında kapitalizmi ve ‘sözde sosyalizmi’ yerden yere vurur, çevre farkındalığı konusunu Greta Thunberg gibi tutkuyla savunur. İçinde yaşadığımız dünya için tek anlamlı düzenin ‘insan hakları’ temelinde kurulabileceğini ifade eder.

Sakharov 1989 yılında öldü fakat yazdıkları çağımız için şaşırtıcı derecede aydınlatıcı. Araştırmacılığı döneminde evrendeki Baryon asimetrisi ve çeşitli karmaşık objeler üzerine yoğunlaşmış olduğu için, ele aldığı sorulara ‘kozmik’ bakış açısıyla bakabiliyordu. İlgilendiği başlıca soru şuydu: Ufak bir gezegende yaşayan koloniler, birbirilerini öldürmemek için yaşamı nasıl organize etmeliler?

İkinci Dünya Savaşı ve Hiroşima sonrası dönemde, yerkürenin en zeki insanları oturup yeni siyaset düzenin neye benzemesi gerektiğini, gelecekte nükleer savaştan nasıl kaçınılabileceğini değerlendirmeye koyuldular. Nükleer fizikçi Sakharov; Albert Einstein, Niels Bohr ve Bertrand Russell’ın sözlerinin yayınlandığı batılı gazeteleri de okuyordu.

KONFEDERASYON DÜNYASI

Sakharov’un meslektaşları ‘küresel devlet’ kavramını düşünüyorlardı, bu fikrin geçmişi stoacı düşünürlere ve Dante Alighieri’ye kadar geri gidiyordu Ferdinand Tönnies ve Thorstein Veblen de bu fikre kafa yormuşlardı. Sakharov günlüğüne yazdığı notlarda Immanuel Kant’ın Ebedi Barış Üzerine eserine bazı notlar almıştır. Bu eser, dünyanın tek bir devlet tarafından yönetilmesinin ebedi barışı tesis edebileceğini yazar, bu yönde ‘barış birliği’ kurulmasını öngörür.

Sakharov da 1968 yılında İlerleme, Barışçıl Varoluş ve Entelektüel Özgürlük isimli bir yazı kaleme alır ve dünyadaki tüm devletlerin zamanla bir konfederasyon altında birleşmeleri gerektiğini yazar.

“İnsanlığın birliğine zarar veren işler yapanlar, ya da küresel ideolojilerin (faşizm hariç) ve ulusların birbiriyle uyumsuz olduğunu iddia edenler delilik ediyorlar ve suç işliyorlar” diye savunuyor. “Küresel işbirliğine taban olabilecek koşullar entelektüel özgürlük, sosyalizme ve emeğe dair yüksek ahlaki idealler, dogmatizme yol açan etmenlerin ve iktidar sınıfının gizli baskısının giderilmesidir.”

Fakat Sakharov için ‘küresel tek devlet’ modeli federalistlerin inandığı türde değildi. Önerdiği ‘yatay’ bir yapıydı. Birliğe üye olan ülkeler, tamamıyla özerk olabilirdi. 1989 yılında, Sovyet Parlamentosu’nda milletvekilliği yaptığı dönemde Avrupa ve Asyalı Cumhuriyetler Birliği Anayasası taslağı üzerine çalıştı. SSCB’nin dönüşümünün bu yasa ile hayata geçirilmesi planlanıyordu.

ÖZERK BÖLGELER BÜTÜNÜ

Günümüz Rusya’sında hayatta olsa, Sakharov ‘aşırı’ düşünceleri nedeniyle yargılanırdı çünkü ülke topraklarının dört bölgeye ayrılmasını savunuyordu: Avrupa Rusya’sı, Ural, Batı Sibirya ve Doğu Sibirya. Daha da önemlisi, Sakharov Anayasası, her bir cumhuriyetin ve bölgenin tamamen özerk olmasını savunuyordu.

O dönem soru işaretleri yaratan sorunlar –örneğin, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki etnik gerilim– sınırların etnik kimliklere göre çizileceği neticesini doğuruyordu. Fakat Sakharov’un modeline göre, Birliğin her yeni üyesinin kendi yerel meclisi olacaktı ve bu meclis konfederasyon yasasının belli maddelerine karşı çıkma, kendi yasalarını dilediğini gibi iyileştirme hakkına sahip olacaktı. ‘Genel’ yasaların sayısı düşük olacak, Birlik Başkanı’nın veto yetkisi yalnızca üçte bir ya da daha az üye tarafından onaylanan yasalar için geçerli olacaktı.

GÜCÜ DAĞITMAK

Günümüzde mahremiyetimiz bir yandan devletler, diğer yandan teknoloji devleri tarafından saldırı altındayken, bu tasarı hakkında neler söyleyebiliriz? Yakından baktığımızda, Sakharov’un tasarısı yerel bürokratların yerine uluslararası bürokratlar atanmasını öngörmüyordu. Bunun yerine, çok düzeyli politik sistemin esnek bir biçimde çalışması ve delegelerin düzenli olarak yer değiştirmesi öngörülüyordu. Delegeler yerel siyasetçiler ve seçmenler tarafından atanacak, bu sıradan insanlar ‘siyasi tercihlerini’ dört yılda bir değil, çok daha sık ifade edeceklerdi. Konfederasyon ‘yatay’ bir yapıya sahipti çünkü amacı gücü az kişide toplamak değil, tam tersine dağıtmaktı.

Sakharov, bu modele geçişin uzun sürmeyeceğini umuyordu. Tabii teklif ettiği modelin iktidar mensuplarına zarar vereceğinin de farkındaydı. Bu kişiler için “Roma'da ikinci adam olmaktansa, köyde birinci adam olmak” daha kazançlıydı. Dahası, Sakharov’un öngörebildiği bir şey daha vardı; eskinin emperyal güçleri arasında ‘nükleer çarpışma’ riski ile iklim üzerindeki devasa tehditler eşzamanlı olarak çözülmek zorunda kalacaktı.

KÜRESEL BİRLİK ÇAĞRISI

Sakharov’un temel ‘çevreci’ mesajı şuydu: İnsanlık yalnızca askeri felaket değil, aynı zamanda çevresel felaket tehdidi ile karşı karşıya. İşte bu yüzden, küresel birliğe ihtiyacımız var. Çözüm, Birleşmiş Milletler’den çok daha kapsamlı bir yapıya ihtiyaç duyuyor. İnsanlığın birlik halinde çözmesi gereken öyle sorunlar yaşanacak ki; yönetişim, dayanışma ve özerklik tartışmalarını şimdiden yürütmek gerek.

Sakharov’un sözünü ettiği problemlerin hepsini 2022’de görüyoruz. Nükleer savaş ihtimali bir kez daha gündemde. Vladimir Putin stratejik nükleer envanterini teyakkuza aldı. Şi Cinping sürece el atmakta aceleci davranmıyor. Küresel ısınma, adaletsizlik ve açlık gibi konular gündeme dahi alınmıyor. Sakharov siyasi anlamda da ‘kaynaşmaya’ inanıyordu – hayalindeki sistem komünizm ve kapitalizmin olumlu öğelerinin birleşiminden yaratılacaktı.

Bu tür bir sistem hayata geçirilmek istense birçok istenmeyen taviz verilecek ve dünya ticaretinin yeniden düzenlenmesi bile çetin mücadelelere konu olacak. Fakat gece kafamızı yastığa koyarken birbirine öfkelenen liderlerin nükleer silah kullanma ihtimalinden korkacağımıza, bu tartışmaları şimdi yürütmek daha akıllıca.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Tribune Mag